• MUNZAM VAKIF ÜYESİ

    İlgili Kanun / Madde
    506.S.SSK/128

    T.C
    YARGITAY
    10. HUKUK DAİRESİ 

    Esas No. 2008/10035
    Karar No. 2008/10429
    Tarihi: 15.07.2008        
                                                                            
    l MUNZAM VAKIF ÜYESİ
    l ÜYELİKTEN AYRILMA
    l VAKIF ÜYELERİNİN YENİDEN İHYA KURUMUNDAN YARARLANAMAYACAĞI

    ÖZETİ: Davacının, bankadan ayrıldıktan sonra davalı vakfa müracaat ederek keseneklerinin geri verilmesini talep etmesi, serbest iradesinin bir sonucudur, kesenekleri iade edilen kişinin vakıfla bir ilişkisi kalmadığından kendisine munzam vakıf emekli maaşı da bağlanamayacaktır. Munzam vakıf tesis senedinde prim iadesine ilişkin ihya müessesesi yer almadığından davacının aldığı primleri iade etme yolundaki istemi de tesis senedi hükümlerine aykırı bulunmaktadır

    DAVA: Davacı, dava tarihinden itibaren aylık iyileştirme yardımı yapılması gerektiğinin tespiti ile birikmiş iyileştirme' yardımları tutarının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme,  ilâmında belirtildiği davacının birikmiş iyileştirme yardımı alacağına ilişkin istemin kabulüne, davacının munzam aylıklarına ilişkin açılan dava atiye terk edilmiş olması nedeniyle bu hususla ilgili karar verilmesine
    yer olmadığına karar vermiştir.
    Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı ve Tetkik Hâkimi Özlem Hatiboğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten' sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Tetkik Hâkimi Özlem Hatiboğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin
    gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, munzam vakıf üyesi olarak hak ettiği yaşlılık aylığı ve iyileştirme yardımının şimdilik 3.000,00 YTL’ sinin davalıdan ödeme tarihleri itibariyle yasal faizi ile tahsiliyle, tespit edilecek aylık ödeme tutarının dava tarihinden itibaren her ay düzenli olarak ödenmesi gerektiğinin tespitini talep etmiş, mahkemece; davacı tarafından atiye bırakılan birikmiş aylık talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, iyileştirme yardımı talebi yönünden kesinleşmiş tespit hükmü nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Öncelikle maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesi için; eski dava ile yeni davanın tarafları, dava sebepleri ve müddeabihlerinin aynı olması gerekir. Somut olayda, önceki dava, tespit talebine ilişkin olup, her iki davanın tarafları aynı da olsa müddeabihlerinin farklı olması nedeniyle kesin yargı hükümleri çevresinde iş bu alacak davasında bağlayıcılığından söz edilemez.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2006 tarih ve 2006/21-607-651 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere; davalı vakıf 506 sayılı kanunun 128. maddesinde ifade edilen yardımlaşma sandığı niteliğinde kurulmuş, ek sosyal güvenlik yardımları sağlayan tesislerdendir. Davacının banka zorunlu sandığına yaptığı başvurunun kabulü ile zorunlu sandıktan emekliliğe hak kazandığı, bankadaki çalışmasının sona ermesi sonrasında talebi üzerine munzam vakıf keseneklerinin kendisine ödendiği anlaşılmaktadır. Davacıya yapılan kesenek iadesi, davalı vakıf senedinin 30. maddesi uyarınca çıkarılan Gelir Kaynakları Yönetmeliğinin 9. maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmaktadır. Buna göre; "...munzam vakıfça emeklilik, malullük ve sürekli iş göremezlik aylık veya gelir bağlanmasına veya toptan emeklilik, malullük tazminatı ödenmesine hak kazanmadan bankadan ayrılan üyelerin kesenekleri geri verilir". Keseneklerin geri verilmesinin istisnası vakıf senedinin 74. maddesinde yer almakta olup, fiili hizmet süresi 15 yıl ve üzerinden olanlar için bir yıl içinde müracaat ve muvafakat ile isteğe bağlı ilgilenme hakkında bir talebin varlığı aranmaktadır.
    Her iki vakfın ayrı tüzel kişiliklerinin ve mevzuatlarının bulunması karşısında, Türk Ticaret, Barkası Emeklilik Sandığı Vakfına yapılmış isteğe bağlı ilgilenme talebinin, davalı vakfa da yapılmış aynı içerikte bir talep olduğu kabul edilemez. Davacının, bankadan ayrıldıktan sonra davalı vakfa müracaat ederek keseneklerinin geri verilmesini talep etmesi, serbest iradesinin bir sonucudur, kesenekleri iade edilen kişinin vakıfla bir ilişkisi kalmadığından kendisine munzam vakıf emekli maaşı da bağlanamayacaktır. Munzam vakıf tesis senedinde prim iadesine ilişkin ihya müessesesi yer almadığından davacının aldığı primleri iade etme yolundaki istemi de tesis senedi hükümlerine aykırı bulunmaktadır.
    Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 15.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ