• İHBAR TAZMİNATI

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/17
    1475 S. İşK/14

    T.C.
    YARGITAY
    9. Hukuk Dairesi 
                
    Esas No. 2017/18379
    Karar No. 2020/15476 
    Tarihi: 10/11/2020

    l İHBAR TAZMİNATI
    l HAKLI FESİH HAKKININ 6 İŞ GÜNLÜK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İÇERİSİNDE KULLANILMAMASI OLMASI HALİNDE İHBAR TAZMİNATININ ÖDENECEĞİ

    ÖZETİ İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 24. ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
    İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz.

    DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 24.06.1996 tarihinden 01.03.2013 tarihine kadar çeşitli pozisyonlarda çalıştığını, işe ilk girişte Akdeniz Bölge Müdürlüğü'nde sigortalı işçi statüsünde muhasebe elemanı olarak çalışmaya başladığını, sonradan ... Şubesi'nde stajyer müdür olarak işe devam ettiğini, 01.07.1997 tarihinden itibaren ... Şubesinin şube müdürlüğüne yükseltildiğini, ancak 01.08.1998 tarihinden sonra dayatılan sözleşmeler ile diğer işçilerin işvereni konumuna getirildiğini, iş akdinin haksız olarak feshedildiği 01.03.2013 tarihine kadar davalı tarafından verilen emir ve talimatla verilen performans hedeflerini gerçekleştirdiğini, ne acente sorumluluğunu taşıyacak derecede bağımsız bir tacir olarak çalışma şartlarına haiz ne de mali gücü bulunduğunu, işveren sayıldığı işyerinden işçi gibi çıkarıldığını, tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iddiasının aksine taraflar arasında iş akdi bağıtlanmadığını, en son akdedilen acentelik sözleşmesi incelendiğinde bu sözleşmenin bir iş akdi olmadığının görüleceğini, sözleşmedeki hizmetlerin karşılığı olarak, gelen ve giden kargo sayısı temelinde sözleşmede belirtilen formüle göre hak ediş alacağı öngörüldüğünü, taraflar arasındaki ilişkide maaş söz konusu olmadığını, bu hususun ticari defter ve kayıtlardan görüleceğini, sözleşmeyle yükümlendiği işleri kendi organizasyonu çerçevesinde kendi personeliyle yürüten işveren konumundaki davacının kargo acenteliği iştigal konusuyla... Ticaret Odası nezdinde 29251 sicil numarasıyla gerçek kişi tacir olarak kayıtlı olduğunu, tüm alacaklar için zamanaşımı definde bulunduklarını, davacıyla süre gelen ticari ilişkide dönemsel olarak sözleşmeler akdedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Davacının ihbar tazminatı alacağı bulunup bulunmadığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 24. ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
    İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz.
    Somut uyuşmazlıkta, ...'in beyanına göre iş sözleşmesi davacı işçi tarafından sonlandırılmıştır. Haklı nedenle dahi olsa iş sözleşmesini fesheden taraf ihbar tazminatı talep edemeyeceğinden davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ