• ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN PRİM BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU

     
    YARGITAY
    10. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/2568
    2015/5319
    23.03.2015
    İlgili Kanun / Madde
    506 S. SSK. /80
     
       
    • ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN PRİM BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU
    •  
     
    ÖZETİ  01.10.2008 tarihine kadar ki prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması gerekir. 01.10.2008 tarihinden sonra ise, şirket yönetim Kurulu üyesi olması yeterli görülmüştür 


     
     
         
                 

    Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Yasemin karabulut tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit
    edildi.
    Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayıl; Kanunun 35, mükerrer 35. mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
    506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici (^ey^ı yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur, hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahij, olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte~müştereken ve müteselsilen sorumludur. " hükmünü öngörmüştür.

    6183 sayılı kanunun mükerrer 35. maddesine göre ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin mal varlıklarıyla sorumlu olacağı öngörülmüştür.
    Yukarda ki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, 01.10.2008 tarihine kadar ki prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması gerekir. 01.10.2008 tarihinden sonra ise, şirket yönetim Kurulu üyesi olması yeterli görülmüştür.

    Somut olayda, ödeme emirlerine konu borç, dava dışı anonim şirketin, 2008/299185 no'lu ödeme emri ile,     2006/5-2012/6 aylara  ilişkin işsizlik  ve damga vergisi, 2007/1-2012/6 aylara ilişkin prim borcu , 2008/300172 sayılı ödeme emri ile 2007 ve 2012 yıllarına ilişkin idari para cezası, 2009/13660 no'lu ödeme emri ile 2007/3-2013/5 aylara ilişkin prim, işsizlik sigortası ve damga vergisi     borcuna ilişkindir. Ticaret Sicil kayıtları ve dosya içeriğine göre, davacının, 10.01.2007 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 29.12.2006 tarihli olağan genel kurul    toplantısında Yönetim Kurul üyesi olduğu, 22.02.2008 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 19.02.2008 tarihli yönetim kurul kararında davacıya "B" grubu imza yetkisi verildiği kararının tescil olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile   1-2008/20300/300172 sayılı 07.01.2014 tarihli ödeme emrinin iptaline,  2008/20300, 20301, 2009/13663, 13664, 13668, 13672, 13682, 013, 24668 sayılı takibin, 41.111,64 TL'lik kısmının karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına,    2009/13660/300300 sayılı 07.01.2014 tarihli ve 2008/20300/299185 sayılı 07.01.2014 tarihli ödeme emirlerine yönelik istemin reddine dair hüküm tesis edilmiş ise de, dosya içindeki bilgi ve belgelerden 01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları hakkında    506 sayılı Kanun'un 80. maddesi gereği irdeleme yapılmaması isabetsizdir.
    Belirtilen nedenlerle, öncelikle 01.01.2006 tarihinden itibaren dava dışı Um Denizcilik San A.Ş.'ye ait tüm ticaret sicil kayıtları eksiksiz celbedilmeli ve   öncelikle, borcun ilişkin olduğu dönem de dikkate alınarak, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemler ve anılan dönemlerde üst düzey yönetici ya da yetkili sıfatıyla şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı araştırılıp belirlenmeli , "B" grubu imza yetkisi olduğu dönemdeki sorumluluğunun kapsamı irdelenmeli, yönetim Kurul üyelerinin temsil ve ilzam yetkilerinin belirlenmesi anlamında   ortaklar arasında görev dağılımı olup olmadığı neticeden görev dağılımı olmaması    halinde  6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 336. maddesi gözetilerek tüm yönetim kurul üyelerinin temsil ve ilzama yetkili olduğu kabul edilmeli, 01.10.2008 tarihinden sonrası için yönetim Kurul üyesi olmanın sorumluluk için yeterli olduğu gözetilerek elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu hukuki olgular çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
    O hâlde, davacı ve davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ