• BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S.İşK/11,12

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ  

    Esas No. 2007/30736
    Karar No. 2008/10339
    Tarihi: 28.04.2008        
                                        
    l BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ
    l İŞÇİNİN YAPTIĞI İŞİN ÖZELLİK GÖSTERMEMESİ
    l BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMAYI GEREKTİRECEK OBJEKTİF BİR NEDENİN BULUNMAMASI

    ÖZETİ: Davacının yaptığı montaj işçiliği olup, özellik gerektirmemektedir. Davalı işveren otobüs ve kamyon üretimi yapmaktadır. Üretim süreklilik arz etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesindeki düzenleme olan davacının gerektiğinde başka işte çalıştırılacağının belirtilmesi karşısında, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun kabulü gerekir. Davacı ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif bir neden yoktur. Davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlandırılmalıdır. Davacının iş sözleşmesi feshedilirken, fesih sebebi açık ve kesin olarak belirtilmemiştir. Davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır.

    DAVA: Davacı,   feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir
    Davalı işveren vekili, davalı işverenin EGO Genel Müdürlüğü ile 450 Adet doğal gazla çalışan otobüs üretimi ve teslimi için anlaşma yaptığını, davacının da proje kapsamında montaj işinde çalıştırılmak üzere işe alındığını ve belirli süreli iş imzaladığını, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışması nedeni ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanmayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece savunmaya değer verilerek, davacının işe iade davası açılması ile ilgili yasanın aradığı şartlar oluşmadığı, davanın haksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanununun 11. maddesinde, "İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar" şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
    Borçlar Kanunundaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Yasada belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun onaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir. İşçinin iş güvencesi dışında kalması için başvurulan kötü niyetli uygulamalar korunmamalıdır.
    Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif nedenlerin bulunması gerekir.
    Objektif neden olsa bile, sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu olur. İş sözleşmesi taraflarca açık olarak belirli bir süreye bağlanmasa bile, işin amacından belirli süreli olduğu anlaşılıyorsa, sözleşmenin örtülü olarak süreye bağlanması söz konusu olur (BK mad. 338/I).
    Salt süreye bağlı bir iş sözleşmesinin mevcut olması hemen işe iade davasının reddi sonucuna götürmemelidir. Zira 11'inci madde, belirli süreli iş akdini yapma serbestîsini sınırlandırmış ve bu tür sözleşmelerin yapılabilmesi, söz konusu hükümde belirtilen objektif koşulların varlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla iş sözleşmesini belirli süreye bağladıklarında, hâkim, objektif ve esaslı koşulların var olup olmadığını incelemelidir, iş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasının asıl olmasının sonucu olarak, belirli iş sözleşmesinin varlığını ileri süren taraf bunu ispatla yükümlüdür.
    Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif neden olarak kabul edilebileceği İş Kanunu'nun 11 'inci maddesinde Örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması. Kanun'da gösterilen bu nedenler tahdidi olarak değil; örnek kabilinden verilmiş; benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkânı açık tutulmuştur. Zira, söz konusu hükümde açık olarak ''..gibi objektif koşullara bağlı olarak" ifadesine yer verilmiştir.
    Türk hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkân sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9. maddesinin l’ nci fıkrasına göre. Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, iş sözleşmesinin özel okul öğretmenler, müdür ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.
    İş Kanunu’nun 11'nci maddesinin 2 ve 3'üncü fıkralarında zincirleme yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir nedene dayanması halinde belirli süreli olma özelliğini koruyacağı; aksi takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacağı düzenlenmiştir. Belirli süreli iş aktinin yapılmasının objektif nedeni varsa ve bu neden devam ediyorsa veya yeni bir neden ortaya çıkmışsa belirli süreli iş sözleşmeleri yenilenebilir sekilinde değerlendirilmelidir. Zincirleme iş sözleşmelerini belirli süreli niteliğini koruyabilmeleri için her birinde aranan objektif nedenlerin aynı olması da şart değildir.
    Taraflar arasında, İş Kanunu'nun 11'nci maddesinin 1 ve 2'nci fıkraları anlamında esaslı neden olmadan akdedilen belirli süreli sözleşme, belirsiz süreli sayılacağından, işveren, sürenin sona ermesiyle sözleşmenin sona erdiğini bildirdiğinde, işçi sözleşmenin belirsiz süreliye dönüştüğünü, işverenin bildirim şartına uymadan iş sözleşmesini feshettiği gibi geçerli bir sebep gösterilmeden feshedildiğini ileri sürerek bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açabilecektir. Bir aylık hak düşürücü sürenin başlangıcı işverenin belirli süreli sözleşmeli gibi kabul ederek sürenin geçmesiyle sözleşmenin sona erdiğini bildirdiği, belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü için işverence bildirim süresine uyulmadan yapılan bir fesih anlamı kazanan bildirimin yapıldığı tarihtir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında imzalanan iş sözleşmesinin belirli süreli olarak imzalandığı, "doğal gazlı araç üretimi projesi kapsamında bir yıllık proje süresince montaj işçiliğinde" çalıştırılacağının belirtildiği, ancak sözleşmenin 2. maddesinde gerekli görülürse başka işte çalıştırılacağının da öngörüldüğü, davalı ile EGO Genel Müdürlüğü arasında 17.06.2005 tarihli sözleşme imzalandığı, işe başlamadan sonra doğalgazla çalışan 450 Adet otobüs yapımının 6, 13 ve 18 aylık periyotlarda teslim edilmesinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı montaj işçiliği olup, özellik gerektirmemektedir. Davalı işveren otobüs ve kamyon üretimi yapmaktadır. Üretim süreklilik arz etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesindeki düzenleme olan davacının gerektiğinde başka işte çalıştırılacağının belirtilmesi karşısında, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun kabulü gerekir. Davacı ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif bir neden yoktur. Davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlandırılmalıdır. Davacının iş sözleşmesi feshedilirken, fesih sebebi açık ve kesin olarak belirtilmemiştir. Davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır. Nitekim iş sözleşmesi aynı şekilde feshedilen başka bir işçinin açtığı feshin geçersizliği ve işe iade isteminde, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu, feshin geçerli nedene dayanmadığı Dairemizin 2007 24598 Esas sayılı ilamında kabul edilmiştir.
    4857 sayılı İş Yasasının 203 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HUKUM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRIL-MASINA,
    2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve da\ acının İŞE İADESİNE.
    3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE.
    4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına.
    6. Davacının yapmış olduğu 75.00 YTL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 500-YTL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    8.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, Kesin olarak 28.4.2008 gününde oybirliği ile karar yerildi.



     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ