• USULÜ KAZANILMIŞ HAK

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/41

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2023/9892
    Karar No. 2023/8738
    Tarihi: 07.06.2023
    USULÜ KAZANILMIŞ HAK
    İMZALI ÜCRET BORDROLARINDA FAZLA ÇALIŞMA TAHAKKUKLARININ BULUNDUĞU DÖNEMLERİN FAZLA ÇALIŞMA HESAPLANMASINDA DIŞLANMASININ GEREKTİĞİ

    ÖZETİ: Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozma ilâmına uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.
    Somut uyuşmazlıkta bozma ilâmında, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku bulunan ayların fazla çalışma ücreti hesabında dışlanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilâmı sonrası alınan hükme esas bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesaplanırken tahakkuk bulunan ayların dışlanması yerine bordrolarda yer alan ödemelerin mahsup edildiği anlaşılmaktadır. Bozma ilâmına uyulmasına rağmen bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmemesi hatalıdır.

    Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:           
    I. DAVA         
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 17.08.2004-02.01.2013 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle 31.12.2012 tarihinde feshedildiğini, davalı işyerinde günde 9 saat olmak üzere haftada 45 saat çalışıldığını, fazla çalışma yapıldığı zamanlarda karşılığının ödendiğini, davacının aylık ücretli olması nedeniyle çalışmadan hak kazandığı ücretinin de aylık ücretinin içinde olduğunu, genel tatil günlerinde çalışması hâlinde bugüne ait ücretin de ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    III. MAHKEME KARARI
    Mahkemenin 01.10.2015 tarihli ve 2013/400 Esas, 2015/317 Karar sayılı kararı ile; toplanan tüm delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    2. Dairemizin 03.07.2019 tarihli ve 2015/32035 Esas, 2019/14896 Karar sayılı kararıyla; davacının tüm temyiz itirazları reddedilerek somut uyuşmazlıkta davacı işçinin imzası bulunan ve fazla çalışma tahakkuku bulunan ayların fazla çalışma hesabından dışlanması, tahakkuk bulunmayan aylar bakımından ise fazla çalışma hesabının yapılması gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu, bozmanın davalı temyizi üzerine olması nedeniyle miktar bakımından davalı lehine oluşmuş usulü kazanılmış hakkın gözden kaçırılmaması gerektiği, davalının ıslaha karşı zamanaşımı def'i nedeniyle ıslah tarihinin 24.02.2015 tarihi olduğu gözetildiğinde zamanaşımı hesabının 24.02.2010 tarihi yerine hatalı bir şekilde 24.02.2009 tarihi esas alınarak yapılmasının ayrı bir bozma sebebi olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı sonrası alınan ilk bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti 1.938,52 TL (bordrodaki sürelerdeki hesap) ile 5.466,86 TL (tanık beyanı ile tespit edilen hesaba %30 indirim uygulanan hesap) olmak üzere toplam 7.405,38 TL olarak hesaplanmış ise de bozmanın davalı temyizi üzerine yapıldığı gözetilerek davalının usuli kazanılmış hakkı da dikkate alındığında davacının ilk kararda belirtildiği şekilde net 3.487,89 TL fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğunun tespit edildiği, belirlenen miktardan %30 oranında indirime gidildiği, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve genel tatil alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.               
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili; davacının tüm işçilik alacaklarının ücret bordrolarındaki tutarlarla birlikte davacının banka hesabına ödendiğini, aylık ücret miktarının hatalı belirlendiğini, davacının fazla çalışma alacağı bulunmadığı hususunun imzalı ücret bordroları ile ispatlandığını, bozma ilâmına aykırı şekilde fazla çalışma ücretine hükmedildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bozma ilâmına aykırı şekilde tespit ve hesaplama yapıldığını, fazla çalışma ücreti hesabında tamamen dışlanması yerine mahsup suretiyle hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, diğer alacakların da hatalı hesaplandığını, zamanaşımı hususunun hatalı değerlendirildiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz talebinde bulunmuştur.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücretinin hesaplanmasına ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 ve 63 maddeleri.
    2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
    "...
    3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar)...."
    3. Değerlendirme
    1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozma ilâmına uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.
    3. Somut uyuşmazlıkta bozma ilâmında, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku bulunan ayların fazla çalışma ücreti hesabında dışlanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilâmı sonrası alınan hükme esas bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesaplanırken tahakkuk bulunan ayların dışlanması yerine bordrolarda yer alan ödemelerin mahsup edildiği anlaşılmaktadır. Bozma ilâmına uyulmasına rağmen bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmemesi hatalıdır.
    4. Bozma ilâmından önce hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2012 yılı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku bulunmayan aylar için hesaplama yapılmamış, davacı tarafından bu husus temyiz konusu yapılmadığından bozma kapsamı dışında kalarak davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma ilâmı öncesi yapılan yargılamada fazla çalışma ücretinde hesaplama dışı bırakılan 2012 yılındaki ilgili aylar bakımından bozma ilâmı sonrası alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda yeniden hesaplama yapılmasıyla davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilmesi de hatalıdır.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
    Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
    07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ