• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNA-TININ HESABINDA GERÇEK ÜCRETİN BELİRLENMESİ

    İlgili Kanun / Madde
    818 S.BK/41
    4857 S.İşK/32

    T.C
    YARGITAY
    21. HUKUK DAİRESİ 

    Esas No. 2007/16235
    Karar No. 2008/4172
    Tarihi: 13.03.2008      
                                     
    l DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNA-TININ HESABINDA GERÇEK ÜCRETİN BELİRLENMESİ
    l İMZALI ÜCRET BORDROLARI
    l  EMSAL ÜCRETİN ESAS ALINAMAYACAĞI

    ÖZETİ: Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işverence mahkemeye ibraz edilen davacıya ait işyeri şahsi dosyasında işverence düzenlenen ücret bordrolarında davacının imzasının olduğu, olayın olduğu 1999 Ağustos ayı, için düzenlenen ücret bordrosunun aylık 68.631.120 TL. net ücretten tanzim edildiği, 2003 yılı Ekim ayına kadar imzalı ücret bordrolarının bulunduğu görülmektedir.
    Somut olayda bilinen ücret varken İstanbul Ticaret Odası tarafından bildirilen emsal işçi ücreti esas alınmak suretiyle tanzim edilen bilirkişi hesap raporunun gerçeği yansıtmadığı giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğundan söz edilemeyeceği açıktır.

    DAVA: Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Hüseyin Can tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının, maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işverence mahkemeye ibraz edilen davacıya ait işyeri şahsi dosyasında işverence düzenlenen ücret bordrolarında davacının imzasının olduğu, olayın olduğu 1999 Ağustos ayı, için düzenlenen ücret bordrosunun aylık 68.631.120 TL. net ücretten tanzim edildiği, 2003 yılı Ekim ayına kadar imzalı ücret bordrolarının bulunduğu görülmektedir.
    Somut olayda bilinen ücret varken İstanbul Ticaret Odası tarafından bildirilen emsal işçi ücreti esas alınmak suretiyle tanzim edilen bilirkişi hesap raporunun gerçeği yansıtmadığı giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğundan söz edilemeyeceği açıktır.
    Yapılacak iş; davacıdan ücret bordrolarındaki imzaya bir itirazı olup olmadığını sormak, imzaya itiraz edilmesi halinde imza incelemesi yapmak, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması durumunda bordrodaki ücret esas alınarak tazminatı bilirkişiye yeniden hesaplatarak çıkacak sonuca göre karar vermektir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ