• Sevgi, Hoşgörü ve Nezaketiyle Örnek Bir İnsan ve Bir Hukuk Dehası Olan Hocamız Prof. Dr. Nuri ÇELİK’in Anısına Saygıyla…

    Ali GÜZEL

    İlgili Kanun/md:

    img1 

     

    Prof. Dr. Nuri ÇELİK 

    1932-2020

     

     

    Elinizdeki derginin bu sayısı, bir hukuk dehası, hocaların hocası bir bilim insanı, Türk İş Hukukunun oluşmasına ve gelişmesine, bir anlamda bu bilim alanına yaşamını adayarak büyük katkı sağlamış, biz tüm yakın çalışma arkadaşlarının canları kadar sevdiği çok kıymetli Hocamız Prof. Dr. Nuri Çelik’in 5 Haziran 2020 tarihinde vefatı nedeniyle O’nun anısına, bir kadirşinaslık örneği olarak, derin bir hüzün ve saygıyla ithaf edilmiştir.

    Değerli Hocamız Prof. Dr. Nuri Çelik, Federal Almanya’da doktora çalışmaları ile başladığı akademik yaşamını, 1964 yılından itibaren, Türkiye’de sürdürmüş, emeklilik aşamasına geldiği 1999 yılına kadar Marmara Üniversitesinde, emeklilikten sonra da kısa bir süre Ticaret Üniversitesinde görev yapmıştır. Bu her iki yüksek öğretim kurumunda, rektör yardımcılığı, dekanlık, yönetim kurulu ve senato üyeliği, bölüm başkanlığı, anabilim dalı başkanlığı gibi idari ve akademik organlarda görevler üstlenmiş olmasına rağmen, bilimsel çalışmalarını her zaman ön planda tutmuş, çok sevdiği İş Hukuku alanında iz bırakacak eserler verme arzu ve çabasından hiçbir koşulda ödün vermemiştir. Bu yöntemin haklılığına ise, bugünün olduğu kadar geleceğin de İş Hukuku alanında çalışan/çalışacak kuşaklarının yolunu aydınlatmış ve aydınlatmaya devam eden yapıtları tanıklık etmektedir. Bir insanı tanımak isterseniz eserlerine bakmalısınız” denir. Çelik Hoca’nın İş Hukuku alanındaki eserlerine bakıldığında ise, T. Edison’un “deha; bir yaratılış meselesi değil, bir ter dökme meselesidir, E. Zola’nın “deha, çalışma ve gayretin elbisesidir” biçimindeki özlü sözleri akla gelecektir.

    Gerçekten, Sevgili N. Çelik Hocamız da ter dökerek, bilimsel ciddiyet ve titizlikten asla taviz vermeyen, örnek bir çalışma disiplin ve gayretiyle elde ettiği engin bilgi, birikim ve deneyimiyle, bir hukuk bilginine yaraşır bir düzeyde, İş Hukukunun tüm alanlarında kalem oynatma cesaretini göstermiş, görüş ve düşüncelerini bu yapıtlarıyla ortaya koymuştur. Çelik Hoca’nın; “Türk ve Alman Hukukunda Toplu iş sözleşmesinin Hükümleri (1966)”, “İş Hukuku Dersleri (1. Bası 1968)”, “İş Hukuku I- Genel Bilgiler, Ferdi İş Hukuku (1971)”, “İş Hukukunda Uzlaştırma ve Arabuluculuk (1973)”, “İş Hukuku II, Kollektif İş Hukuku I, Sendikalar (1. Bası 1976, 2. Bası 1979)” başlıklı kitapları ve bunlar arasında yer alan, ilk basısı 1968 yılında yapılan “İş Hukuku Dersleri kitabı, çağdaş bir yaklaşımla, İş Hukukunun tüm konularını kapsayan ilk eser olma niteliği taşımakta ve bugün 32. basısı ile haklı bir gurur kaynağı olarak, İş Hukuku literatüründe özel bir yer tutmakta, yayımlandığı 1968 yılından bu yana, sadece Türkiye’nin hemen hemen tüm yüksek öğretim kurumlarında on binlerce öğrencinin İş Hukukunu öğrendiği ders kitabı olmakla kalmamış; İş Hukuku, Sosyal Politika, Çalışma Ekonomisi gibi birbirleriyle örtüşen alanlarda çalışan bilim insanları ve uygulayıcılar için bir başvuru eseri olma niteliğiyle, birbirini izleyen kuşakların, bilim rehberi de olmuştur.

            Prof. Dr. Nuri Çelik, İş Hukuku alanındaki bu kitapları dışında, kaleme aldığı yüzlerce makale, karar incelemesi, ulusal ve uluslararası seminer, sempozyum ve kongrelere sunduğu tebliğleri, O’nun bilim insanı ciddiyet ve haysiyeti ile çağdaş anlamda bir Türk İş Hukukunun oluşum ve gelişmesine olan katkısının da birer anıtsal simgesidir.

    Çelik Hoca, İş Hukuku bilim alanında derin izler bırakan bu bilimsel çalışma ve araştırmalarının yanı sıra bilimsel kuruluşlara üye olarak da bilimin ilerlemesine büyük katkılarda bulunmuştur. Kurulduğu 1974 yılından itibaren ve çok uzun bir süre “İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi” (şimdi İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği) Yönetim Kurulu üyeliği görevini sürdürmüş, ülkemizin İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku alanında nadide bir kuruluşu olan ve yıllarca akademiyi uygulama ile birleştiren bu kuruluşta çok önemli çalışmalar yapmıştır. Prof. Dr. Nuri Çelik ülkemizi uluslararası kuruluşlarda da temsil etmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütünün yıllık toplantılarında beş defa ülkemiz heyetinde teknik müşavir olarak bulunmuştur. Nihayet Prof. Dr. Nuri Çelik İş Hukuku ile ilgili pek çok kanun tasarısı hazırlık çalışmalarına da katılmış, bilgi ve birikimi ile kanunların hazırlanmasına katkılarda bulunmuştur.

    Birlikte uzun yıllar çalışmaktan büyük gurur ve onur duyduğum Sevgili Hocam N. Çelik, güçlü kalemiyle ortaya koyduğu eserlerinde, bilimsel toplantılardaki tartışmalarda kendine güvenen, cesaretiyle inandığı düşüncelerinden asla ödün vermeyen, bildiği yoldan hep başı dik olarak yürüyen, hiç kimseye boyun eğmeyen ve bu yönleriyle hayranlık uyandıran örnek bir bilim insanıydı da aynı zamanda. Hoca’nın bu bilimsel otoritesi, insani ilişkilerinde farklı bir renge bürünürdü: Aristonun “insan, rüzgarda hareket eden gül gibi olmalı ki etrafında güzel kokular yayabilsin” dediği gibi; N. Çelik Hoca’nın da etrafına yaydığı kokuların içinde bilim aşkı ve insan sevgisi hiçbir zaman eksik olmazdı. Kim olursa olsun karşısındakine gösterdiği eşsiz nezaketi, engin hoşgörüsü, gözlerinde ve gülümsemelerindeki sıcaklığı, benim ve tüm çalışma arkadaşlarının, öğrencilerinin, meslektaşlarının hayranlığını kazanmış, herkesçe çok sevilen ve saygı duyulan örnek bir insandır da kıymetli Nuri Çelik Hocam. Sevgili Nuri Çelik Hoca, o iyi insan, hepimiz için gerçek bir akademik yaşam rehberi olan o emsalsiz insan, bizleri derin bir üzüntüye boğarak bu dünyaya veda etti.

    Ancak, bizlerin ve geride bıraktığı tüm aile bireylerinin derin acılarını hafifletecek, teselli kaynağımız olacak bir husus, V. Hugo’nun, “Dahi geleceğe uzanan bir yoldur” biçiminde ifade ettiği gibi, N. Çelik Hoca’nın da, geride bıraktığı anıtsal eserleriyle yaydığı bilim ışığının sönmeyen meşalesiyle bilim insanlarının yolunu sonsuza dek aydınlatmaya devam edecek olmasıdır. İşte bu nedenle sevgili Hocamıza minnettarlığımızı bir kez de burada ifade etmek gerekir: Değerli Hocam, tüm yakın çalışma arkadaşlarınızın, meslektaşlarınızın, yetiştirmiş olduğunuz öğrencilerin duygularına tercüman olarak; bizlere, yaşadığınız çağa, yaşadığınız topluma karşı olan görev ve sorumluluklarınızı çok fazlasıyla yerine getirmiş olduğunuzun bilinciyle, Size olan minnet borcumuzun sonsuz olduğunu ifade ediyoruz!...

     Aziz hatıranız önünde bir kez daha saygı ile eğiliyoruz…

     


    [1] * Prof. Dr.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ