• ÜCRETTEN KESİNTİ YAPILMASI

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/32

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2023/3707
    Karar No. 2023/6742
    Tarihi: 08.05.2023

    ÜCRETTEN KESİNTİ YAPILMASI
    İŞVERENCE AÇIKÇA YAPILMIŞ FAZLA ÖDEMENİN GERİ ALINMASI İÇİN ÜCRETTEN KESİNTİ YAPILABİLECEĞİ

    ÖZETİ 2. Taraflar arasında ücretten yapılan kesintinin hukuka uygun olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğine göre, davacının ücreti hizmet alım sözleşmelerinde asgari ücretin %100 fazlası olarak belirlenmiştir. Asgari ücret artış dönemlerindeki farkın işçiye yansıtılması gerektiğinden, aradaki fark geçmişte iki kat uygulanmakta iken Sayıştayın ilgili raporu üzerine tek kat olarak uygulanmaya başlanmış, daha önce ödenen fazla miktar da işçi ücretinden her ay kesilerek geri alınmıştır. Belirtmek gerekir ki, işverenin yaptığı bu kesinti haklı bir sebebe dayanmaktadır. Yapılmış açık bir fazla ödemenin geri alınması niteliğindedir. 4857 sayılı Kanun'un 62 nci maddesindeki şartlar somut olayda oluşmamıştır. Mahkemece ücret kesintisi alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili, müvekkilinin 01.09.2009 tarihinden itibaren davalı asıl işveren Devlet Hava Meydanları İşletmesine ait Kayseri Havalimanında alt işveren şirket işçisi güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davalı Şirketin son alt işveren olduğunu, davacının aylık ücretinden müfettiş raporlarına istinaden geçmiş dönemde fazla ücret ödendiği iddiası ile 2012 yılı içinde 1.000,00 TL tutarında kesinti yapıldığını, müfettiş raporlarına dayandırılan ve 2010 ile 2011 yıllarında fazla ücret ödemesi yapıldığı yönündeki davalı iddiasının haksız olduğunu, davacının aylık ücreti asıl işveren ve alt işveren arasında akdedilen hizmet alım sözleşmeleri uyarınca asgari ücretin 2 katı olduğundan muvafakatı olmaksızın ücretten kesinti yapılmasının 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) aykırı olduğunu savunarak ücret kesintisi ve farkının tahsilini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    1.Davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, personele fazladan ödeme yapıldığı yönünde düzenlenen müfettiş raporu gereğince ücret kesintilerinin yapıldığını, ücretlerin kanuna aykırı bir şekilde düşürülmediğini, kesintilerin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    2. Davalı Pars Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekili; dava konusu alacakların belirlenebilir olmaları nedeniyle belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, dava konusu alacaklardan zamanaşımı süresi dolanlar bakımından zamanaşımı nedeniyle taleplerin reddi gerektiğini, davacının davalı Şirketin diğer davalı İdareden aldığı güvenlik işi ihalesinde 01.01.2017 tarihinden itibaren çalıştığını ve personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihalesi kapsamında istihdam edildiğini, davacı ile davalı Şirket arasında 01.01.2012 tarihinde işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının aylık ücretinin ihale şartnamesi ile belirlendiğini, davacı ile imzalanan iş sözleşmesinde davacının aylık ücretinin açık ve net bir biçimde belirtildiğini, davacının 01.01.2017 tarihi öncesi döneme ait ücret/fark alacağı taleplerinden davalı Şirketin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yüklenici firmalarla imzaladığı iş sözleşmelerinde aylık ücret miktarının açıkça belirlendiği, sözleşmelerin davacı tarafından "okudum, anladım, kabul ediyorum" şerhi düşerek imzalandığı, sözleşmelerde belirlenen aylık ücret tutarının davacı yönünden bağlayıcı olduğu, bu nedenle iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücret tutarının altında kalan dönemlerin hüküm altına alındığı, ücret kesintisi alacağı bakımından, 2012 yılında yapılan idari soruşturma sonucunda düzenlenen müfettiş raporu uyarınca alt işveren şirket işçilerine ödenen ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin asgari ücret artışından kaynaklanan fark tutarların işçilerin ücretinden kesinti yapılarak tahsil edildiğinin anlaşıldığı, hizmet alım sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra asgari ücret artışlarından kaynaklanan fark ücretler konusundaki uyuşmazlığın sözleşmenin taraflarına ait olduğu, işçinin yazılı onayı alınmadığı sürece aylık ücretinden indirim ve kesinti yapılamayacağı gerekçesiyle hüküm altına alındığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
    B. İstinaf Sebepleri
    1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından davacıya ihale dönemlerinde imzalatılan sözleşmelerde ücret miktarının belirtildiği gerekçesiyle ücret farkı alacağının 2014 sonrası dönem yönünden reddinin hatalı olduğunu, davacının ücretinin 01.11.2012 tarihinde asgari ücretin %100 fazlasından %50 fazlasına indirildiğini, ücret düşürülürken davacının yazılı izninin alınmadığını, daha sonraki yıllarda ve en son 2017 yılında alt işverenler değiştiğinden dolayı yeni gelen alt işverenlerin prosedür gereği iş sözleşmesi imzalattığını, sözleşmelerin matbu olduğunu, davalar açıldıktan sonra ücret kısımlarının elle doldurulup dosyaya sunulduğunu, hiçbir işçinin ücretin düşürülmesine muvafakat etmeyeceğini, ücret düşüklüğünün bir kez yapılıp yazılı izin alınmadığını, seri dosyalarda dava açıldığı tarihe kadar olan dönemin ücret farklarının hesaplandığını, sözleşmelerin işçiler tarafından imzalanmasının muvafakat anlamında değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    2. Davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; belirsiz alacak davası açılamayacağını, ihaleyi üstlenen şirket eli müvekkili idarenin sözleşme imzaladığını, İlk Derece Mahkemesinin ücretin tek taraflı olarak düşürüldüğünü kabul etmesinin hukuka aykırı olduğunu, 01.01.2014 - 31.12.2014 arasında ücret alacağının bulunduğunun kabulünün hukuka aykırı olduğunu, İstanbul ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı talep edildiğini ve bunun sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    3. Davalı Pars Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekili dilekçesinde istinaf dilekçesinde; davacı ile aralarında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, sözleşmede ücretin açık ve net şekilde belirtildiğini, fark ücretin talep edilemeyeceğini, 01.01.2017 tarihinde iş sözleşmesinin imzalandığını, davacının ücretinin yazılı olarak belirlendiği sözleşmelerdeki ücrete ilişkin davalarda taleplerin reddedildiğini, 01.01.2014 - 01.01.2017 döneminde ücretlerin sözleşmelerde yazılı ve imzalı olduğunu, emsal kararların dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işçi ile alt işveren şirket arasında imzalanan iş sözleşmelerinde davacının ücretinin yazılı olduğu ve bankadan ödendiği, buna göre davacının 01.01.2012 tarihinden sonraki dönem yönünden aylık ücretine ilişkin bu değişikliği kabul ettiği, Yargıtay 9 Hukuk Dairesinin 2021/6899 Esas ve 11113 Karar sayılı ilâmının bu yönde olduğu, ancak davacıya ödenecek ücretin sözleşmede, asgari ücretin %50 fazlası olduğu kararlaştırılmasına rağmen bu orandan daha düşük tutarda ödemelerin yapıldığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olan hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen değerlendirmesi dikkate alındığında ücret fark alacağına ve ücret kesintisi nedeniyle alacağa hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı DHMİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde; ihaleyi alan yüklenici şirketle ücret hususunun açıkça ve rakamla belirtildiği bireysel iş sözleşmeleri dosya kapsamında olduğu, davacı işçinin ücretinin tek taraflı ve kanuna aykırı olarak düşürüldüğünü kabul edilmesinin hatalı olduğu, davacının yüklenici işçisi olması ve ücretinin yüklenici tarafından ödenmesi durumu karşısında taraflarının ücret ödemelerinden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, personele fazladan ödeme yapıldığı yönünde düzenlenen müfettiş raporu gereğince ücret kesintilerinin yapıldığını savunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının ücretinden yapılan kesintinin hukuka uygun olup olmadığı buna göre ücret farkı talebinin yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
    2. İlgili Hukuk
     6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 22 ve 62 nci maddeleri.
    3. Değerlendirme
    1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı DHMİ Genel Müdürlüğünün vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Taraflar arasında ücretten yapılan kesintinin hukuka uygun olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğine göre, davacının ücreti hizmet alım sözleşmelerinde asgari ücretin %100 fazlası olarak belirlenmiştir. Asgari ücret artış dönemlerindeki farkın işçiye yansıtılması gerektiğinden, aradaki fark geçmişte iki kat uygulanmakta iken Sayıştayın ilgili raporu üzerine tek kat olarak uygulanmaya başlanmış, daha önce ödenen fazla miktar da işçi ücretinden her ay kesilerek geri alınmıştır. Belirtmek gerekir ki, işverenin yaptığı bu kesinti haklı bir sebebe dayanmaktadır. Yapılmış açık bir fazla ödemenin geri alınması niteliğindedir. 4857 sayılı Kanun'un 62 nci maddesindeki şartlar somut olayda oluşmamıştır. Mahkemece ücret kesintisi alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle,
    1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde DHMİ Genel Müdürlüğüne iadesine,
    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ