• ZORUNLU BAĞ KUR TESCİLİ BULUNAN SİGORTALIDAN PRİM ALINDIKTAN SONRA PRİM ALINAN SİGORTALILIK DÖNEMİNİN İPTAL EDİLEMEYECEĞİ

    YARGITAY
    21.HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2010/9026
    2012/6123
    16.04.2012
    İlgili Kanun / Madde
    1479 S..BağKK/24
       
    • ZORUNLU BAĞ KUR TESCİLİ BULUNAN SİGORTALIDAN PRİM ALINDIKTAN SONRA PRİM ALINAN SİGORTALILIK DÖNEMİNİN İPTAL EDİLEMEYECEĞİ
    • ZORUNLU SİGORTALILIK KOŞULLARINI TAŞIMADIĞI DÖNEMLER İÇİN HATALI İŞLEM SONUCU YATIRILAN PRİMLERLE GERİYE DÖNÜK SİGORTALI SAYILAMAYACAĞI
      ÖZETİ: Davacının önceden Bağ-Kur’a tescili  bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın  davacı zorunlu sigortalı sayılarak    Elmadağ İcra Müdürlüğünün 1989/944 takip sayılı dosyasında icra yolu ile 24.8.1989 tarihine kadar olan prim borçları tahsil edilmiştir. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır.            Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacının, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primi alınan süreler bakımından zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.
                Öte yandan   Dairemizin istikrar gösteren içtihatlarına göre davacının zorunlu sigortalılık koşullarını taşımadığı dönem için davacının hatalı işlemi sonucu  geriye yönelik prim yatırması yararına kazanılmış hak oluşturmaz.  Ancak,  fazla  prim  ödemeleri,  ödeme  tarihinden  itibaren  isteğe  bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir.  Y.H.G.K’nun  20.11.2002 gün  ve 21/892-990 sayılı kararları da bu yöndedir.
                 

                1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, bozmaya uygun olmasına göre, davalı Kurumun tüm, davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
                2-Dava, davacının   14.08.1981-01.01.2003 tarihleri arasında  1479 sayılı Yasaya  tabi  zorunlu sigortalı olduğunun tespiti ile 21 yıl 4 ay 17 gün hizmetine karşılık 01.01.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması, olmadığı taktirde isteğe bağlı sigortalılıktan aylık bağlanması  ile aksi Kurum işleminin iptali istemine  ilişkindir.
                Mahkemece davanın  reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
                Davacının önceden Bağ-Kur’a tescili  bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın  davacı zorunlu sigortalı sayılarak    Elmadağ İcra Müdürlüğünün 1989/944 takip sayılı dosyasında icra yolu ile 24.8.1989 tarihine kadar olan prim borçları tahsil edilmiştir. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır.           Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacının, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primi alınan süreler bakımından zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.
                Öte yandan   Dairemizin istikrar gösteren içtihatlarına göre davacının zorunlu sigortalılık koşullarını taşımadığı dönem için davacının hatalı işlemi sonucu  geriye yönelik prim yatırması yararına kazanılmış hak oluşturmaz.  Ancak,  fazla  prim  ödemeleri,  ödeme  tarihinden  itibaren  isteğe  bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir.  Y.H.G.K’nun  20.11.2002 gün  ve 21/892-990 sayılı kararları da bu yöndedir.  
                Somut olayda, davacının dava dilekçesinde hem Kurumca kabul edilmeyen dönemlerde sigortalı sayılma talebi, hem de  01.01.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması talebi bulunmasına göre, bozmaya uyularak yaşlılık aylığı şartları oluşmadığından aylık isteminin reddine dair verilen karar yerinde ise de; geçerli sigortalılık süresinin tespit edilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
                Yapılacak iş; bozma sonrası SGK'nun mahkemeye vermiş olduğu 6.4.2010 tarihli yazı cevabı dikkate alınmak suretiyle, davacının 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık sürelerini açık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirleyerek bir karar vermekten ibarettir.
                O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
                SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,  16/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ