• ÜCRETİN ÇALIŞMA KARŞILIĞI OLMASI

     
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2010/36629
    2012/44361
    26.12.2012
    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İş. K/32-34
       
    • ÜCRETİN ÇALIŞMA KARŞILIĞI OLMASI
    • İŞ SÖZLEŞMESİNİN KURULMADIĞI DÖNEM İÇİN GENEL MAHKEMELERİN GÖREVLİ OLACAĞI
     
    ÖZETİ 4857 sayılı İş Kanununda 32 inci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
                Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.
                Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
                İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler.
                Somut olayda davalı Tedaş tarafından personel alımı için 26-29 Aralık 2004 tarihleri arasında mülakat yapıldığı, davacının avukat olarak işe alındığı ve 30.12.2004 tarihine kadar ilgili evrakları kuruma teslim ettiği anlaşılmaktadır. Ancak Tedaş 31.12.2004 tarihinde sınavı iptal etmiştir. Davacı bu işleme karşı idari yargıda iptal davası açmış ve iptal kararı üzerine 08.02.2006 tarihinde işe başlamıştır. Davacı 30.12.2004-14.06.2005 tarihleri arasında başka işveren yanında çalışmıştır. Davacının 15.06.2005-7.2.2006 tarihleri arasında 7 ay 23 gün süreyle başka bir yerde çalışması bulunmamaktadır. Davacı bu dönemde çalışmış gibi ücret talep etmiştir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ücret bir iş karşılığıdır. Çalışmadığı süre için ücret isteyemez. Sonuç olarak davacı ile işveren arasındaki hizmet akdi İdari Yargı kararı üzerine 08.02.2006 tarihinde kurulduğundan talep döneminde taraflar arasında hizmet akdi yoktur. Bu nedenle davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken talebin kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir

    .
     
                 

               
    DAVA      :Davacı,  ücret, prim, ikramiye, avukatlık ücreti alacaklarının ödetilmesine  karar verilmesini istemiştir.
                            Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                             Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi C.Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
                Davacı 26.12.2004 tarihinde davalılardan Tedaş Genel Müdürlüğünün mülakatı ile geçici işçi olarak, davalının kuruluşu olan diğer davalı Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. de avukat olarak işe alındığını, aynı gün Tedaş Yönetim Kurulunun sınavı iptal ettiğini ve çıkışının verildiğini, 15.06.2005 tarihine kadar geçici olarak başka bir işveren nezdinde çalıştığını, davalının işlemine karşı Ankara 4.İdare Mahkemesinde iptal davası açtığını, mahkemenin 07.12.2005 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ve işe başlatıldığını, 2005/2141 E. 2006/1446 K.sayılı ve 22.06.2006 tarihli ilam ile idarenin işleminin iptal edildiğini, 26.12.2004 - 07.02.2006 tarihleri arasında 7 ay 23 gün işsiz kaldığını, bu dönemde davalının haksız çıkarma işlemi ve yürütmeyi durdurma kararını geç uygulamasından dolayı prim, ikramiye, avukatlık ücreti gibi bir takım mali haklardan ve sosyal güvencelerden mahrum kaldığını ileri sürerek  ücret, prim, ikramiye ve avukatlık ücreti alacağını istemiştir.
                Davalı Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş., davacının işe alınma, sınav ve sözleşme iptali gibi tüm işlemlerin diğer davalı TEDAŞ Gen.Müd.tarafından yapıldığını, davacının 08.02.2006 tarihinde geçici işçi statüsünde avukat olarak işe başladığını, Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye tayin edildiği 14.06.2007 tarihine kadar çalıştırıldığını, 4857 sayılı kanunun 32.maddesine gör ücretin bir iş karşılığı ödeneceğinin hükme bağlandığını, davacının boşta geçen sürede çalışmış gibi kabul edilerek ücret ve diğer haklar talebinde bulunmasının yasa hükmüne uygun olmadığını, en yüksek banka mevduat faizi talep edilemeyeceğini, temerrüt şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
                Davalı Tedaş, davacının kendi bünyelerinde çalışmasının olmadığını, iddia konusu dönemde çalışması olmayan davacının ücret ve çalışmaya bağlı diğer hakları talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
                Taraflar arasında işçinin çalışmadığı dönemde ücrete hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
                1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
                2-4857 sayılı İş Kanununda 32 inci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
                Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.
                Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
                İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler.
                Somut olayda davalı Tedaş tarafından personel alımı için 26-29 Aralık 2004 tarihleri arasında mülakat yapıldığı, davacının avukat olarak işe alındığı ve 30.12.2004 tarihine kadar ilgili evrakları kuruma teslim ettiği anlaşılmaktadır. Ancak Tedaş 31.12.2004 tarihinde sınavı iptal etmiştir. Davacı bu işleme karşı idari yargıda iptal davası açmış ve iptal kararı üzerine 08.02.2006 tarihinde işe başlamıştır. Davacı 30.12.2004-14.06.2005 tarihleri arasında başka işveren yanında çalışmıştır. Davacının 15.06.2005-7.2.2006 tarihleri arasında 7 ay 23 gün süreyle başka bir yerde çalışması bulunmamaktadır. Davacı bu dönemde çalışmış gibi ücret talep etmiştir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ücret bir iş karşılığıdır. Çalışmadığı süre için ücret isteyemez. Sonuç olarak davacı ile işveren arasındaki hizmet akdi İdari Yargı kararı üzerine 08.02.2006 tarihinde kurulduğundan talep döneminde taraflar arasında hizmet akdi yoktur. Bu nedenle davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken talebin kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
                SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ