• İŞVERENİN KAMU KURULUŞU OLMASI DURUMUNDA İŞVEREN KAYITLARININ RESMİ KAYIT OLARAK KABUL EDİLMESİNİN GEREKMESİ

     
    YARGITAY
    7. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2014/2989
    2014/9907
    06.05.2014
    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK. /41
       
    • İŞVERENİN KAMU KURULUŞU OLMASI DURUMUNDA İŞVEREN KAYITLARININ RESMİ KAYIT OLARAK KABUL EDİLMESİNİN GEREKMESİ
    • İŞVEREN KAYDINA DAYALI OLARAK YAPILAN HESAPLAMADAN HAKKANİYET İNDİRİMİ YAPILMAMASININ GEREKTİĞİ
     
    ÖZETİ Davalı   resmi   bir   kurum   olup   tuttuğu   kayıtlara   itibar edilmesi    gerektiği    gibi    davacı,     davalının    tuttuğu    bu    resmi kayıtların    aksini    ispata    yarayan    delil    ibraz    etmemiştir.    Bu nedenle  davacının davalı nezdinde   kaç gün çalıştığı  SGK  kayıtları ve bu puantajlara  göre belirlenmeli,   fazla mesai  süresi  ve   ücreti de bunlar dikkate alınarak belirlenmelidir.
    Davacının hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil ücret talebine gelince; gerek davacı ve gerek davalı tanıklarının anlatımlarından davacının işi olunca ki -bu iş temsil ya da prova olması olarak belirtilmiştir- hafta tatillerinde ve milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, çalışmalarının aynen puantajlara yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının tıpkı fazla mesaide olduğu gibi, hafta tatilinde bir haftada kesintisiz 6 gün çalışması halinde hafta tatiline    hak    kazanacağı    dikkate    alınarak    hafta    tatili;     yine puantajlara göre çalıştığı milli bayram ve genel tatil günleri tespit edilerek milli bayram ve genel tatil çalışma ücreti hesabı yapılmalı, kayda dayanarak hesap edilecek hafta tatili ile milli bayram ve genel tatil ücretinden hakkaniyet indirimi yapılmamalı ve bozma ile davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden alacaklar hüküm altına alınmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
     
                 

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi,  gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki                  yazılara,                    hükmün             Dairemizce                  de
    benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz  itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, davalı işyerinde davacının figüran unvanı ile görevlendirildiği yazılı ise de, meslek lisesi elektrik elektronik bölümü mezunu olan davacının, dekorcu, ışıkçı ve ses düzenleyicisi olarak 01/11/2000-31/12/2004 tarihleri ile 01/09/2005-21/01/2006 tarihleri arasında istihdam edildiğini, her iki/ sözleşmesinin de işverence haksız olarak feshedildiğini, fazıla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının 657 sayılı Yasa'nın  4/B maddesi kapsamında sözleşmeli personel olduğunu,       aradaki ilişkini idari yargının görev alanına girdiğini, çalıştığı günlerin puantajlara işlenerek ücretinin ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının sözleşmeli personel olduğu, davacının idari yargının görev alanına girdiği gerekçesi ile görev yönünden davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 25.03.2013 tarihli ilamı ile özetle, "...Davacı sahne makinisti ve ışık ve ses görevlisi olarak çalıştığından, bu anlamda yasanın aradığı zorunluluk, istisnailik ve özel mesleki bilgi koşulları gerçekleşmemiş olup,    davacı sözleşmeli personel tanımına   uygun düşecek bir iş de yapmamıştır.
    Dava konusu hukuki ilişkide, hizmet akdinin denetim, gözetim, zaman, bağımlılık ve ücret unsurlarının bulunduğu, davacının çalışmalarının 506 sayılı %asa kapsamında gerçekleştiği, taraflar arasında hizmet ilişkisinin mevcut olduğu, davacının 1475 sayılı Yasanın 2. ve 4857 sayılı Yasanın 1.maddesine göre işçi olup İş Kanunu kapsamında yer aldığı, uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre işin esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Bozma kararına uyan Mahkeme, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Fazla mesai, hafta tatili ve milli bayram ve genel tatil ücreti  ihtilaflıdır.
    Davacı vekili davacının fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek ücretinin tahsilini talep etmiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tanık anlatımlarına göre, bir ayda 26 gün çalıştığı kabul edilerek, temsil olan günler 09.00-24.00 arası 15 saat çalıştığı, 2 saat ara dinlenme süresinin tenzili ile günlük 7,5 saati aşan 5,5 saat; temsil olmayan günler ise 09.00-18.00 arası 1 saat ara dinlenme ile 8 saat çalıştığı, 7,5 saati aşan günlük yarım saat fazla mesai yaptığı, ayda bir pazar çalıştığı, çalışma biçimine göre milli bayram ve genel tatillerin yarısında çalıştığı kabul edilerek fazla mesai, hafta tatili ve milli bayram ve genel tatil ücreti hesap edilmiş, mahkemece hakkaniyet indirimi yapılarak alacaklar hüküm altına alınmıştır.
    Davalı   resmi   bir   kurum   olup   tuttuğu   kayıtlara   itibar edilmesi    gerektiği    gibi    davacı,     davalının    tuttuğu    bu    resmi kayıtların    aksini    ispata    yarayan    delil    ibraz    etmemiştir.    Bu nedenle  davacının davalı nezdinde   kaç gün çalıştığı  SGK  kayıtları ve bu puantajlara  göre belirlenmeli,   fazla mesai  süresi  ve   ücreti de bunlar dikkate alınarak belirlenmelidir.
    Davacının hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil ücret talebine gelince; gerek davacı ve gerek davalı tanıklarının anlatımlarından davacının işi olunca ki -bu iş temsil ya da prova olması olarak belirtilmiştir- hafta tatillerinde ve milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, çalışmalarının aynen puantajlara yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının tıpkı fazla mesaide olduğu gibi, hafta tatilinde bir haftada kesintisiz 6 gün çalışması halinde hafta tatiline    hak    kazanacağı    dikkate    alınarak    hafta    tatili;     yine puantajlara göre çalıştığı milli bayram ve genel tatil günleri tespit edilerek milli bayram ve genel tatil çalışma ücreti hesabı yapılmalı, kayda dayanarak hesap edilecek hafta tatili ile milli bayram ve genel tatil ücretinden hakkaniyet indirimi yapılmamalı ve bozma ile davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden alacaklar hüküm altına alınmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
    O halde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ:       Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA,    davalı harçtan muaf olup temyiz harcı alınmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ