• Cumhuriyetimizin İlk Sanayi Sayımı 1927: “Bir Hesaplaşma Hazırlığı"

    Serdar ŞAHİNKAYA

    Öz: Cumhuriyetin ilk dört yılı büyük bir onarımla geçmiştir. Devletin örgütlenmesinde kurumsallaşma gayretleri nerede ise tamamlanmış, ekonominin inşasında da politika tartışmaları hızlanmıştır.

    Gazi Mustafa Kemal ve Cumhuriyetin kadroları, dört yaşındaki genç Cumhuriyeti geleceğe taşımak üzere netleşmek amacıyla üç büyük sayımı gerçekleştirdiler: Nüfus Sayımı, Tarım Sayımı ve Sanayi Sayımı.

    13.640.270 kişilik ulus devletin tarım ve sanayi sayımı sonuçlarına dair bulgular oldukça zayıftır.

    Konumuz olan 1927 Sanayi Sayımına göre 65.245 işletme ve 256.855 çalışan ile sınai yapı, çok zayıf bir duruma işaret ediyordu. Bu işletmelerin nerede ise yüzde 70’i bir ya da iki – üç kişilik kurumsallaşmamış aile işletmeleriydi ve sektörel yapı itibariyle Osmanlı’nın 1917 Sanayi vaziyetinden çok da farklı değildi.

    Sanayi işletmelerinin yüzde 45’i tarım, yüzde 18’i dokuma, yüzde 11’i maden çıkarımı gibi geleneksel üretici karakterde idiler ve bu işletmelerin sadece yüzde 4’ünde motor gücü kullanılmaktaydı. İşletmelerin coğrafi olarak dağılımına bakıldığında; başta İstanbul olmak üzere İzmit, Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli, Gaziantep, Kastamonu ve Ankara’da yoğunlaşmışlardı.

    Sanayi sayımı sonuçları ile açığa çıkan sınaî altyapı, Cumhuriyet rejimini kendisini güvende hissettirmekten oldukça uzaktı. Cumhuriyetçiler bir karar vermek zorunda idiler. 1930’a kadar özel kesimi çeşitli teşviklerle desteklemeyi ihtiyatı elden bırakmadan sürdürdüler. Fakat başta İstanbul olmak üzere girişimcilerdeki hâkim ithalatçı karakter bir türlü üretici karaktere bürünmüyordu.

    Ve hesaplaşma 1930’un Nisanında Ankara’da toplanan Sanayi Kongresi ve sonrasında yapıldı. 1933 yılında hazırlanan Birinci Sanayi Planı ile birlikte Cumhuriyet sihirli bir denklem ile yoluna devam etti. O sihirli denklem: Demiryolları + Sanayileşme = Devletçilik idi.

    Anahtar Kelime: 1927 Sanayi Sayımı, Demiryolları, Türkiye’de Devletçilik ve Sanayileşme

    The First Industrial Census of our Republic in 1927:

    A Preparation for a Revenge 

    Abstract: The first four years of the Republic of Turkey was mostly about a great recover. The institutional arrangements to found the new state was almost ready, and political discussions regarding building a new economic structure were accelerated

    Mustafa Kemal Ataturk and the staff of the new republic had realized three crucial census: Census of Population, Census of Agriculture and Census of Industry. The aim of these census was to carry four-years-old republic into the future.

    It is a fact that the findings of these census for the 13.640.270 million populated nation-state, were not that much strong.

    According to the Industrial Census of 1927, the industrial structure was composed of 65.245 business enterprises and 256.855 employees. The70% of these enterprises were mostly family businesses and the structural characteristics of these enterprises were not significantly different then the situation those of the Ottoman Industry in 1917.

    It is important to add that the 45% of these enterprises were in agriculture, 18% in weaving and 11% in the mining industry.. In line with the traditional manufacturing characteristics, only %4.3 of them were using engine power during production process. When we look at the geographical breakdown of these enterprises, it is possible to say that they concentrated in the big cities such as İzmit, Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli, Gaziantep, Kastamonu and Ankara but mostly in İstanbul.

    According to the findings of the Census of Industry, it was difficult to say that the industrial infrastructure could have provided a trustful future for the new Republic. Therefore, it was the time to make a decision for the Republicans. They have carefully continued to support private sector with some incentives up to 1930. However, especially in Istanbul, entrepreneurs prefer to import of goods rather than manufacturing, in general.

    At the end, the revenge was done in the Industrial Congress held in Ankara, in April 1930,. After that the Republic of Turkey carried on its’ way with a magical equation which was stated in the First Industrial Plan, 1933. The magical equation was: Railways + Industrialization = Statism….

    Key Words: Industrial Census 1927, Railways, Statism and Industrialzation in Turkey

    Giriş

    Cumhuriyetin ilk yılları, bir onarım sürecidir. Genleşen tarlalar sürülebildiğince sürülmüş, tavlanmış, dallanıp budaklanan ağaçlar aralanmış, budanmış. Yakılıp yıkılan ev ve dükkânlar, az buçuk onarılmıştır. Toplumun yoğun çalışmasına, Devletin kuruluş çabaları da eklenmiş, dört koca yıl rüzgâr gibi geçmiştir (Toy, 2007).

    Hilafet kaldırılmış, Tekke ve Zaviyeler kapatılmış, Şeriye ve Evkaf Vekâleti lağvedilmiş, Eğitim Birliği Kanunu, Medeni ve Ceza Kanunları ile Kabotaj Kanunu kabul edilmiştir. Farklı bir ifade ile 1927’ye gelindiğinde devrimlerin büyük bir bölümü gerçekleştirilmiştir.

    Sanatçı, gazeteci, milletvekili, öğretmen, müzisyen ve denizcilerden oluşan toplam 285 kişinin görevli olduğu dünyanın ilk yüzer sergisi Seyri Türkiye’nin tam seksen altı gün süren yolculuğu büyük bir gururla tamamlanmıştır. İstatistik Umum Müdürlüğü kurulmuş, Alpullu Şeker Fabrikası ve Kayseri’de Uçak Montaj Fabrikası açılmıştır.

    Bir yandan idari yapılarda kurumsallaşma, bir yandan da ekonominin inşası büyük bir gayretle, adım adım sürdürülmektedir. Ancak Cumhuriyet kadroları; bilmediklerini tanımlayamayacaklarını, tanımlayamadıklarını ölçemeyeceklerini, ölçemediklerini de yönetemeyeceklerinin farkındadırlar. Cumhuriyet demografik ve iktisadi varlığını ölçmeye kararlıydı (Şahinkaya, 2009).

    Önemli adımlardan ilki nüfus sayımıdır. Yeni atılımlara hazırlanan bir toplum, içinde bulunduğu durumu ve imkânlarını ve gelişme akslarını saptamak zorundadır (Dik, 2012). Bundan dolayı 1927 yılı sadece nüfus sayımının değil, tarım, ticaret ve bu araştırmanın konusu olan sayımlarının da yapıldığı bir yıldır. Üretici katmanların/sektörlerin dökümü hazırlanmalıdır: Nüfusun büyüklüğü nedir? Ya da biz kaç kişiyiz? İkinci olarak, tarımsal ekilebilir arazi büyüklüğü ve bu arazilerin mülkiyet dağılımı. Üçüncüsü de sanayi potansiyeli. Tarım ve sanayie ait bilgi ve bulgular iktidarın toprak siyaseti ve sanayiinin devletçe tanzim ve teşviki için elzemdir. Bu bağlamda; Merkez İstatistik Umum Müdürü Belçikalı istatistik uzmanı Camille Jacquart (Yıldırım, 2010:7-36) yönetiminde 1927 yılı ekim ayında Cumhuriyetin ilk nüfus, ticaret ve tarım sayımları yapıldı. Aralık ayında da Sanayi Sayımı gerçekleştirildi. Tütengil Hocamızın satırlarıyla; nüfus ve tarım sayımlarını, sanayi sayımının izlemesi, rastlantıdan öte yakın geçmişle ve gelecekle hesaplaşmanın 1927 yılı olarak planlandığını gösterir (Tütengil, 1980: 55 – 56).

     

    1927 Ankarası Genç Türkiye'nin Başkenti

    img1 

    https://www.birsence.com/goremedigimiz-turkiye-sergisi/1927-ankara-gencturkiyeninbaskenti/ 

     

    Nüfus ve Tarım Sayımının Ana Çizgileri

    1927 yılı Ekim ayında yapılan nüfus ve tarım sayımlarına ilişkin bazı temel bulgular aşağıdaki gibidir.

    Türkiye’nin nüfusu 13 Milyon 648 bin 270 kişidir. Bu nüfusun yüzde 51,8’i kadın, yüzde 48,2’si erkektir. 7 yaş üzerinde okuma yazma oranı yüzde 10,6 gibi oldukça düşük düzeydedir.

    1927’nin Türkiye’sinde 63 il, 328 ilçe, 699 bucak… Yaklaşık olarak 40.991 yerleşme merkezi tespit edilmiş olup km2’ ye 18 kişi düşmektedir.

    Nüfusu 40.000 den büyük yerleşim yerleri olarak;

    İstanbul 673.029 kişi, İzmir 153.845, Ankara 74.784, Adana 72.652, Bursa 61.451, Konya 47.286 kişiye sahip kentlerdir.

    Tarım Sayımına dönük kimi tespitler ise;

    Genel nüfusun yüzde 67,7’sine tekabül eden 1.754.239 çiftçi ailesi 43.637.727 dönüm arazide tarımsal faaliyette bulunmaktadır.

    Ortalama hane halkı büyüklüğü 5 kişidir. Aile başına 25 dönüm (2,5 hektar) tarımsal arazi ve ortalama 2 hayvan düşmektedir.

    Yaklaşık 43.637.727 dönümlük tarım yapılan arazinin yüzde 89,5’inde tahıl ekilmektedir. Sınai bitkilerin payı yüzde 6,6, baklagillerin payı da yüzde 3,9’dur (DİE, 1970: XIII – XIV). Dört yaşındaki Cumhuriyetin tarımsal yapısı oldukça ilkeldir. Cumhuriyetçi kadrolar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “üreten köylü, milletin efendisidir” sözü doğrultusunda köylüyü çiftçi yapma gayretlerine hız verecektir. Zira Cumhuriyet 1923’te yoksul bir köylüler ülkesinde kurulmuştur. Henüz bir çiftçiler ülkesi değildir. Köylü yoksunluk ve büyük ölçüde yoksulluk içindeki yaşamını basit tarımla sürdürmektedir (Kuruç, 2015: 240).

    Türkiye, 1927 İdari Bölünüş

    img2 

    www.loc.gov/resource/g7431f.ct003172 

    Yukarıdaki linkte yayıncı olarak Istanbul:Kitaphane-yi Sûdî. 1927 notu vardır.

     

    1927 Öncesindeki Sanayi ve Sanayi Sayımları

    Cumhuriyet öncesinde, Osmanlı Devleti’nin son döneminde sanayileşmeye yönelik girişimler, çoğu kez Batı’daki gelişmelere bir özlemi, öykünmeyi ifade eder. İslah-ı Sanayi Komisyonu, Teşvik-i Sanayi Kanun-ı Muvakkatı v.b. gelişmeler sanayileşmeyle ilgili değişik sorunlara eğilirken ülkelerin maddi koşulları çoğu kez göz ardı edilir (Şahinkaya, 2009: 5- 12).

    Ticaret ve Ziraat Nezareti (Bakanlığı) tarafından, 1913 ve 1915 yıllarına ilişkin olarak İstanbul vilayeti ile İzmir, Manisa, Bursa, İzmit, Karamürsel, Bandırma ve Uşak şehirlerinde, yani ülkenin en gelişmiş yörelerinde düzenlenen sanayi sayımlarının sonuçları 1917 yılında 1329, 1331 Seneleri Sanayi İstatistiki adı ile yayınlanmıştır (Ökçün, 1971). Bu sayımların sonuçlarına göre 1915 yılında sınaî tesislerin toplam sayısı 282’dir. Sektörlere göre dağılımı örneklendirildiğinde ise öne çıkanlar; 33 un değirmeni, 9 makarna, 6 konserve, 4 bira fabrikası, 2 tütün mağazası, 4 buz, 7 tuğla, 6 kireç, 8 kutu, 5 yağ, 3 sabun imalathanesi, 2 porselen imalatı ve elmas traşçılık, 13 debbağhane (deri işleme), 13 marangoz ve doğrama atelyesi, 13 yün ve 5 pamuk ipliği ve dokuma, 41 ham ipek, 6 ipekli dokuma ve 13 sair dokuma fabrikası, 43 matbaa ve sair kâğıt imalatı, 8 sigara kâğıdı ve 3 kimyasal ürün tesisidir.

    Bahsedilen sanayi istatistiklerinden hareketle bir iki saptama yaparak Cumhuriyetin ilânı öncesindeki sınai alt yapıya ilişkin sayısal tespitleri, farklı bir ifade ile devralınan sınai alt yapıyı şöyle özetleyebiliriz:

    Öncelikle, bu sayımların o dönemin imkânları dâhilinde oldukça kapsamlı bir sanayi envanteri niteliği taşıdığı söylenebilir. Mevcut 282 tesisten faal durumda olanların (işletmede olanlar) sayısı 194 adettir. Farklı bir ifade ile envanter kapsamındaki şirketlerin yüzde 69’u üretimde olup yaklaşık olarak yüzde 30’u ise kapalı ya da gayrı faal durumdadır. Bununla birlikte; kuruluş tarihleri belli olan 255 işletmeden 72’si (yüzde 28) 1908’den sonra, II. Meşrutiyet’in ivmesi ile kurulmuştur.

    Bu sayısal gelişmeye rağmen sanayi kesimi fevkalâde ilkel bir nitelik taşımakta idi. Toplam üretim değerinin 1913’de yüzde 83,5’i, 1915’de de yüzde 82,3’ü gıda ve dokuma sanayiinden kaynaklanıyor ve bu iki sektör aynı yıllarda toplam işçi sayısının sırasıyla yüzde 71 ve yüzde 75,8’ini istihdam ediyordu.

    Alt sektörlere inildiğinde bu ilkellik daha da çarpıcı olarak ortaya çıkmaktadır; Değirmencilik, tütün işleme, debagat, yünlü dokuma ve iplik ve ham ipek üretimi, toplam sınaî üretim değerinin 1913’te yüzde 80,3’ü, 1915’te ise yüzde 83,1’ini oluşturuyordu. İstihdam edilen işçi sayısı bakımından da bu beş üretim kolunun payı aynı yıllarda yüzde 66,5 ve yüzde 61,2’ idi.

    Kısacası, buğday öğütmek, tütün ve deri işlemekten ve geleneksel ipekçilikten oluşan üretim faaliyetlerinin bütünü ile gerçek anlamda bir sanayi olmadığı, Osmanlı ekonomisini büyük ölçüde sanayisiz bir ekonomi sayılabileceği ve toplumun sınai ürün tüketiminin esas olarak ithalat yoluyla karşıladığı tespiti abartılı sayılmamalıdır (Boratav, 1988: 24). Zira Osmanlı Devleti 18. Yüzyılda İngiltere’den kalkan Sanayi Devrimi trenine binemeden ve yatırımcılığı öğrenemeden tarihin arşivindeki yerini almıştır.

     

    1927 Sanayi Sayımı

    img31927 Sanayi Sayımı dört yaşındaki Cumhuriyetin, ülkenin sanayi sektörüne ait ilk ilmi rakamları toplu olarak bulabilecekleri ciddi bir yayındır (DİE, 1969:3). 1927 Sanayi Sayımı sonuçları 1928 yılında İstatistik Umum Müdürlüğü tarafından İstanbul Cümhuriyet Matbaasında Arap harfleri ile basılmıştır. Günümüz Türkçesi ile basılan kitapta sayım için 1927 sanayi sayımının bir özelliği de sayımda kullanılan târif ve metodolojinin bugünkü Birleşmiş Milletler tavsiyelerine çok yakın oluşu ve dünya istatistikçileri arasında isim yapmış Belçikalı uzman Camille Jacquart bu sayımı bizzat yönetmiştir notu düşülmüştür.

    Sayımın kritik bir başka özelliği de “Esas ve Usuller” kısmından. Not edelim:

    Başlıca gelir kaynağı tarım olan ve sınai faaliyeti herşeyden evvel toprak mahsullerini değiştirmeye yönelmiş bir memlekette sanayinin ayrılmasını, işlenen ham maddenin mahiyetine oturtmak zorunluluğu vardır. Ve bu şekilde bir ayırım ile sanayinin gelişmesindeki meyil ve tarım ile sanayi arasında var olan bağlantı hakkında bir fikir almak daha ziyade ümit vericidir. Bundan ötürüdür ki 95 bölüm olan sanayi sınıfları bu esasa göre düzenlenmiştir”.

    Yeri gelmişken Cumhuriyetin 1923 – 1929 dönemindeki imalat sanayi ve sanayi politikaları üzerine Uğur Korum’un ayrıntılı çalışması, (Korum, 1982) Sanayi Sayımı bulguları ile birlikte değerlendirilmesinin isabetli olacağı not edilmelidir.

    Anlıyoruz ki 1927 Sanayi Sayımı 95 alt sektörü / iş kolunu kapsamaktadır.

    Çalışmamızda sanayi sayımının bulguları 12 tablo halinde analiz edilmektedir. Tabloları oluştururken sektör isimlerinde orijinalin korunmasına gayret gösterilmiştir.

    1)       95 alt sektörde 65.245 işletme ve bu işletmelerde 256.855 çalışan bulunmaktadır. İşletmelerin 28.439’u (yüzde 43,6) tarım, evcil hayvanlar, balık ve ev ürünleri sanayiine aittir. İkinci sırayı yüzde 28.61 ile maden sanayi, maden işleme ve makine onarım ve imalâtı, üçüncü sırayı da 9.353 işletme ile dokuma sanayi almaktadır. Çalışan sayıları bakımından irdelediğimizde; ilk sırada doğal olarak tarım, evcil hayvanlar….. sektörü gelmektedir. İşletme sayısı açısından üçüncü sırada olan dokuma sektörü çalışan sayısı açısından ikincidir. Bu da dokuma sanayiinin emek yoğun karakterini öner çıkarmaktadır. 10 ana sektör temelindeki tabloda göze çarpan hususlardan bir diğeri de istihraç sanayi ile maden işleme ve makine onarım sektörlerinin de emek yoğun iş kolları arasında yer alışlarıdır.

     

    Tablo 1: İşletme Sayısı ve Çalışanlar

    Sektörler

    İşletme Sayısı

    %

    Çalışan Sayısı

    %

    İstihraç sanayii (maden çıkarma)

    556

    0,85

    18.932

    7,37

    Tarım, evcil hayvanlar, balık ve ev ürünleri sanayii

    28.439

    43,59

    110.480

    43,01

    Dokuma sanayii

    9.353

    14,34

    48.025

    18,70

    Ağaç sanayii ve diğer bitki maddeleri sanayii

    7.896

    12,10

    24.264

    9,45

    Kâğıt ve karton sanayii

    348

    0,53

    2.792

    1,09

    Maden sanayii, maden işleme ve makine onarımı ve imalâtı

    14.752

    22,61

    33.866

    13,18

    Bina ve inşaat sanayii

    2.877

    4,41

    12.345

    4,81

    Kimya sanayii

    697

    1,07

    3.107

    1,21

    Karma sanayii

    16

    0,02

    455

    0,18

     A. Elektrik sanayii

    90

    0,14

    1.350

    0,53

    Çeşitli sanayii

     

     

     

     

     B. Diğer çeşitli sanayii

    221

    0,34

    1.239

    0,48

     Toplam

    65.245

    100,00

    256.855

    100,00

     

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

    2)       İşletmelerin çalışan sayılarına göre bölünüşlerinde ilk sırayı 2 ve 3 kişilik işletmeler almaktadır. 65.245 işletmenin 23.332’si bu türden işyerleridir. Nerede ise aynı sayıdaki, 16 işletme farkla, 1 kişilik işletmeler de ikinci sıradadır. Burada sanayi sektörünün hâkim karakterinin küçük işletmeler/atölyeler olduğu tespiti yapılmalıdır. 6 ile 20 kişilik işletmeleri küçük sanayi. Bunlar, 5.128 işletme ile toplamın yüzde 7,86’sıdır, 21 ile 100 kişilik çalışan sayısı olan işletmeleri orta sanayi olarak kabul edersek 717 şirketi yani toplamının yüzde 1,09’u, 101 ve daha çok sayıda çalışanı olan şirketleri büyük sanayi olarak kabul edersek de sadece 155 şirket toplamın yüzde 0,24’üdür.

     

    Tablo 2: İşletmelerin Çalışan Sayısına Göre Bölünüşü

    Çalışan sayısına göre işletmeler

    Çalışan Sayısı

    %

    Bir kişilik işletmeler

    23.316

    35,74

    Bir kişi ve aile efradından kurulu işletmeler

    4.914

    7,53

    2 ve 3 kişilik işletmeler

    23.332

    35,76

    4 ve 5 kişilik işletmeler

    7.683

    11,78

    6 ve 10 kişilik işletmeler

    3.940

    6,04

    11 ve 20 kişilik işletmeler

    1.188

    1,82

    21 ve 50 kişilik işletmeler

    551

    0,84

    51 ve 100 kişilik işletmeler

    166

    0,25

    100 ve daha fazla kişilik işletmeler

    155

    0,24

     Toplam

    65.245

    100,00

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

    3)       51 kişiden fazla çalışanı olan işletmeleri büyük işletme olarak tanımlayarak bir sektörel dağılım tablosu oluşturduğumuzda, büyük işletme sayısının 321 olduğunu saptayabiliriz. Büyük işletmelerin yüzde 60’lık bölümü iki sektöre aittir: Yüzde 30,53 ile tarım, yüzde 29,91 ile dokuma sanayii. Diğer sektörleri de büyükten küçüğe doğru sıralayalım: Ağaç ürünleri, maden sanayi, bina inşaatı sanayi, kâğıt ve karton sanayi v.d.

     

    Tablo 3: 51 Kişiden Fazla Çalışanı Olan İşletmelerin Sektörel Dağılımı

    Sektörler

    İşletme Sayısı

    %

    Tarım sanayii

    98

    30,53

    Dokuma sanayii

    96

    29,91

    İstihraç sanayii (maden çıkarma)

    51

    15,89

    Ağaç ürünleri sanayii

    29

    9,03

    Maden sanayii

    16

    4,98

    Bina inşaatı sanayii

    13

    4,05

    Kâğıt ve karton sanayii

    7

    2,18

    Elektrik sanayii

    7

    2,18

    Kimya sanayii

    3

    0,93

    Karma sanayii

    1

    0,31

     Toplam

    321

    100,00

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

    4) Sanayi iş kollarına göre 4 kişiden az ve 4 kişiden fazla çalışan işletmelere dair bilgilerin tasnifinden görülmektedir ki, hemen çoğu sektörün çalışan sayısı 4 kişiden azdır. Bu tespit Tablo 1 ile de birebir uyumludur. Elektrik sanayii ve maden çıkarma sanayiinde 4 kişiden fazla çalışan atölye/işletme sayısı ortalamanın üzerinde iken kâğıt sektöründe durum daha dengeli görülmektedir. Kurumsallaşma arttıkça uygun ölçeğe doğru kapasite artışları ile çalışan sayıları da artmaktadır.

     

    Tablo 4: Sektörlere Göre 4 Kişiden Az ve 4 Kişiden Fazla Çalışanlar

    Sektörler

    4 kişiye kadar %

    4 kişiden fazla %

    İstihraç sanayii (maden çıkarma)

    39.03

    60.97

    Tarım, evcil hayvan av ve balıkçılık sanayii

    78.00

    22.00

    Dokuma sanayii

    73.71

    26.29

    Ağaç mamulü ve diğer bitki maddesi sanayii

    82.87

    17.13

    Kâğıt ve karton sanayii

    49.43

    50.57

    Maden sanayii

    89.39

    10.61

    Binalar ve inşaat sanayii

    56.73

    43.27

    Kimya sanayii

    71.73

    28.27

    Karma sanayii

    37.50

    62.50

    Çeşitli sanayii A-Elektrik

    36.70

    63.30

     B-Diğer sanayii

    86.90

    13.10

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi düzenlememiz

     

    5)Aşağıda yer alan Tablo 5; 4 ve daha fazla çalışan sayısı olan işletmelerde personelin cinsiyet, uyrukluk ve mesleki/sosyal statülerini göstermektedir. 13.683 işletmede toplam 165.886 kişi istihdam edilmektedir. Çalışanların sektörlere göre dağılımına bakıldığında; yüzde 42,7’si tarım, yüzde 21’i dokuma, yüzde 11,4’ü maden istihracı, yüzde 8’i de ağaç ürünleri sektörlerinde istihdam edilmektedir.

    165.886 çalışanın 10.941’i patron, 7.817’si memur, 147.128’i de işçi statüsündedir. İşçilerin 22.684’ü yani yüzde 15,4’ü 14 yaştan küçüktür. 124.444’ü de (yüzde 84,6) 14 yaşından büyüktür.

    Uyrukluk ve cinsiyet eksenleri açısından tablodaki bulgular özetlersek;

    10. 941 patronun….        10.786’sı erkek, 155’i kadın.

                                    10.299’u Türk, 642’si yabancıdır.

    7.817 memurun….        6.208’i erkek, 609’u kadın.

                                    7.155’i Türk, 702’si yabancıdır.

    147.128 işçinin ….        109. 488’i erkek, 37.640’ı kadın.

                                    146.781’i Türk, 347’si yabancıdır.

    14 yaşından küçük işçilerin yüzde 36’sı, 14 yaşından büyük işçilerin yüzde 23,7’si kadındır.

    Tablo 5: İşletmelerde Çalışanların Sektörleri, Cinsiyetleri ve Yaşlarına Göre Dağılımı (4 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmeler)

    img4 

     

      

    img5Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi düzenlememiz

     

    6)İncelemekte olduğumuz 1927 Sanayi Sayımına ait önemli ayrıntılardan biri de sayım kapsamındaki işletmelerin kullandıkları motorlar ve türleri ile elde ettikleri beygir güçleridir. Bu bilgiler, bir anlamda işletmelerin çevirici güç kapasitelerinin ayrıntılarıdır.

     

    6, 7 ve 8 nolu tablolar birlikte incelendiğinde sektörler, motor tipleri ve çevirici güç kapasiteleri hakkında şu tespitler yapılabilir:

    §       65.245 işletmenin sadece 2.822 adedinde (yüzde 4,3) motor bulunmaktadır. 62. 423 işletme motor gücünden yoksundur. Sanayide toplam olarak 163.548 beygir gücünde 4.850 adet motor bulunmaktadır. Bu motorlardan tahrik türlerine göre ilk sırayı 2.595 adet (yüzde 53.03) ile elektrik motorları, ikinci sırayı da 1.212 motor ile yağ – petrol ve benzinle işleyen motorlar paylaşmaktadır. Buhar ile işleyen 605 motor sayı olarak üçüncü sırada yer alsa da yarattığı beygir gücü itibariyle (37.854) ikinci sıradadır. Gaz yağı ile işleyen motorlar adet olarak son sırada yer almasına rağmen ürettiği beygir gücü açısından rüzgâr ile işleyen 113 motordan daha yüksek bir güç vermekte / katkıda bulunmaktadır.

     

    Tablo 6: Motorların Cinsleri ve Beygir Gücü

     

    Motor Sayısı

    Beygir Gücü (toplam)

    Su ile işleyen motor

    252

    6.388

    Buhar ile işleyen motor

    605

    37.854

    Gazyağı ile işleyen motor

    73

    1.579

    Yağ, petrol, benzin ile işleyen motor

    1.212

    29.218

    Rüzgâr ile işleyen motor

    113

    1.286

    Elektrik ile işleyen motor

    2.595

    87.223

    Toplam

    4.850

    163.548

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi düzenlememiz

     

    §       Motor tiplerin ve sektörler / iş kolları biraz daha yakın plan bakalım:

    * Su ile çalışan motorlar özellikle tarımsal sanayiinde kullanılmaktadır. (252 motordan 165’i).

    * Buharlı motorlar; tarımsal sanayiinde (605’te 300); dokuma sanayii (68) ve ağaç ürünleri sanayiinde (62) iş görmektedir.

    * Gaz yağı motorları ağırlıklı olarak tarım sanayiinde (73’de 35) tercih edilmektedir.

    * Petrol ve yağ ile işleyen motorlar; tarım sanayii ile (1.212’de 602), maden sanayii (171), dokuma sanayii (112) ve ağaç mamulleri sanayiinde (108) dir.

    * Rüzgâr ile işleyen motorlar ağırlıklı olarak (113’te 107) açık alanlardaki maden istihraç sanayiinde kullanılmaktadır.

    * Elektrik motorları tarım sanayiinde (2595’de 692), maden - maden işleme sanayiinde (496), elektrik sanayiinde (166) adettir.

     

    §       Toplam 480 motorun sektörel dağılımı büyükten küçüğe doğru aşağıdaki biçimde sıralanabilir. Ayrıntılar Tablo 8’dedir.

    Tarım, 1795 motor.

    Ağaç ürünleri, 709 motor.

    Maden, 691 motor.

    Dokuma, 520.

    Diğer Sanayii, 356 motor.

    Maden istihraç, 298 motor.

    Kâğıt, 222 motor.

    Kimya, 151 motor.

    Bina İnşaatı, 91 motor.

    Karma Sanayii, 18 motor.

     

    Tablo 7: Sektörler ve Motorlu/Motorsuz İşletmeler

    Sektörler

    Motorlu

    İşletmeler

    Motorsuz

    İşletmeler

    Beygir Gücü

    (%)

    İstihraç sanayii

    45

    511

    14.326

    8,76

    Tarım, evcil hayvanlar, balık ve ev ürünleri sanayii

    1.279

    27.160

    37.251

    22,78

    Dokuma sanayii

    244

    9.109

    15.855

    9,69

    Ağaç sanayii ve diğer bitki maddeleri sanayii

    380

    7.516

    8.064

    4,93

    Kâğıt ve karton sanayii

    117

    231

    558

    0,34

    Maden sanayii, maden işleme ve makine onarımı ve imalâtı

    427

    14.325

    7.927

    4,85

    Bina ve inşaat sanayii

    31

    2.846

    5.502

    3,36

    Kimya sanayii

    94

    603

    3.942

    2,41

    Karma sanayii

    10

    6

    502

    0,31

    Çeşitli sanayii

    195

    116

    69.621(*)

    42,57

    Toplam

    2.822

    62.423

    163.548

    100,00

     (*) Yüzde 99'u (68.824) elektrik sanayiine aittir. Elektrik sanayii (su, ışıklandırma vb)

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

     

    Tablo 8: İşletmeler, Sektörler, Motor Türleri ve Beygir Güçleri

    img6 

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız.

    7)Sanayi sayımına ait “teknik” bilgilerin illere göre dağılımı da bizi kentler/bölgeler açısından gelişmişlik farklılıklarına ve kentler ve bölgelerin hâkim üretim karakteristiklerine ulaşmamızı sağlıyor.

    1927 Sanayi Sayım sonuçlarında; işyeri sayıları ile çalışan sayıları aynı tabloda oldukça karmaşık bir tarzda verilmiştir. İzlemeyi zorlaştırdığı için bahse konu tablo ikiye bölünerek yeniden hazırlanmıştır.

    Tablo 9’da İller, Sektörler ve İşyeri Sayıları

    Tablo 10’da İller, Sektörler ve Çalışan Sayılarına yer verilmiştir. Bu iki tabloda da 63 il ve 10 sektör kolonu bulunmaktadır.

    65.245 işyerine ilişkin bulguları Tablo 9 yardımıyla özetleyelim:

    *28.439 işyeri ile ilk sırada Tarım, Evcil Hayvanlar, Av ve Balıkçılık sektörü gelmektedir. Bu sektörün en yoğun olduğu il İstanbul’dur (2.776 işyeri).

    *14.752 işyeri ile ikinci sıradaki sektör Maden, Maden İşletmesi – Makine’dir. Bu sektör de 2.001 işyeri ile İstanbul’da lokalize olmuştur.

    * Üçüncü sırada 9.352 işyeri ile dokuma işkolu gelmekte olup 1.963 işyeri İstanbul’da iş yapmaktadır.

    * 7.899 işyeri ile dördüncü sırada Sair Bitkisel Maddeler ve Ağaç Mamulleri vardır. Bu sektör de en yoğun faaliyetini 1.244 işyeri ile İstanbul’da sürdürmektedir.

    * Beşinci sırada Bina İnşaatı işkolu gelmektedir. Toplamda 2.875 işyeri vardır. Bu sektöre ait iş yeri sayısının en yüksek olduğu il, ilginç bir biçimde, Kırşehir’dir.

    Sanayi işyerlerinin illere göre dağılımındaki çarpıcı bir sonuç, Hakkari’de hiç sınai işletme olmayışıdır. Günümüzde de bu durum benzerlik arz etmektedir değerlendirmesinde bulunabiliriz. Sanayi işyerleri açısında en cılız iki merkezi Bayazıt (günümüzün Doğu Beyazıtı) 32 ve Van 80 işyeridir.

    Sanayi işyeri yoğunluğu en yüksek il 8.636 işyeri sayısı ile İstanbul’dur. İstanbul’u takip eden iller ise sırasıyla; İzmir (3.520), Bursa (3.209), Balıkesir (2.597), Konya (2.245), Manisa (2.122), Gaziantep (2.016), Kastamonu (1.882), Denizli (1.581) ve Ankara (1.276) dır.

    Tablo 9: İller, Sektörler ve İşyeri Sayıları

    img7 

    img8 

    img9 

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

    8)Tablo 10 yardımıyla İller, Sektörler ve Çalışan Sayıları üzerine gözlem ve tespitte bulunalım.

    Bu kısma kadar olan bilgilerden hatırlanacağı üzere sayım sonucuna göre çalışan sayısı 256.855 idi. Çalışanların illere göre dağılımı tablosundaki bu sayı 254.717’dir. Bu 2.138 kişilik yani yüzde 0.83’lük farkın altını çizmiş olalım.

    Tablo 10’da da doğal olarak 63 il ve 10 sektör kolonu bulunmaktadır.

    İşyeri sayısına da paralel olarak en yüksek çalışan sayısı Tarım, Evcil Hayvanlar, Av ve Balıkçılık Sektöründedir: 110.442.

    İkinci sırada        46.956 çalışan ile        Dokuma sektörü

    Üçüncü                32.859    “      “                 Maden, Maden İşletmesi, Makine

    Dördüncü         24.300    “      “                 Sair Bitkisel Maddeler ve Ağaç Ürünleri

    Beşinci                 18.832    “      “                 Maden İstihraç.

    Altıncı                 32.859    “      “                 Bina İnşaatı.

    Yedinci                  3.107     “      “                 Kimya.

    Sekizinci                  2.792      “      “                 Kâğıt.

    Dokuzuncu          2.579    “      “                 Çeşitli Sanayii.

    Sanayi İşkolunda en çok çalışanı olan ilk üç kent sırasıyla;

    42.582 İstanbul

    27.281 İzmir

    11.325 Zonguldak.

    Zonguldak ilk bakışta şaşırtıcı olabilir. Ama Zonguldak sadece Maden İstihraç Sektöründe 7.897 kişi istihdam etmektedir.

    Çalışan sayısı açısından dördüncü kent Aydın (10.259) ve takiben Balıkesir (10.102), Bursa (9.886), Gaziantep (7.887), Kayseri (6.647), Kütahya (5.451) ve Manisa (5.338) kentleri gelmektedir. Zonguldak bir, İzmir üç sektördeki çalışan sayısı birincilikleri yanı sıra İstanbul altı sektörde çalışan sayıları açısından tartışmasız ilk sıradadır.        

    Tablo 10: İller, Sektörler ve Çalışan Sayıları

    img10 

    img11 

    img12 

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

    9) Sanayi Sayımı sonuçlarına ait verilerin son bölümünde girdiler, üretim değerleri ve sektörel gayrisafi katma değer oluşumlarına dair yorum yapmamıza imkân tanımaktadır. 11 ve 12 numaralı tabloları bir arada inceliyoruz:

    a) 1927 yılında, 202.299.683 lira yerli, 29.365.023 lira yabancı girdi/hammadde kullanılarak 432.740.865 liralık üretim değeri elde edilmiştir. Bu üretim değerine katkı veren sektörler büyükten - küçüğe sırasıyla; Tarım, Dokuma, Kimya, Ağaç Mamulleri, Maden İşleme, Maden Çıkarma, Çeşitli Sanayii, Karton (Kâğıt), Bina ve İnşaat ve Karma Sanayiidir.

    b) 10 alt sektörün üretimleri için kullandıkları hammaddedeki yabancı girdi oranı [Tablo 12, sütun (2)/(3)] çoğu sektörde oldukça yüksektir. Nerede ise ithal girdi yoksa üretim yoktur. İthal hammaddenin toplam hammaddedeki payı; Karma Sanayii de yüzde 71,34, Kartonda yüzde 69,80, Çeşitli Sanayiinde yüzde 60,6, Maden İşlemede yüzde 43,51, Ağaç Mamullerinde yüzde 20,25 ve Dokuma Sektöründe yüzde 21,55 düzeyindedir.

     

    Tablo 11: 1927 Yılı Sanayi Sınıflarında Ham Madde ve Üretim Değeri (Lira)                        

     Sanayi Sınıfları

    Ham Madde

     

     

    Yerli Malı

    (1)

    Yabancı Malı (2)

    Toplam Ham Madde (3)

    Yıllık Üretim (4)

    %

    Maden Çıkarma sanayii

    5.151.784

    294.298

    5.446.082

    12.379.563

    2,86

    Tarım sanayii

    145.041.967

    8.685.227

    153.727.194

    281.605.268

    65,07

    Dokuma sanayii

    31.218.402

    8.576.505

    39.794.907

    76.365.949

    17,65

    Ağaç mamulleri sanayii

    6.534.220

    1.658.857

    8.193.077

    15.161.347

    3,50

    Karton sanayii

    493.068

    1.139.600

    1.632.668

    4.237.515

    0,98

    Maden sanayii

    3.650.233

    2.811.188

    6.461.421

    14.444.322

    3,34

    Bina ve inşaat sanayii

    1.652.813

    143.106

    1.795.919

    3.816.260

    0,88

    Kimya sanayii

    7.332.593

    2.617.492

    9.950.085

    17.244.353

    3,98

    Karma sanayii

    18.190

    45.288

    63.478

    122.050

    0,03

    Çeşitli sanayii

    2.206.413

    3.393.462

    5.599.875

    7.364.228

    1,70

    TOPLAM

    203.299.683

    29.365.023

    232.664.706

    432.740.855

    100,00

    Kaynak: Sanayi Sayımı tablolarından kendi hesaplamalarımız

     

    c) Üretimin yabancı girdiye bağımlılığı olarak yorumlayabileceğimiz [Tablo 12, sütun (2)/(4)] verilerde b’deki değerlendirmemize doğal olarak paralel bir görünüm arz etmektedir. 10 sektör toplam olarak 29.365.023 lira tutarında yabancı girdi kullanmıştır. Bu yabancı girdi tutarını üretim değerine bölelim: (29.365.023 / 432.740.855) x 100=yüzde 6,79).

    Totolojik gibi görünse de ithal girdi tutarlarını sektörel üretim değerlerine oranlayarak yüzde payları en yüksekten en düşüğe doğru sıralayalım; Çeşitli sanayii (yüzde 46,08), Karma Sanayii (yüzde 37.11), Karton (yüzde 26.89), Maden İşleme (yüzde 19.46), Kimya Sanayii (yüzde 19,46), Dokuma ve Ağaç Mamulleri iş kollarında bile yüzde 10 – 11 bandındadır.

    d) Bilindiği üzere üretim değeri ile ara girdiler arasındaki fark esas olarak gayri safi katma değeri vermektedir. [Tablo 12, sütun (4) - (3)]. Sektörel katma değer verilerinde ilk üç sırayı; Tarım, Dokuma ve Maden İşleme sektörleri paylaşmaktadır. Dördüncü sırada Kimya ve sonrasında sırasıyla; Ağaç Mamulleri, Maden Çıkarma, Karton, Bina ve İnşaat, Çeşitli Sanayi ve Karma Sanayii gelmektedir.

    Tablo 12: Gayri Safi Katma Değerin Oluşumu(*)

    Sanayi Sınıfları

     

    (2) / (3) %

     

    (3) / (4) %

     

    (2) / (4) %

    GSKD

    (4) - (3) Lira

    Maden Çıkarma sanayii

    5,40

    43,99

    2,38

    6.933.481

    Tarım sanayii

    5,65

    54,59

    3,08

    127.878.074

    Dokuma sanayii

    21,55

    52,11

    11,23

    36.571.042

    Ağaç mamulleri sanayii

    20,25

    54,04

    10,94

    6.968.270

    Karton sanayii

    69,80

    38,53

    26,89

    2.604.847

    Maden sanayii

    43,51

    44,73

    19,46

    7.982.901

    Bina ve inşaat sanayii

    7,97

    47,06

    3,75

    2.020.341

    Kimya sanayii

    26,31

    57,70

    15,18

    7.294.268

    Karma sanayii

    71,34

    52,01

    37,11

    58.572

    Çeşitli sanayii

    60,60

    76,04

    46,08

    1.764.353

    TOPLAM

    12,62

    53,77

    6,79

    200.076.149

     (*) Tablo 11deki sütun numaraları kullanılarak aşağıdaki hesaplamalar yapılmaktadır:

    (2) / (3) =Yabancı Malı Hammadde / Toplam Hammadde

    (3) / 4) = Toplam Hammadde / Toplam Üretim

    (4) - (3) = GSKD, Gayri Safi Katma Değer, Üretim Yöntemi ile GSYİH

    1927 Sanayi Sayımında yer alan 65.245 işyeri, 256.855 çalışan ile 200.076.149 lira Sınai Gayri Safi Katma Değer yaratmıştır.

    TUİK verilerine göre 1927 GSYİH ( Üretim Yöntemi ile GSKD)

    Tarım                        609 milyon lira

    Sanayi                        192 milyon lira

    Hizmetler        681 milyon lira

    -------------------

    GSYİH                        1.482 milyon liradır

    Sanayi Sayım sonuçlarındaki 200 milyon liralık katma değer ile TUİK 1927 serisindeki fark sadece yüzde 0,54’tür. [200 – 192= 8 milyon lira. (8 / 1.482) x 100 = 0,54]

    Bu fark da 1927 şartlarında Sanayi Sayımı sonuçlarının gerçekten kapsayıcı ve doğru yapıldığına yeterli karineyi teşkil eder.

    Sonuç Yerine

    Shakespeare’in bir sözü vardır; “Bütün dünler, yarınları aydınlatan fenerlerdir”. Gerçekten de öyledir. O nedenle, bugünün gözlüğünden bakarak geçmişi değerlendirirken dönemin kendine özgü koşullarının hatırlanması büyük önem taşır.

    Köhne imparatorlukların cenaze töreni de sayılabilecek I. Dünya Savaşı. 1912 – 1922 yılları, iki yüzyılın kırılma dönemidir. Bu yıllar, en derin izlerini Türkiye’de bırakmıştır. 18 milyonu barındıran Anadolu, on yıl içinde 5 milyon nüfus yitirmiştir.

    Yoksulların zaferi olarak adlandırabileceğimiz Kurtuluş Savaşımız sonrası 1923’de Cumhuriyetin kuruluşu, 20. yüzyıla girme adımıdır. Bir anlamda 20. yüzyılın dünyasına, bilimine ve geç kalınmış aydınlanmasına giriştir. 1923 Cumhuriyeti, yoksun ve bitkin bir köylüler ülkesinde geri kalmışlığı aşabilme davası, iddiasıdır.

    Cumhuriyetin ilk dört yılı büyük bir onarımla geçmiştir. Devletin örgütlenmesinde kurumsallaşma gayretleri nerede ise tamamlanmış, ekonominin inşasında da politika tartışmaları hızlanmıştır.

    Gazi Mustafa Kemal ve Cumhuriyetin kadroları, dört yaşındaki genç Cumhuriyeti geleceğe taşımak üzere netleşmek için üç büyük sayımı gerçekleştirdiler: Nüfus Sayımı, Tarım Sayımı ve Sanayi Sayımı.

    13.640.270 kişilik ulus devletin tarım ve sanayi sayımı sonuçlarına dair bulgular oldukça zayıftır.

    Konumuz olan 1927 Sanayi Sayımına göre 65.245 işletme ve 256.855 çalışan ile sınai yapı çok zayıf bir duruma işaret ediyordu. Bu işletmelerin nerede ise yüzde 70’i bir ya da iki–üç kişilik kurumsallaşmamış aile işletmeleriydi ve sektörel yapı itibariyle Osmanlı’nın 1917 Sanayi vaziyetinden çok da farklı değildi.

    Sanayi işletmelerinin yüzde 45’i tarım, yüzde 18’i dokuma, yüzde 11’i maden çıkarımı gibi geleneksel üretici karakterde idiler ve bu işletmelerin sadece yüzde 4’ünde motor gücü kullanılmaktaydı. İşletmelerin coğrafi olarak dağılımına bakıldığında; başta İstanbul olmak üzere İzmit, Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli, Gaziantep, Kastamonu ve Ankara’da yoğunlaşmıştı.

    Sanayi sayımı sonuçları ile açığa çıkan sınaî altyapı, Cumhuriyet rejimini kendisini güvende hissettirmekten çok uzaktır. Cumhuriyetçiler bir karar vermek zorunda idiler. 1930’a kadar özel kesimi çeşitli teşviklerle desteklemeyi ihtiyatı elden bırakmadan sürdürdüler. Fakat başta İstanbul olmak üzere girişimcilerdeki hâkim ithalatçı karakter bir türlü üretici karaktere bürünmüyordu.

    Ve hesaplaşma 1930’un Nisanında Ankara’da toplanan Sanayi Kongresi (Şahinkaya, 2009: 149 – 219) ve sonrasında yapıldı (Kuruç ve Şahinkaya 2012). 1933 yılında hazırlanan Birinci Sanayi Planı ile birlikte Cumhuriyet sihirli bir denklem ile yoluna devam etti. O sihirli denklem: Demiryolları + Sanayileşme = Devletçilik idi.

    Bir sürü iç ve dış dirence karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu sihirli denklemin dayandığı stratejik tercihin yol gösterici önderidir. Bu tercih sayesindedir ki, Cumhuriyet Türkiye’si 1930’lu yılları bitirirken;

    §       Sanayi temelli üretim alanına,

    §       Dış ticaret, borçlanma ve finansal akımlardan oluşan dolaşım alanına,

    §       Bölüşüm alanına,

    §       Fikir alanına,

    sahip, yeni özgür ve bağımsız’ bir ülke olarak yaratılmıştır.

    Yaratılmıştır yaratılmasına ama Cumhuriyetin kadroları, hem yeni bir sanayi hareketini, hem de yeni bir toprak rejimi tasarımını kurgularken iki ciddi yoklukla yüz yüze gelmişlerdir. Biri, ileri atılacak ve tarihi rol üstlenecek bir burjuvazinin yokluğu. Diğeri de, topraksız, az topraklı, maraba, yarıcı, ortakçı, mevsimlik işçi olan ve yine tarihin akışı içinde toprağı ve toprak – tarım rejimini talep etmesi, bunu eylemlerle gösterecek bir köylülüğün kitlesel suskunluğu ve yokluğu (Kuruç: 2015).

    1930’dan itibaren Cumhuriyetçi kadrolar iki ciddi yokluğu görerek, fakat herhangi bir sınıfsal destek almadan bu iki taşıyıcı kolonu inşa etme ve böylece geri kalmışlığın kalın kabuğunu kırma davasını omuzladılar ve başardılar.

    Unutulmamalıdır ki; tarihin hükmünü değiştirme fikri, düşünce ve belki de efendi değiştirmek kadar kolay değildir. Ve unutulmamalıdır ki; tarihle oynayan, hükmüne katlanacaktır!

     

    KAYNAKÇA:

    Avcı, S. (2000) “Türkiye’nin Ekonomi Politikaları ve Coğrafi Sonuçları” Coğrafya Dergisi, 8, 29 -70.

    Boratav, K. (1988) Türkiye İktisat Tarihi 1908  1985. İstanbul: Gerçek Yayınevi.

    Cillov, H. (1952) “Türkiye Sanayi Sayımları” İktisat Fakültesi Mecmuası, 13, S.1, 200 – 227.

    https://cdn.istanbul.edu.tr/file/1CD58DF90A/535709F3E7A64B0880AEAFB62F58BAAD?doi

    (25 Ekim 2018)

    Cillov, H. (1954) “Türkiye’de Sanayi İstatistikleri” İktisat Fakültesi Mecmuası, 16, S.1, 176–196.

    https://cdn.istanbul.edu.tr/file/1CD58DF90A/4A4B0DBC047D4F0DAEF50FFC1687C9AD?doi=

    (1 Kasım 2018)

    DİE. (1969) Sanayi Sayımı 1927. Ankara: Yayın No: 584.

    DİE. (1970) 1927 Tarım Sayımı. Ankara: Yayın No. 614.

    Dik, E. (2012) “1927: Yönetsel Örgütlenme Açıklamalı Yönetim Zaman Dizini 1919  1928 içinde, (Editör: Güler, A, B) Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın No: 604, 2071-2179.

    Korum, U. (1982) “1923 – 1929 Döneminde Türkiye’de İmalat Sanayii ve Sanayi Politikaları” Atatürk Dönemi Ekonomi Politikaları ve Türkiyenin Ekonomik Gelişmesi içinde. Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları. No:513. 63-78.

    Kuruç, B. (2011) Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi: Büyük Devletler ve Türkiye. İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları.

    Kuruç, B. ve Şahinkaya, S. (2012) “1930’lar Türkiye’sinde Sanayileşmenin Ana Çizgileri ve La Turquie Kemaliste Dergileri”. Kemalin Türkiyesi La Turquie Kamaliste. İstanbul: Boyut Yayıncılık.

    Kuruç, B. (2015) “Cumhuriyet ve Toprak” Tuncer Bulutaya Armağan. Ankara: Mülkiyeliler Birliği Armağanlar Dizisi 13.

    Yıldırım, S. (2010) “Belçikalı Nüfusbilimci ve İstatistikçi Camille Jacquart ve Türkiye’de Modern İstatistiğin Kurulması, 19126 – 1929” Modern Türklük Araştırmaları,7, 7-36.

    Ökçün, G. (1971) (yayına hazırlayan) Osmanlı Sanayi: 1913, 1915 Yılları Sanayi İstatistiki. Ankara. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayın No: 299.

    Şahinkaya, S. (2009) Gazi Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Ekonomisinin İnşası. Ankara: ODTÜ Yayıncılık.

    Şahinkaya, S. (2013) “Sanayi Sayımı 1927: İlk Bulgular” XIII. Sosyal Bilimler Kongresi. 4  6 Aralık. Ankara

    Tamer, A. Ve Bozbeyoğlu A,Ç. (2004) “1927 Nüfus Sayımının Türkiye’de Ulus Devlet İnşasındaki Yeri: Basında Yanısımalar” Nüfus Bilim Dergi. 26, 73 - 88

    Toy, E. (2007) Ona Katılmak: Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti. İstanbul: Gürer Yayınları.

    Tütengil C,O. (1980) “1927 Yılında Türkiye”, Atatürkün Büyük Söylevinin 50. Yılı Semineri Bildiriler ve Tartışmalar, Ankara: TTK Basımevi. 55-85.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ