• YILLIK İZİNLERİN VERİLMEMESİ GERÇEK ÜCRETLERİN BORDOLARA YANSITILMAMAS

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S.İşK/37,41,44,46,47,57

    T.C
    YARGITAY
    9.HUKUK DAİRESİ

    Esas No:  2005/9564
    Karar No: 2005/36542
    Tarihi:      21.11.2005

    l YILLIK İZİNLERİN VERİLMEMESİ GERÇEK ÜCRETLERİN BORDOLARA YANSITILMAMASI
    l HAKLI FESİH
    l KALİFİYE ELAMANIN ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMASININ KABUL EDİLEMEYECEĞİ

    ÖZETİ: Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde yıllık ücretli izninin kullandırılmaması, ücretlerinin gerçek anlamda bordrolara yansıtılmaması ve çalışmalarının sigortaya geç bildirilmesi nedeniyle davacının hizmet akdini haklı nedenle kendisinin feshettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
    Dosyaya sunulan imzalı ücret bordroları asgari ücretten düzenlenmiş olup tüm çalışanların ücretleri asgari ücretten gösterilmiştir. Davacı tanıkları davacıdan önce işyerinden ayrılan kişiler olup kendilerinin ayrıldığı tarihte davacının aldığı ücreti söylemişlerdir. Ancak davacının konfeksiyon işyerinde ütücü olarak çalıştığı ve kalifiye eleman olduğu anlaşılmakla asgari ücretle çalışmayacağı da açıktır. Ücret bordroları ile tanık anlatımları arasında ki çelişkinin giderilmesi için davacının yaptığı iş ve kıdemi belirtilerek dava konusu dönemde açıklanmak suretiyle meslek odasından alabileceği ücret sorulmalıdır.

    DAVA: Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, fazla mesai, ücret, yıllık izin ücreti ile bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2. Davacı, yıllık ücretli iznini kullanmak için işverene müracaat ettiğinde kendisine izin verilmediğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmesini isteyince de işverence işine son verildiğini, sigortasının geç yapıldığını iddia ederek bu isteklerinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
    Davalı ise davacının kendiliğinden ayrıldığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece akdin işverence feshedildiği kabul edilerek davacının istekleri kısmen hüküm altına alınmıştır.
    Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde yıllık ücretli izninin kullandırılmaması, ücretlerinin gerçek anlamda bordrolara yansıtılmaması ve çalışmalarının sigortaya geç bildirilmesi nedeniyle davacının hizmet akdini haklı nedenle kendisinin feshettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
    3. Davacı aylık net 440.000.000 TL. ücret aldığını iddia etmiş davalı ise asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece davacı iddiasına değer verilerek dava konusu alacaklar hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Dosyaya sunulan imzalı ücret bordroları asgari ücretten düzenlenmiş olup tüm çalışanların ücretleri asgari ücretten gösterilmiştir. Davacı tanıkları davacıdan önce işyerinden ayrılan kişiler olup kendilerinin ayrıldığı tarihte davacının aldığı ücreti söylemişlerdir. Ancak davacının konfeksiyon işyerinde ütücü olarak çalıştığı ve kalifiye eleman olduğu anlaşılmakla asgari ücretle çalışmayacağı da açıktır. Ücret bordroları ile tanık anlatımları arasında ki çelişkinin giderilmesi için davacının yaptığı iş ve kıdemi belirtilerek dava konusu dönemde açıklanmak suretiyle meslek odasından alabileceği ücret sorulmalıdır. Gelecek yazı cevabına göre gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu alacaklar hususunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.


     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ