• KIDEM TAZMİNATINA ESAS KIDEM SÜRESİNİN HESABINDA TASFİYE EDİLMEYEN ARALIKLI ÇALIŞMALARINDA DİKKATE ALINACAĞI

    İlgili Kanun / Madde
    1475 S. İşK/14

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2023/5859
    Karar No. 2023/6813
    Tarihi: 10.05.2023

    KIDEM TAZMİNATINA ESAS KIDEM SÜRESİNİN HESABINDA TASFİYE EDİLMEYEN ARALIKLI ÇALIŞMALARINDA DİKKATE ALINACAĞI

    ÖZETİ: Dosya içeriğine göre; davacının ilk dönem çalışması 2 ay, 3 gün olup bir yılı aşmasa da bu dönemin kıdem tazminatı hak etmeyecek şekilde sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığından ve davacı aynı işyerinde 22.09.2006 tarihinde işe girerek çalışmaya devam ettiğinden ilk dönemin tasfiye edildiğinden söz edilemez. Bu itibarla, davacının, 08.06.2006-31.08.2006 ve 22.09.2006-30.11.2007 tarihleri arasındaki dönemlerdeki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle toplam çalışma süresi üzerinden kıdem tazminat alacağının hüküm altına alınması gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA 
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.06.2006-02.09.2014 tarihleri arasında Güngören Elektrik Arıza Onarım Bakım Montörlüğüne bağlı açma-kapama elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, davacı tarafından iş sözleşmesine haklı olarak 02.09.2014 tarihinde son verildiğini, davacının davalı Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'nin işçisi kabul edilmesi gerektiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 10.05.2011 tarihli ve 7457 sayılı raporuyla muvazaanın tespit edildiğini, davacının gerçek işvereni ile üyesi olduğu Tes-İş Sendikası arasında 17.10.2011 imza tarihli 14. Dönem ve 11.10.2013 imza tarihli 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret farkı, ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, iş güçlüğü tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı, vardiya tazminatı, vardiya dönüş ücreti, bakım tazminatı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde ve husumet itirazında bulunduklarını, davanın kısmi dava olmasına muvafakat etmediklerini, yüklenici firmalarla davalılardan Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) arasında alt işveren asıl işveren ilişkisi bulunmadığını, davacı ile davalı BEDAŞ arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının sendika üyesi olmaması ya da dayanışma aidatı ödememesi sebebiyle sendika üyesi olan bir işçinin emsal ücreti ve toplu iş sözleşmesi haklarından yararlanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2017 tarihli ve 2015/477 Esas, 2017/238 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı işyerinde 08.06.2006-02.09.2014 tarihleri arasında 8 yıl, 2 ay, 24 gün hizmet süresinin bulunduğu, özelleştirme kapsamında devredilen tesislerin her birinin birer işyeri/işletme olduğu, özelleştirme sonucu tesisleri devralan veya tesislerin işletme hakkını alan tarafın devir tarihinde tesislerde yürürlükte olan iş sözleşmelerini de devralmış sayılacağı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) işyeri devrine ilişkin 6 ncı maddesi ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 36, 37 ve 38 nci maddeleri kapsamında işletme toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu iş sözleşmesi bulunan bir işyeri veya işyerinin bir bölümünün devrinde devralan işverenin aynı işkoluna giren işyeri veya işyerlerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesi var ise devralınan işyeri veya işlerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar iş sözleşmesi hükmü olarak devam edeceği, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının yıllık ücretli izin alacağına ve ücret alacağına hak kazandığı, tanık beyanları da dikkate alındığında davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı anlaşılmakla ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazandığı, kesinleşen muvazaa kararı sebebiyle davacı işçinin başlama tarihinden itibaren davalı Kurumun işçisi sayılacağından ilave tediye alacağına hak kazandığı, ilave tediyenin özelleştirme sürecinin tamamlanması ve ilave tediye ödenme koşullarının ortadan kalkması sebebiyle 28.05.2013 tarihine kadar hesaplanması gerektiği, davacının 14. Dönem ve 15. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'ne göre ispatlanan ve hak ettiği alacaklarının bilirkişi raporuyla hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ve ihbar olunanlar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
    B. Gerekçe ve Sonuç
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 05.03.2019 tarihli ve 2017/2161 Esas, 2019/403 Karar sayılı kararı ile; davacının bir kısım işçilik alacakları bulunduğundan iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğinin kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu, alt işveren şirketler arasında devir olduğundan davacının devamlı olarak davalılar bünyesinde çalıştığının anlaşıldığı, İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2011/681 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı ile; BEDAŞ ile alt işverenler arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde tanımlandığı şekilde muvazaalı olduğunun tespit edildiği ve kararın kesinleştiği, davacının baştan beri davalının işçisi olduğu, dosyada bulunan Tes-İş Sendikasının yazısı ile davacının 11.05.2012 tarihinde sendika üyesi olduğunun 22.05.2012 tarihinde BEDAŞ'a bildirildiğinin anlaşıldığı, 28.05.2013 tarihine kadar ilave tediyeye hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, hüküm altına alınan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar bakımından da bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle ihbar olunanlar vekilinin istinaf başvuru hakkının bulunmaması sebebiyle istinaf dilekçesine dair herhangi bir inceleme yapılmasına yer olmadığına, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    2. Dairemizin 18.02.2021 tarihli ve 2019/4512 Esas, 2021/4319 Karar sayılı ilâmı ile; davacının çalışmalarının 08.06.2006-31.08.2006, 22.09.2006-30.11.2007, 24.02.2009-02.09.2014 tarihleri arasında olduğu kabul edilerek alacaklarının hesaplanması gerektiği, davacının 02.09.2014 tarihli istifası sebebiyle 24.02.2009-02.09.2014 tarihleri arasındaki aralıksız çalışma dönemi için kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, 08.06.2006-31.08.2006, 22.09.2006-30.11.2007 tarihleri arasındaki dönemler için ise kıdem tazminatınının hüküm altına alınıp alınamayacağının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 08.06.2006-02.09.2014 tarihleri arasında bozma ilâmı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda 6 yıl, 11 ay, 9 gün hizmet süresinin bulunduğu, hüküm kurmaya eleverişli bilirkişi raporuna göre davacının ödenmeyen kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, vardiya tazminatı, iş gücü tazminatı, elektrik yardımı, gıda yardımı alacaklarının bulunduğu, ücret farkı, bakım tazminatı ve vardiya dönüş tazminatı alacaklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    B. Temyiz Sebepleri
    1. Davacı vekili; davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, dışlanmadan tüm dönemler yönünden kıdem tazminatının hesaplanması gerektiğini, sadece bir döneme yönelik kıdem tazminatının kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
    2. Davalılar vekili; davanın husumetten reddi gerektiğini, istifa ile işten ayrılan davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, 22.09.2006-30.11.2007 tarihleri arasındaki dönem için de kıdem tazminatının kabul edilmemesi gerektiğini, davacıya ödenen ikramiye ve sosyal yardımların mahsup edilmesi gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının kıdem tazminatının ve talep ettiği alacaklarının bozma ilâmı doğrultusunda hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
    2. 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi,

    3. Değerlendirme
    1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Dairemizin 18.02.2021 tarihli bozma ilâmında, istifası nedeniyle davacının 24.02.2009-02.09.2014 tarihleri arasındaki aralıksız çalışma dönemi için kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, 08.06.2006-31.08.2006, 22.09.2006-30.11.2007 tarihleri arasındaki dönemler için ise kıdem tazminatının hüküm altına alınıp alınamayacağının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince gerekçesi açıklanmaksızın bilirkişi raporundaki davacının 08.06.2006-31.08.2006 tarihleri arasındaki ilk dönem çalışması dışlanarak yapılan kıdem tazminatı hesabının hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
    3. Dosya içeriğine göre; davacının ilk dönem çalışması 2 ay, 3 gün olup bir yılı aşmasa da bu dönemin kıdem tazminatı hak etmeyecek şekilde sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığından ve davacı aynı işyerinde 22.09.2006 tarihinde işe girerek çalışmaya devam ettiğinden ilk dönemin tasfiye edildiğiden söz edilemez. Bu itibarla, davacının, 08.06.2006-31.08.2006 ve 22.09.2006-30.11.2007 tarihleri arasındaki dönemlerdeki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle toplam çalışma süresi üzerinden kıdem tazminat alacağının hüküm altına alınması gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
    10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ