• FABRİKA MÜDÜRÜNÜN İŞYERİNE KAÇAK BORU HATTI ÇEKTİRMESİ

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/18-21

    T.C
    YARGITAY
    9. Hukuk Dairesi

    Esas No. 2018/3741
    Karar No. 2018/22518
    Tarihi: 06.12.2018

    l FABRİKA MÜDÜRÜNÜN İŞYERİNE KAÇAK BORU HATTI ÇEKTİRMESİ
    l İŞÇİLERİN İŞYERİNE KART BASARAK GİRMESİNE, İŞYERİNDE SENDİKA OLMASINA KARŞIN KAÇAK BORU HATTINDA ÇALIŞAN İŞÇİNİN İŞYERİNE KART BASMADAN İŞE ALINIP KAÇAK HAT İŞİNDE ÇALIŞTIRILDIĞINA İLİŞKİN HERHANGİ BİR ŞİKAYETTE BULUNMAMASI
    l FABRİKA MÜDÜRÜNÜN EMRİ İLE KAÇAK BORU HATTI ÇEKİLME İŞİNDE ÜÇ YIL ÇALIŞMASININ DOĞRULUK VE BAĞLILIKLA BAĞDAŞMAYAN HAREKET OLARAK HAKLI FESİH NEDENİ OLUŞTURACAĞI

    ÖZETİ: Davalı iş yerinde davacının çalıştığı fabrikanın müdürü Fethi Giray tarafından davalı fabrikaya kaçak boru hattı çekildiği ve bu hattın çalıştırılmasında davacının da çalıştığı sabittir. Davacı iddiasında yaptığı mesailerin fabrika müdürünün emri ile yaptığını bu nedenle iş akdinin feshedilmesinin haksız olduğunu savunmuştur. Davacının davalı şirketteki çalışma süresi, davalı iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi içeriği ve iş yerinde işe başlarken kart okutması gerektiğini bildiğine ilişkin ikrarı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının kayıt dışı çalıştığı günlerin iş yeri kurallarına aykırı olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu çalışmalara ilişkin davalı yönetime, sendika yetkililerine bildirimde bulunabilecekken yaklaşık 3 sene kadar bu şekilde çalışmaya devam ettiği, davacının kaçak olarak çalıştığı sürenin fazlalığı değerlendirildiğinde ise davacının iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle davacının iyi niyetli olmadığı, iş yeri kurallarına açıkça karşı geldiği ve davacının davranışının işverenin güvenini kötüye kullanmak olup, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

    DAVA: Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
      Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
      İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
      İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu kabul ederek davacının işe iadesine karar vermiştir.
      İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 10/07/1999-16/01/2006 tarihleri ve 17/01/2006-15/07/2016 tarihleri arasında inşaat işçisi olarak çalıştığını, davalı firmada 17 yıl 5 gün çalışan müvekkilinin davalı işyerinde çalışkanlığı ve iş disiplini ile tanınan birisi olduğunu, davalı tarafın iş akdinin fesih bildiriminde düzenlenen bir rapor neticesinde müvekkili ile birlikte 3 kişiyi işten çıkarttığını, ancak aynı rapora istinaden diğer 4 mühendislik departmanının ise işten çıkartılmadığını, sadece ihtar verildiğini, 15/07/2016 tarihli iş akdi fesih bildiriminde müvekkiline isnat edilen suçlamaların soyut olduğunu, ayrıca ileri sürülen iddiaların bir kısmının ise iş akdinin fesih için geçerli ve haklı sebepler olmadığının da ortada olduğunu, fesih bildiriminde davalı işverenin müvekkilini kayıt dışı çalıştığından bahisle işten çıkardığının yazılı olduğunu, müvekkilinin davalı işveren firma yetkililerinden, amirlerinden almış olduğu emir ve talimatlar doğrultusunda işyerindeki çalışmalarını sürdürdüğünü ve iş görme borcunu yerine getirdiğini, müvekkilinin işyerinde kart basmadan yapmış olduğu fazla mesailerinin davalı tarafın ücret bordrolarında göstermediğini, haksız olarak işten çıkartılan müvekkilinin işe iadesine, müvekkilinin yasal süresinde müracaatı halinde 4 aylık ücret ve diğer haklarının ödenmesine, müvekkilinin yasal süresi içerisinde müracaatı halinde işe başlatılmaması durumunda 8 aylık ücreti tutarına kadar işe başlatmama tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkili davalı şirkette 2 dönem çalıştığını, ilk çalışmasının ekonomik nedenlerle geçerli sebeple feshedildiğini, buna dair ibraname ve feragatname mevcut olduğunu, ikinci çalışmasının 15/07/2016 tarihi itibariyle ahlâk ve iyiniyet kurallarına uymayan ve usulsüz davranışları nedeniyle sona erdirildiğini, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e bendine istinaden yasalara uygun bir şekilde haklı nedene dayanılarak feshedilmesi nedeniyle açmış olduğu işe iade davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk derece mahkemesince, davacının davalı şirketteki çalışma süresi, davalı iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi içeriği ve iş yerinde işe başlarken kart okutması gerektiğini bildiğine ilişkin ikrarı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının kayıt dışı çalıştığı günlerin iş yeri kurallarına aykırı olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu çalışmalara ilişkin davalı yönetime, sendika yetkililerine bildirimde bulunabilecekken yaklaşık 3 sene kadar bu şekilde çalışmaya devam ettiği, davacının kaçak olarak çalıştığı sürenin fazlalığı değerlendirildiğinde ise davacının iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) İstinaf başvurusu :
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge adliye mahkemesince ; Feshe dayanak olay nedeniyle davacının haksız kazanç sağlaması da söz konusu olmamıştır. Davacıya yapılan ödeme sadece fazla çalışmasının karşılığı olup hizmet akdiyle çalışan bir kişinin yaptığı fazla çalışmaların karşılığını almaması diye birşey düşünülemez. Çalışmaların kayıt altına alınıp alınmaması öncelikle işverenin sorumlulukları kapsamındadır gerekçesiyle fesih 4857 sayılı yasanın 25/II-e maddesi hükümlerine aykırı bulunmuş, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılması ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    F) Temyiz başvurusu :
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
    G) Gerekçe:
    Tüm dosya kapsamı, tarafların yazılı ve sözlü beyanları, tanık anlatımları, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı iş yerinde kart okutma sistemi olduğu ve davacının da kabulünde olduğu üzere işe giriş çıkışlarda bir kart ve iş başı yapıldığında ise bir kart okunarak çalışıldığı, işçinin yaptığı çalışma saatlerinin kart sistemi üzerinden tespit edilerek işçinin yaptığı fazla mesai var ise bunun karşılığının ödendiği anlaşılmıştır.
    Davalı iş yerinde davacının çalıştığı fabrikanın müdürü Fethi Giray tarafından davalı fabrikaya kaçak boru hattı çekildiği ve bu hattın çalıştırılmasında davacının da çalıştığı sabittir. Davacı iddiasında yaptığı mesailerin fabrika müdürünün emri ile yaptığını bu nedenle iş akdinin feshedilmesinin haksız olduğunu savunmuştur. Davacının davalı şirketteki çalışma süresi, davalı iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi içeriği ve iş yerinde işe başlarken kart okutması gerektiğini bildiğine ilişkin ikrarı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının kayıt dışı çalıştığı günlerin iş yeri kurallarına aykırı olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu çalışmalara ilişkin davalı yönetime, sendika yetkililerine bildirimde bulunabilecekken yaklaşık 3 sene kadar bu şekilde çalışmaya devam ettiği, davacının kaçak olarak çalıştığı sürenin fazlalığı değerlendirildiğinde ise davacının iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle davacının iyi niyetli olmadığı, iş yeri kurallarına açıkça karşı geldiği ve davacının davranışının işverenin güvenini kötüye kullanmak olup, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    4857 sayılı İş Yasa'sının 20/3 maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 373. maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    H- SONUÇ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
    1.Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Davanın REDDİNE,
    3. Alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
    4. Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    5. Davalının bu dosya için yaptığı 221,80 TL. keşif harcı 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 55,00 TL. 5 tebligat gideri, 28,00 TL 2 müzekkere gideri ve 30,00 TL tanık gideri olmak üzere toplam 1.534,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    6. Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    7. Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
    8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
    9. Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.12.2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ