• FESİHTEN BİR AY SONRA DÜZENLEMEYEN İBRANAMENİN GEÇERSİZ OLMASI

    YARGITAY
    7. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/2991
    2015/7364
    27.04.2015
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK. /41
    6098 S.TBK/420

     
       
    • FESİHTEN BİR AY SONRA DÜZENLEMEYEN İBRANAMENİN GEÇERSİZ OLMASI
    • KANUNİ ŞEKLE AYKIRI DÜZENLENEN İBRANAMAYE İHTİRAZI KAYIT KONULMASINA GEREK OLMADIĞI
      ÖZETİ   Somut olayda davacı 31.08.2012 tarihli ibraname ile ihtirazi kayıt koymadan fazla çalışma alacağını aldığını belirtmiş ancak 05.09.2012 tarihinde eksik ödeme bulunduğu iddiasıyla ihtarname göndermiş ardından 21.09.2012 de dava açmıştır.
                    Sözleşmenin bittiği tarih itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlükte olup 420.madde düzenlemesi karşısında alınan ibranamenin fesihten bir ay sonra düzenlenmediğinden geçerliliğinden söz edilemez. Kanuni şekle uygun olmayan ibranameye ihtirazi kayıt konulmasına gerek dahi bulunmamaktadır. Davacıya ödemeler banka aracılığı ile yapılmışsa veya ödeme yapıldığı davacı tarafından kabul edilmişse bu miktar veya ödeme içeren belgeler ifaya yönelik makbuz hükmünde kabul edilmelidir. Dolayısıyla Mahkemenin ihtirazi kayıt bulunmadığından ibraname ve ödeme nedeniyle fazla çalışma alacağının bulunmadığını kabul etmesi yerinde değildir.
    ..


     
     
         
                 
                   
    Dava Türü                           : Alacak
                    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
                    Davacı vekili, davacının 1989-2012 tarihleri arasında çalıştığını belirterek, ödenmeyen fazla çalışma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
                    Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
                    Mahkemece 31/08/2012 tarihli ibraname ile davacının fazla çalışmalarını aldığını belirtmesi ve Ağustos ayı bordrosunda 23.616,56 TL fazla çalışma ödemesi yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
                    Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
                    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
                    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
                    Somut olayda davacı 31.08.2012 tarihli ibraname ile ihtirazi kayıt koymadan fazla çalışma alacağını aldığını belirtmiş ancak 05.09.2012 tarihinde eksik ödeme bulunduğu iddiasıyla ihtarname göndermiş ardından 21.09.2012 de dava açmıştır.
                    Sözleşmenin bittiği tarih itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlükte olup 420.madde düzenlemesi karşısında alınan ibranamenin fesihten bir ay sonra düzenlenmediğinden geçerliliğinden söz edilemez. Kanuni şekle uygun olmayan ibranameye ihtirazi kayıt konulmasına gerek dahi bulunmamaktadır. Davacıya ödemeler banka aracılığı ile yapılmışsa veya ödeme yapıldığı davacı tarafından kabul edilmişse bu miktar veya ödeme içeren belgeler ifaya yönelik makbuz hükmünde kabul edilmelidir. Dolayısıyla Mahkemenin ihtirazi kayıt bulunmadığından ibraname ve ödeme nedeniyle fazla çalışma alacağının bulunmadığını kabul etmesi yerinde değildir.
                    Mahkemece dosyadaki çalışma saatlerine ilişkin deliller değerlendirilerek sonucuna göre fazla çalışma alacağı hakkında karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi hatalı olup bozma sebebidir.
                    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ