• İŞÇİNİN TAZMİNATLARININ ÖDENMESİ KOŞULUYLA AYRILMAK İSTEMESİ

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S.İşK/18-21

    T.C
    YARGITAY
    9.HUKUK DAİRESİ

    Esas No:  2005/35508
    Karar No: 2005/39328
    Tarihi:      12.12.2005

    l İŞÇİNİN TAZMİNATLARININ ÖDENMESİ KOŞULUYLA AYRILMAK İSTEMESİ
    l FESHİN BU İSTEMDEN ÇOK SONRA YAPILMASI
    l GEÇERSİZ FESİH

    ÖZETİ: Davacı işçi işverene verdiği 4.2.2005 tarihli dilekçesi ile “...7.2.2005 tarihinde, ihbar ve kıdem tazminatı tutarı ile diğer sosyal haklarımın tarafıma ödenmesi halinde kurumunuzdan ayrılmak istiyorum” şeklinde talepte bulunmuş, iş sözleşmesi anılan dilekçe dikkate alınarak işverence feshedilmiştir. Davalı işveren cevap dilekçesinde başka fesih nedenlerinden söz etmiş ise de, davacıya tebliğ edilen Yönetim Kurulu Kararında davacının ayrılmak istediğine dair dilekçesi esas alınarak iş sözleşmesinin feshine karar verildiği belirtilmiştir. Ne var ki, iş sözleşmesi davacının dilekçede belirttiği tarihte değil, çok sonra 13.4.2005 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiştir. Bu durumda, feshin davacının isteği üzerine gerçekleştiğini söyleme olanağı bulunmamaktadır. Davalı işveren, feshin geçerli bir nedene dayandığını kanıtlamış olmadığından davacı işçinin işe iade isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.

    DAVA: Davacı, feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
    Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini, fesih bildiriminde daha önce kendisinden yoğun baskı altında iken alınan 4.2.2005 tarih ve “..7.2.2005 tarihinde, ihbar ve kıdem tazminatı tutarı ile diğer sosyal haklarımın tarafıma ödenmesi halinde kurumunuzdan ayrılmak istiyorum” içerikli dilekçenin gerekçe yapıldığını, iş akdinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçerli nedene dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine, buna bağlı tazminat ile ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı işveren, davacının işyerinden ayrılmak istediğine ilişkin verdiği 4.2.2005 tarihli dilekçesine istinaden iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının 30.9.2002-6.10.2004 tarihleri arasında teşvik avansı ve avans adıyla kendisine 13 defa para tediye ederek kooperatif kasasından toplam 16 milyar lirayı hastalıklarına ve kendi ihtiyaçlarına kullanmak için kasadan alarak zimmetine geçirmesi nedeniyle hakkında açılan soruşturma nedeniyle bir ceza ile karşılaşacağını anladığı için böyle bir dilekçe verdiğini, davacıya sözü edilen fiilleri nedeniyle unvan indirimi cezası verildiğini ayrıca Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/148 Esas sayılı dosyası ile hakkında kamu davası açıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece iş sözleşmesinin davacı tarafından davalıya verilen istifa dilekçesi uyarınca sona erdiği, feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı işçi işverene verdiği 4.2.2005 tarihli dilekçesi ile “...7.2.2005 tarihinde, ihbar ve kıdem tazminatı tutarı ile diğer sosyal haklarımın tarafıma ödenmesi halinde kurumunuzdan ayrılmak istiyorum” şeklinde talepte bulunmuş, iş sözleşmesi anılan dilekçe dikkate alınarak işverence feshedilmiştir. Davalı işveren cevap dilekçesinde başka fesih nedenlerinden söz etmiş ise de, davacıya tebliğ edilen Yönetim Kurulu Kararında davacının ayrılmak istediğine dair dilekçesi esas alınarak iş sözleşmesinin feshine karar verildiği belirtilmiştir. Ne var ki, iş sözleşmesi davacının dilekçede belirttiği tarihte değil, çok sonra 13.4.2005 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiştir. Bu durumda, feshin davacının isteği üzerine gerçekleştiğini söyleme olanağı bulunmamaktadır. Davalı işveren, feshin geçerli bir nedene dayandığını kanıtlamış olmadığından davacı işçinin işe iade isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
    Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1-) Yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
    2-) Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
    3-) Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 6 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,
    4-) Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
    5-) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-) Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 400.-YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
    7-) Davacı tarafından yapılan (23)YTL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
    8-) Temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 12.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ