• ÖLÜM SİGORTASINDAN ÇİFT GELİR VEYA AYLIK BAĞLANAMAYACAĞI

     
    YARGITAY
    10. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/3277
    2015/5905
    30.03.2015
    İlgili Kanun / Madde

    1479 S.BağK/46
    5510 S.SGK/34,54


     
       
    • ÖLÜM SİGORTASINDAN ÇİFT GELİR VEYA AYLIK BAĞLANAMAYACAĞI
      ÖZETİ  Anılan yasal düzenlemeler kapsamında dava irdelendiğinde; bu tür ölüm sigortasından aylık tahsislerinde, ayrık durumlar dışında genel kural olarak hakkı doğuran olay tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuatın uygulanması gerekmekte olup, buna göre sigortalı babanın yaşamını yitirdiği gün itibarıyla yürürlükteki 1479 sayılı Kanunun 45 maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde yer alan, geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulunun, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacı yönünden gerçekleşmediği belirgindir.
    Diğer taraftan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasal değişiklikle, bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çatışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan davacı hakkında 45. maddedeki aylık bağlama engeli kaldırılmış ise de bu kez 46/2. madde düzenlemesine göre kendisine çift aylık bağlanamayacağı ve eşi üzerinden bağlanan aylığın daha fazla olduğu ortadadır, Giderek 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında da aynı değerlendirme geçerli olmaktadır ve sonuç olarak 1479 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya, hakkı doğuran olay tarihi İtibarıyla yürürlükteki yasal mevzuat gereğince babası üzerinden ölüm aylığı tahsis edilemeyeceği gibi süreç içerisindeki yasal değişiklikler karşısında da çift aylığa hak kazanamadığı açıktır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, ve ayrıca mahkemece davacının babasının sigortalılık ve tahsis dosyası da getirtilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan yasal düzenlemeler dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
     
     
         
                 


    Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile babası üzerinden aldığı 1479 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren bağlanması gerektiğinin tespiti İstemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün dayalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Volkan Ergül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 14.05:1988 tarihinde yaşamım yitiren 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan eşi üzerinden 506 sayılı Kanun.hükmü.gereğince 01.06.1988 tarihinden itibaren kendisine-ölüm aylığı bağlanan davacıya, 12 07 2p0l tarihti talebi üzerine de Kurumca 20.06.1988 tarihinde vefat eden 1479 sayılı Kanun kapsamında Sigortalı olan babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 01.08.2001 tarihinden.itibaren, olum aylığı bağlandığı, 14.11.2013 tarihli işlemle davacının aylığının kesildiği anlaşılmaktadır. Kurum işleminin hukuka uygun olmadığından bahisle Kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların yeniden bağlanması talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun "Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması" başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşlan ne olursa olsun çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki "geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak" koşulu, 'bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama" olarak değiştirilip 1479 sayılı Kanunun "Ölüm aylığının kesilmesi" başlıklı 46. maddesinin 2. fıkrasına, "Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir." cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi'nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptale konu düzenleme daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için "geçimini sağlayacak başka bîr geliri olmamak" şartı, "bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama" olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da "Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız.çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir." cümlesi yeniden eklenmiştir. Diğer taraftan 5510;sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve "Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması" başlığım taşıyan 34 maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, "Aylık ve gelirlerin birleşmesi" başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
    Anılan yasal düzenlemeler kapsamında dava irdelendiğinde; bu tür ölüm sigortasından aylık tahsislerinde, ayrık durumlar dışında genel kural olarak hakkı doğuran olay tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuatın uygulanması gerekmekte olup, buna göre sigortalı babanın yaşamını yitirdiği gün itibarıyla yürürlükteki 1479 sayılı Kanunun 45 maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde yer alan, geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulunun, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacı yönünden gerçekleşmediği belirgindir.
    Diğer taraftan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasal değişiklikle, bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çatışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan davacı hakkında 45. maddedeki aylık bağlama engeli kaldırılmış ise de bu kez 46/2. madde düzenlemesine göre kendisine çift aylık bağlanamayacağı ve eşi üzerinden bağlanan aylığın daha fazla olduğu ortadadır, Giderek 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında da aynı değerlendirme geçerli olmaktadır ve sonuç olarak 1479 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya, hakkı doğuran olay tarihi İtibarıyla yürürlükteki yasal mevzuat gereğince babası üzerinden ölüm aylığı tahsis edilemeyeceği gibi süreç içerisindeki yasal değişiklikler karşısında da çift aylığa hak kazanamadığı açıktır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, ve ayrıca mahkemece davacının babasının sigortalılık ve tahsis dosyası da getirtilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan yasal düzenlemeler dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan teniyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm
    bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ