• İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-LANAN FESİH

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S..İŞK. /18-21

    T.C
    YARGITAY
    7. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2014/2211
    Karar No. 2014/9720
    Tarihi: 30.04.2014

    l İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAK-LANAN FESİH
    l SAVUNMA ALMA ZORUNLULUĞU
    l SAVUNMA ALMA KOŞULUNUN GERÇEK-LEŞMİŞ SAYILMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
    l ŞÜPHE FESHİ
    l GEÇERLİ-HAKSIZ FESİH

    ÖZETİ: İşçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. İşverene savunma alma yükümlülüğünü, sadece iş sözleşmesinin feshinden önce yüklemektedir. İşçiye ihtar verilirken ise bu şekilde bir yükümlülük yüklememektedir. Dolayısıyla işçiye davranışı nedeniyle ihtar verilirken, savunmasının alınmaması ihtarı geçersiz kılmaz. İşçinin savunması, sözleşmenin feshinden önce alınmalıdır. İşçi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli, davet yazısında davranışı nedeniyle işten çıkarma sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmeli, makul bir süre önceden belirtilen yer, gün ve saatte hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı bir savunma verebileceğinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadığı ve de buna rağmen yazılı bir savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının kendisine hatırlatılması şarttır. Fesih bildirimiyle birlikte veya fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Keza, ihbar önel süreleri içinde savunma alınması da feshin geçersiz olması sonucunu doğurur.
    Aynı işyerinde çalışıp da dosyada bulunan belgelere yansıyan boyutta bir yolsuzluk vakıasından, gerek yolsuzluk zanlısı şahısla olan yakınlığı gerekse işyerindeki görevi ve pozisyonu göz önüne alındığında, davacının haberdar olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle işverenin işçiye olan güveninin sarsıldığı açıktır. Buna bağlı olarak da iş sözleşmesi usulüne uygun olarak geçerli nedenle feshedildiği anlaşılmakla, işe iade talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalı olmuştur.

    DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı, iş sözleşmesinin feshinin geçersiz nedene dayandığını belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunun 18. maddesi çerçevesinde geçerli nedenle ve usulüne uygun şekilde disiplin kurulu kararı gereği feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalı işveren feshinin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip edilmediği konusuna ilişkin olarak, özellikle de davalının davacıya olan güveninin kaybolması ve davalının fesih konusu olaya ilişkin savunmasının alınıp alınmadığı hususlarında uyuşmazlık mevcuttur.
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi oları işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    İş Kanununun 13. maddesi          bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/11. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
    4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi/ feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Diğer yandan 4857 sayılı İş Kanununun 19. maddesine göre: "Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25'nci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır." Bu hükümle, işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. İşverene savunma alma yükümlülüğünü, sadece iş sözleşmesinin feshinden önce yüklemektedir. İşçiye ihtar verilirken ise bu şekilde bir yükümlülük yüklememektedir. Dolayısıyla işçiye davranışı nedeniyle ihtar verilirken, savunmasının alınmaması ihtarı geçersiz kılmaz. İşçinin savunması, sözleşmenin feshinden önce alınmalıdır. İşçi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli, davet yazısında davranışı nedeniyle işten çıkarma sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmeli, makul bir süre önceden belirtilen yer, gün ve saatte hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı bir savunma verebileceğinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadığı ve de buna rağmen yazılı bir savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının kendisine hatırlatılması şarttır. Fesih bildirimiyle birlikte veya fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Keza,ihbar önel süreleri içinde savunma alınması da feshin geçersiz olması sonucunu doğurur.
    Somut olayda davacının iş sözleşmesi, davacı ile aynı bölümde çalışan ve davacının samimi arkadaşı olduğu iddia edilen Turabi Satıcı isimli çalışanın yapmış olduğu yolsuzluğun ortaya çıkması üzerine davalı şirketin Disiplin Kurulunca yapılan soruşturma sonucu alman Disiplin Kurulu kararı gereği ve size karşı duyulan güvensizlik nedeniyle 4857 sayılı Kanunun 18. maddesi hükümleri gereğince" gerekçesi ile feshedilmiştir. Bu konuda davacının savunması da alınmıştır. Gerçekten aynı işyerinde çalışıp da dosyada bulunan belgelere yansıyan boyutta bir yolsuzluk vakıasından, gerek yolsuzluk zanlısı şahısla olan yakınlığı gerekse işyerindeki görevi ve pozisyonu göz önüne alındığında, davacının haberdar olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle işverenin işçiye olan güveninin sarsıldığı açıktır. Buna bağlı olarak da iş sözleşmesi usulüne uygun olarak geçerli nedenle feshedildiği anlaşılmakla, işe iade talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalı olmuştur.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin 2013/195 Esas ve 2013/666 Karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşe iade talebinin REDDİNE,
    3-Alınması gereken 25, 2 0 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alman 18,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 6,80 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNE1 YE İRAD KAYDINA,
    4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.C.T.'ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    5-Davalı tarafça yapılan 41,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
    6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ