Sekiz sene boyunca asistanı olduğum Prof. Dr. Pir Ali Kaya’nın çok erken yaşta aramızdan ayrılışı akademi için büyük kayıp olmuştur. Bu süre içinde kendisinin gerek akademik gerekse hayat tecrübelerinden faydalanma fırsatına eriştiğim için kendimi şanslı hissediyorum.

İşine tutku ile bağlı tanıdığım sayılı kişilerdendi. Yaptığı her işte titizlikle hareket etmesi, yıllarca süren tecrübesine rağmen her ders öncesinde amatör bir ruhla hazırlık yapması bende hayranlık uyandırmıştır. Son senesinde artan rahatsızlıklarına karşın Hocamız yapılan uyarıları arka plana atarak öğrencilerinin mağdur olmamasını istemiş ve son anına kadar derslerini sürdürmüştür.

Kendisi alacağım kararlarda tavsiyelerine her zaman başvurduğum, babacan bir şefkat ve sabırla beni dinleyen ve çözüm getiren biriydi. O kadar fazla kişiye yardımı dokunmuştur ki odasından kendisine fikir danışmaya gelen çalışanlar eksik olmazdı. İzleyici olarak katıldığım arabuluculuk görüşmelerinde her zaman işçiler yanında tavır alırdı. Gerçek bir halk adamıydı. Dürüstlüğü kendine düstur edinmişti. Haksızlık karşısında sözünü esirgemez, dik duruşunu her zaman korurdu.

Hayatının en verimli döneminde akademiye daha yapacağı çok katkı varken, erken yaşta ayrılışı bazen adil gözükmese de kader planına karşı çıkılamıyor. Hocam Ağrılıydı. Her zaman bilgisayar ekranında Ağrı Dağı’nın resmi bulunurdu. Çok severdi memleketini. Anılarından özlemle bahsederdi. Yüce Ağrı Dağı’nın eteklerinde ışıklar içinde uyuyun Hocam.

Akademideki temelim kıymetli Hocam sayesinde atılmıştır. Kendisine layık olmanın sorumluluğunu üzerimde taşımaktayım. Çok sayıda akademisyenin yetiştirilmesine vesile olan, iş hukukuna büyük katkısı bulunan Hocamı saygı ve minnetle anıyorum.