• BELİRSİZ ALACAK DAVASININ BİR TÜRÜ OLAN KISMİ EDA KÜLLİ TESPİT DAVASININ AÇILMASIYLA ZAMAN AŞIMININ ALACAĞIN TAMAMI İÇİN KESİLECEĞİ

     
      YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/2090
    2016/17715
    11.10.2016
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK/17,57

     
       
    • BELİRSİZ ALACAK DAVASININ BİR TÜRÜ OLAN KISMİ EDA KÜLLİ TESPİT DAVASININ AÇILMASIYLA ZAMAN AŞIMININ ALACAĞIN TAMAMI İÇİN KESİLECEĞİ
      ÖZETİ  Dava belirsiz alacak davasının bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılmış olup, kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. 
    Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. 
    Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. 

     
     
                 


    DAVA :Taraflar arasındaki, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatı tarafından duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/10/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adlarına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:


    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkilinin, 22/08/1995 yılında dava dışı ...işçisi olarak çalışırken, bu işyerinin ... devri ile birlikte davalı .... alt işverenleri yanında ücretleri ve SGK primleri tam yatırılmadığı için ara verdiği dönemler hariç formen olarak çalıştığını, 01/12/2000 tarihinden itibaren ise son alt işveren ................... işvereni tarafından iş bitim gerekçesi ile iş sözleşmesinin sona erdirildiği 27/08/2013 tarihine kadar çalıştığını, işyerinde tüm çalışma süre boyunca davacının akşam 20:00'da işbaşı yaptığını, sabah 07:00'a kadar 11 saat haftanın 6 günü çalıştığını, müvekkilinin her ay ayda bir pazar hafta tatilinde çalıştığını, hafta tatili ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin genel tatil çalışmalarından dini bayramların birinci gününden sonraki çalışmalarının karşılığının ödendiğini, ancak yılbaşı ve resmi günleri çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca yıllık izinlerini kullanmadığını, fesihten sonra da izin ücretinin kendisine ödenmediğini, müvekkilinin son günlük ücretinin net 65,00 TL olduğunu, SGK'ya ise eksik ücret bildiriminde bulunulduğunu, davalılar arasında asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin mevcut olduğunu ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    B) Davalılar Vekilleri Cevaplarında Özetle:
    Davalı ... Adına .. vekili;talep edilen işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkiline ait işyerinin 01/06/2012 tarihinde .............İşletmesi ile yapmış olduğu taşeronluk sözleşmesi gereği taşeron olarak gemi yükleme boşaltma işlemleri yapmaya başladığını, davacının limana gemi geldiğinde ve ihtiyaç duyulduğunda gelip çalışan günlük yevmiyeci olduğunu, ayda kaç gün çalışmış ise karşılığı günlük ücreti üzerinden hesaplanarak kendisine ödendiğini ve çalıştığı gün sayısı kadar da SGK'ya bildirimi yapıldığını, limana gemi geldikçe çalışıldığı için çalışma sürelerinin her ay farklılık gösterdiğini, işçilerin başka işverenlerde de çalıştığını, sigorta kayıtlarından bu durumun anlaşılacağını, işçi işveren arasında bağımlılık bulunmadığını, davacıya ödenen günlük yevmiye ücretinin ücret bordrolarında belli olduğunu savunmuştur.
    Davalı ...vekili; davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, diğer davalı .... işçisi olarak çalıştığını, müvekkili ile diğer davalı arasında akdedilen sözleşme gereği diğer davalı şirketin işçileri tarafından işlerin yapıldığını, belirtilen işte müvekkilinin işçilerinin kesinlikle çalıştırılmadığını, diğer davalı şirketin hangi işçiyi hangi ücretle ve hangi şartlarda çalıştırdığı hususunun müvekkilini ilgilendirmediğini, müvekkilnin sadece diğer davalı şirketin çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerinin ödenip ödenmediğini kontrol ettiğini, bu nedenle husumet itirazında bulunduğunu ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
    D) Temyiz:
    Karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Dava 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra, 11.10.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirtmiştir. Dava dilekçesinde talep edilen miktarlar dikkate alındığında ,davanın belirsiz alacak davasının bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. 
    Davalı .... vekili 01.10.2014 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah ederek davaya karşı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, dava dilekçesinin 01.11.2013 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ve cevap dilekçesinin 20.11.2013 tarihinde verdildiği dikkate alındığında, cevap dilekçesinin süresinde verilmediği ve süresinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslahı ile zamanaşımı itirazda bulunulmasının mümkün olmadığı ortadadır. 
    Bu nedenle mahkemece, davalı ....................vekilinin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü davaya karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması yerindedir.
    Ancak yukarıda ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere dava belirsiz alacak davasının bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılmış olup, kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. 
    Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. 
    Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. 

    Bu husus gözetilmeksizin diğer davalı Yılport Şirketi vekili tarafından ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F)Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/10/2016 gününde oybirliği ile karar verildi. 

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ