• YILLIK İZİN ÜCRETİNDEN SON İŞVERENİN SORUMLU OLACAĞI

    YARGITAY
    7. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2014/16447
    2015/7194
    16.04.2015
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK. /6,57

     
       
    • YILLIK İZİN ÜCRETİNDEN SON İŞVERENİN SORUMLU OLACAĞI
    • DEVREDEN İŞVERENİN YILLIK İZİN ÜCRETİNDEN VE İHBAR TAZMİNATINDAN SORUMLU OLMAYACAĞI
      ÖZETİ   Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
                    İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
                    Somut olayda dosya kapsamında yer alan SGK evrakları ve tarafların beyanları nazara alındığında; davacının davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 6111 sayılı Kanuna göre 14.11.2011 tarihinde çıkışının verildiği ve 15.11.2011 tarihinde de Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü üzerinden temizlik işçisi olarak SGK primlerinin ödenmeye başlandığı davacının 17.7.2013 tarihinde emekli olduğu anlaşılmaktadır. 6111 sayılı Kanun gereği yapılmış olan bir devir söz konusudur ki kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı hakkında yıllık izin ücretinin tahsiline dair açılan davanın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    ..


     
     
         
                 
                   
    Dava Türü                           : Alacak
                    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
                    Davacı vekili;davacının davalı Belediyede çalışırken 14.11.2011 tarihinde nakil nedeniyle işten çıkartıldığını ve hak etmiş olduğu yıllık izin ücretinin kendisine ödenmediğini belirterek yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
                    Davalı vekili,davacının valilik oluru ile İl Kültür Müdürlüğüne atamasının yapıldığını,açılan davanın iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
                    Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
                    İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
                    İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
                    İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
                    Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
                    İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
                    Somut olayda dosya kapsamında yer alan SGK evrakları ve tarafların beyanları nazara alındığında; davacının davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 6111 sayılı Kanuna göre 14.11.2011 tarihinde çıkışının verildiği ve 15.11.2011 tarihinde de Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü üzerinden temizlik işçisi olarak SGK primlerinin ödenmeye başlandığı davacının 17.7.2013 tarihinde emekli olduğu anlaşılmaktadır. 6111 sayılı Kanun gereği yapılmış olan bir devir söz konusudur ki kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı hakkında yıllık izin ücretinin tahsiline dair açılan davanın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
                    Ayrıca mahkemenin kabulüne göre de davacı tarafça HMK 109. maddeye göre kısmi dava açılmış olup dava dilekçesinde talep edilen tutar bakımından dava tarihinden, ıslaha konu edilen tutar için ise ıslah tarihinden faiz işletilmesi  gerekirken toplam tutara dava tarihinden faiz işletilmesi de doğru olmamıştır.
                    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.04.2015  gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ