• FAZLA ÇALIŞMA


    YARGITAY
    22. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2013/7874
    2014/7561
    09.04.2014
    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İŞK. /41

     
       
    • FAZLA ÇALIŞMA
    • HER AY SABİT BİR TUTARIN BORDROLARDA FAZLA ÇALIŞMA OLARAK GÖTERİLMİŞ OLMASININ TEK BAŞINA BU ÖDEMELERİN ÜCRET OLDUĞU ANLAMINA GELMEYECEĞİ
    • İMZALI  BORDRODA GÖSTERİLEN TUTARIN HER AY AYNI MİKTAR OLSADA AKSİ EŞ DEĞER YAZILI BELGEYLE KANITLANMADIĞI SÜRECE FAZLA ÇALIŞMALARIN ÖDENDİĞİNİ GÖSTERECEĞİ
      ÖZETİ Dosya kapsamında yer alan davacı tarafından imza itirazına uğramayan bordrolarda fazla çalışma tahakkukları bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu tahakkukların hep aynı oranda olması ve iddia ve davacı tanıklarıyla doğrulanan ücret miktarı dikkate alınarak bordrolarda ödendiği gözüken fazla çalışmaların ücretin parçası olduğu sonucuna ulaşılmış ise de, bilirkişice yapılan bu çıkarım yerinde değildir. Fazla çalışmaların hep aynı miktarda olması ya da oransal olarak aynı oranda olması mümkündür. Diğer taraftan davacı tarafından imza itirazına uğramayan yazılı belgeler karşısında davacı tanık beyanları da fazla çalışma olarak gözüken tutarların ücretin içinde yer alan tutarlar olarak kabulünü gerektirecek nitelik ve ağırlıkta değildirler. Bu itibarla davacı tarafından imza itirazına uğramayan bordrolarda fazla çalışma tahakkuku olan dönemlerde daha yüksek fazla çalışma yapıldığı ancak eş değer bir delille ispatlanabileceğinden bu tarz yazılı delillerin dosyada yer almadığı göz önüne alınarak fazla çalışma tahakkuku olan söz konusu dönemlerin dışlanarak davacının fazla çalışma ücreti talebinin hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ve buna bağlı olarak eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir..
     
     
                 

    DAVA            :           Davacı, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                             Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                             Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı Aras Kargo Yurtiçi Yurtdışı Taşımacılık A.Ş. Ankara Bölge Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi A. Bulut tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 06.09.2001-22.03.2011 tarihleri arasında kurye ve şoför olarak 890,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesini ücretlerinin  doğru hesaplanmayıp düzenli ödenmemesi nedeniyle haklı sebeple feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti ve ücret alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı Aras Kargo şirketi vekili; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının haklı sebep olmaksızın ayrıldığından kıdem tazminatına hak kazanamadığını, 18.07.2003-26.06.2007 tarihleri arasında dönem için 2.476,22 TL kıdem tazminatı ödendiğini ve müvekkili şirketin ibra edildiğini, davacının net ücretinin 851,08 TL olduğunu, fazla mesai ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve varsa miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
    İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda; dosya kapsamında yer alan davacı tarafından imza itirazına uğramayan bordrolarda fazla çalışma tahakkukları bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu tahakkukların hep aynı oranda olması ve iddia ve davacı tanıklarıyla doğrulanan ücret miktarı dikkate alınarak bordrolarda ödendiği gözüken fazla çalışmaların ücretin parçası olduğu sonucuna ulaşılmış ise de, bilirkişice yapılan bu çıkarım yerinde değildir. Fazla çalışmaların hep aynı miktarda olması ya da oransal olarak aynı oranda olması mümkündür. Diğer taraftan davacı tarafından imza itirazına uğramayan yazılı belgeler karşısında davacı tanık beyanları da fazla çalışma olarak gözüken tutarların ücretin içinde yer alan tutarlar olarak kabulünü gerektirecek nitelik ve ağırlıkta değildirler. Bu itibarla davacı tarafından imza itirazına uğramayan bordrolarda fazla çalışma tahakkuku olan dönemlerde daha yüksek fazla çalışma yapıldığı ancak eş değer bir delille ispatlanabileceğinden bu tarz yazılı delillerin dosyada yer almadığı göz önüne alınarak fazla çalışma tahakkuku olan söz konusu dönemlerin dışlanarak davacının fazla çalışma ücreti talebinin hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ve buna bağlı olarak eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 
     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ