• MADDİ ZARARIN HESABINDA GERÇEK ÜCRETİN ESAS ALINMASININ GEREKMESİ

     
    YARGITAY
    21. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/181
    2015/16043
    08.09.2015
    İlgili Kanun / Madde

    6098 S. BK. /49

     
     

     
    • MADDİ ZARARIN HESABINDA GERÇEK ÜCRETİN ESAS ALINMASININ GEREKMESİ
    •  İŞÇİYE HER AY ÖDENEN PRİMLERİNDE ÜCRET HESABINDA DİKKATE ALINMASI ZORUNLULUĞU
      ÖZETİ   Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise sigortalının imzası bulunan iş yeri kayıtlarından saptanacağı, iş yeri kayıtlarının bulunmaması veya gerçek durumu yansıtmadığının anlaşılması halinde ise işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Somut olayda, hesaplamaya esas ücretin imzalı bordrolara göre belirlenmesi isabetli ise de, davacı sigortalıya kaza tarihinden önce ve sonra her ay düzenli şekilde değişen miktarlarda ödendiği anlaşılan prim Ödemesinin kazanç miktarının saptanmasında hesaba dahil edilmemesi doğru olmamıştır..



     
     
         
                 


    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminat ile tedavi giderinin Ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Sultan Köysüren Genç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 48.703,13 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; zararlandırıcı olayın SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin % 32.2 olduğu, bilirkişi hesap raporunda imzalı bordrolara göre asgari ücrete yemek ve servis yardımı eklenerek asgari ücretin 1.35 katı üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Kusurun aidiyet ve oranı uyuşmazlık konusu değildir.
    Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise sigortalının imzası bulunan iş yeri kayıtlarından saptanacağı, iş yeri kayıtlarının bulunmaması veya gerçek durumu yansıtmadığının anlaşılması halinde ise işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Somut olayda, hesaplamaya esas ücretin imzalı bordrolara göre belirlenmesi isabetli ise de, davacı sigortalıya kaza tarihinden önce ve sonra her ay düzenli şekilde değişen miktarlarda ödendiği anlaşılan prim Ödemesinin kazanç miktarının saptanmasında hesaba dahil edilmemesi doğru olmamıştır.
    Yapılacak iş; imzalı bordrolara göre davacıya her ay ödendiği anlaşılan prim ödemelerinin ortalaması esas alınarak hesaplamaya esas ücret miktarına dahil edilmesi ile yaptırılacak tazminat hesabı sonucu çıkacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,  08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ