• İÇİNİN DAVA AÇTIĞI VEYA ISLAH YAPTIĞI AŞAMADAN FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİNDEN NE KADAR TAKTİRİ İNDİRİM YAPILACAĞINI BİLEMEYECEĞİ


               T.C.
        YARGITAY
    9. Hukuk Dairesi              
    T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
    Y A R G I T A Y     İ L A M I

    ESAS NO       : 2015/28295
    KARAR NO  : 2019/807

     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2015/28295
    2019/807
    14.01.2019
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK/17
    1475 S. İşK/14

     
       
    • İÇİNİN DAVA AÇTIĞI VEYA ISLAH YAPTIĞI AŞAMADAN FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİNDEN NE KADAR TAKTİRİ İNDİRİM YAPILACAĞINI BİLEMEYECEĞİ
    • FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİNDE YAPILAN TAKTİRİ İNDİRİM NEDENİYLE RET EDİLEN BÖLÜM NEDENİYLE DAVALI YARARINA VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMEYECEĞİ
    •  
      ÖZETİ işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir
     
     
               
                                         Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkilinin 03/04/2006-26/12/2012 tarihleri arasında davalı             iş yerinde çalıştığını, davacının aylık ücretinin 1.700 TL olduğunu, davacının çalıştığı dönemde yıllık izin kullanmadığını, davacının ayda iki hafta tatili gününde ve dini bayram günleri dışındaki ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen davacıya, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili ücreti ödenmediğini, davacının çalıştığı günlerde 07,30-20,00 saatleri arasında çalışarak fazla mesai yapmasına rağmen davacıya her hangi bir fazla mesai ücreti ödemesi yapılmadığından bahisle, davalarının kabulüyle, davacının ödenmeyen her türlü ücret alacakları, fazla çalışma ve mesailer, ulusal bayramlar ile genel tatillerde ve hafta sonu tatillerindeki çalışmalar, yıllık ücretli izin alacakları, asgari geçim indirimi alacakları için toplam 4.000 TL nin fazlaya dair tüm alacaklar kalemlerine ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ; davacının alacak kalemlerine ilişkin olarak talep ettiği alacak miktarlarını ayrı ayrı belirtmesi gerektiğini, davacının dayaya konu tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 1.700 TL ücret aldığına ilişkin iddiasının kabul edilmediğini, davacının asgari ücreti ile çalıştığını, davalı işyerinde haftanın 5 günü 09-18 saatleri arasında çalışma yapılması nedeni ile fazla mesainin söz konusu olmadığını, işyerinde hafta tatili ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının çalıştığı dönemde hak kazandığı yıllık ücretli izinlerinin tamamını kullandığını ve davanın, davalı şirket yetkilisinin Biga icra müdürlüğünün 2013/1070 esas sayılı dosyası ile davacı aleyhinde takip yapması nedeni ile ikame edildiğinden bahisle, zamanaşımı itirazının kabulü ile davanın usul yönünden reddine, alacak kalemlerinin ayrı ve miktar olarak belirtilerek davanın esasına bu hususun düzeltilmesinden sonra girilmesine, haksız ve yersiz açılmış bulunan davanın reddine, yargılama giderlerini davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar veirlmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalıtemyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalınınaşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
    Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili alacaklarının tanık beyanına göre hesaplanmasına rağmentakdiri indirim yapılmaması hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ