• TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İKRAMİYE ALACAĞINA EN YÜKSEK İŞLETME KREDİSİ FAİZİNİN UYGULANACAĞI

           
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2010/32034
    2013/14
    14.01.2013
    İlgili Kanun / Madde
    6356 S. STİK/53
       
    • TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İKRAMİYE ALACAĞINA EN YÜKSEK İŞLETME KREDİSİ FAİZİNİN UYGULANACAĞI
     
    ÖZETİ dava konusu edilen ikramiye yasa gereği yasal faiz işletilmesi gereken ilave tediye ile TİS ile getirilen ikramiyeden oluşmaktadır. Bu nedenle 2 nolu bentte belirtilen miktardan, davalı vekilinin itirazı da dikkate alınarak,  ne kadarının ilave tediye, ne kadarının TİS ile getirilen ikramiye olduğu belirlenmeli, ilave tediyeden oluşan ikramiye alacağına şimdiki gibi dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz, TİS'ten kaynaklı ikramiye alacağına ise TİS ile öngörülen muacceliyet tarihinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi işletilmelidir. Bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır
     

    .
     
                 

    DAVA            : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ikramiye alacağı, sorumluluk zammı alacağı, TİS'den doğan iş güvencesi tazminatı alacaklarının  ödetilmesine  karar verilmesini istemiştir.
                        Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                        Hüküm süresi içinde  taraflar avukatlarınca temyiz  edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi N.Doğan Ceylan  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
               
                A) Davacı İsteminin Özeti:
                Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davalı belediyede daktilograf olarak çalışmaya başladığını, 15 yıl süre ile belediyenin değişik birimlerinde çalıştığını, müvekkilinin 15 yıllık çalışma süresinin yaklaşık 2 yılını belediye başkanlığı sekreterliğinde, yaklaşık 2 yılını başkatiplik biriminde, yaklaşık 11 yılını ise belediye muhasebe biriminde tahakkuk memuru olarak çalıştığını, 2009 yılı Mart ayında yapılan mahalli idareler seçimi ile belediye başkanlığı görevini devralan belediye başkanı ile müvekkili arasında siyasi çekişme yaşandığını, davalı Belediye Başkanlığı'nın yerel seçimlerden kısa bir süre sonra müvekkilinin çalışma şartlarında esaslı değişiklik meydana getiren görevlendirme yaptığını, müvekkilinin ihtarname keşide ederek iş akdini feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 
                B) Davalı Cevabının Özeti:
                Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir. 
                C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
                Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
                D) Temyiz:
                Kararı davacı ve davalı taraf temyiz etmiştir
                E)Gerekçe:
                1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
                2-Davacı lehine hüküm altına alınan ikramiye alacağı ile ilgili taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.
                Mahkeme hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2008 Ocak ayından itibaren ikramiye alacağının ödenmediği kabul edilerek buna göre hesaplama yapılmış ve mahkeme bu miktarı hüküm altına almıştır.
                Davalı vekili bilirkişi raporunun tanziminden sonra davacının imzası bulunan bazı ikramiye bordroları ile ödeme emirleri, banka dekontları sunarak davacının bir kısım ikramiye alacaklarının ödendiğini savunmuştur. Mahkemece davalı vekilinin bu itirazı üzerinde durulmamıştır. Davalı vekilinin bu itirazı üzerinde durulup sunulan belgelerin irdelenmesi,  bu hususta gerekirse ek hesap raporu alınarak bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
                3-İkramiye alacağına yürütülecek  faizin türü ve başlangıç tarihi ihtilaflıdır.
                Mahkemece hüküm altına alınan ikramiye alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir. Davacı vekilinin dava ve ıslah dilekçesindeki talebi ise bu alacağın TİS hükümlerine göre muaaccel olduğu tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi yönündedir.
                Davaya konu ikramiye alacağı TİS'nin 49.maddesine göre 6772 sayılı Yasaya göre verilmesi gereken yıllık 52 yevmiye tutarındaki ilave tediye ile TİS ile getirilen yıllık 30 günlük ücret tutarındaki ikramiyeden oluşmaktadır. Ve yine TİS'nin anılan hükmüne göre bunların toplamı 12'ye bölünerek her ay 7 yevmiye tutarında ödenir.
                Bu durumda dava konusu edilen ikramiye yasa gereği yasal faiz işletilmesi gereken ilave tediye ile TİS ile getirilen ikramiyeden oluşmaktadır. Bu nedenle 2 nolu bentte belirtilen miktardan, davalı vekilinin itirazı da dikkate alınarak,  ne kadarının ilave tediye, ne kadarının TİS ile getirilen ikramiye olduğu belirlenmeli, ilave tediyeden oluşan ikramiye alacağına şimdiki gibi dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz, TİS'ten kaynaklı ikramiye alacağına ise TİS ile öngörülen muacceliyet tarihinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi işletilmelidir. Bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
                F) Sonuç:
                Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA,  peşin alınan
    temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ