• YILLIK İZNE HAK KAZANMAK İÇİN GEREKLİ SÜRENİN HESABINDA AYNI İŞVERENİN BİR VEYA ÇEŞİTLİ İŞYERLERİNDE GEÇEN SÜRELERİN TOPLANACAĞI

    T.C. YARGITAY 
    22. Hukuk Dairesi
    Esas No. 2017/24139 İlgili Kanun/Madde:  
    Karar No. 2019/17994 4857 S. İşK/54  
    Tarihi: 03/10/2019    
       
    • YILLIK İZNE HAK KAZANMAK İÇİN GEREKLİ SÜRENİN HESABINDA AYNI İŞVERENİN BİR VEYA ÇEŞİTLİ İŞYERLERİNDE GEÇEN SÜRELERİN TOPLANACAĞI
    • ARALIKLI ÇALIŞMALARIN YILLIK İZİN İÇİN GEREKLİ 1 YILLIK SÜREYİ TAMAMLAMAMIŞ OLMASININ  BİRLEŞTİRME AÇISINDAN ÖNEMLİ OLMADIĞI
    • ARALIKLI ÇALIŞMADA ARA VERİLİRKEN SADECE KIDEM TAZMİNATI ÖDENMİŞSE YILLIK İZİN AÇISINDAN SÜRELERİN BİRLEŞTİRİLECEĞİ
    • ARA VERİRKEN YILLIK İZİNLERİN ÖDENMİŞ OLMASI HALİNDE TASFİYE EDİLEN BU DÖNEMİN YILLIK İZİN HESABINDA DİKKATE ALINMAYACAĞI
    • ARALIKLI ÇALIŞMALARDA ÖNCEKİ ÇALIŞMALARIN ZAMANAŞIMINA UĞRAMAYACAĞI
      ÖZETİ 4857 sayılı Kanun'un 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında,

    işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı

    hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen

    hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu

    kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi

    zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak

    ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki

    çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı  ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen

    çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak

    aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş

    olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı

    doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki

    sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup,

    aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. 



     
     
               




     

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince

    istenilmekle,  temyiz  taleplerinin  süresinde  olduğu anlaşıldı.  Dava  dosyası  için  Tetkik  Hakimi  ...

    tarafından düzenlenen rapor  dinlendikten  sonra  dosya  incelendi,  gereği  konuşulup  düşünüldü:
     

    Davacı isteminin özeti: 

    Davacı  vekili,  müvekkilinin  davalı  işyerinde 24/09/2009-06/01/2014 tarihleri  arası  çalıştığını,  iş

    sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık

    ücretli izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

    Davalı cevabının özeti: 

    Davalı vekili, davacının hizmet alımı yapılan dava dışı şirket işçisi olduğunu, bir yıldan az çalıştığını ve

    yıllık ücretli izin alacağı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

    Mahkeme kararının özeti:

    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne

    karar verilmiştir.

    Temyiz: 

    Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.

    Gerekçe: 

    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının

    tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir

    2-Taraflar arasında uyuşmazlık, davacının yaptığı işin mevsimlik iş niteliğinde olup olmadığı ve bu

    bağlamda yıllık ücretli izin alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

     Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak

    tanımlanabilir.  Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir.  Her zaman aynı

    miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her

    yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin

    ertesi  yılın  faaliyet  dönemi  başına  kadar  ara  vermeyi  gerektirdiği  işler  mevsimlik  iş  olarak

    değerlendirilebilir. 

    İşçinin mevsimlik çalıştığı belirtilen dönemde yapılan işin gerçekten mevsime bağlı olarak yapılması

    gerekir. Yapılan iş mevsimlik değil, ancak işçi aralıklı çalıştırılmış ise, mevsimlik işten söz edilemeyeceği

    kabul edilmelidir.

     4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde,

    işçiye kullandırılmayan yıllık  izin  sürelerine ait  ücretlerin  son ücret  üzerinden ödeneceği  hükme

    bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada,

    sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını

    imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.

    4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde,

    işçiye kullandırılmayan yıllık  izin  sürelerine ait  ücretlerin  son ücret  üzerinden ödeneceği  hükme

    bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada,

    sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. 

    4857 sayılı Kanun'un 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında,

    işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı

    hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen

    hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu

    kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi

    zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak

    ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki

    çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı  ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen

    çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak

    aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş

    olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı

    doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki

    sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup,

    aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. 

    Bir işyerinde başlangıçta mevsimlik olarak çalıştırılan ve daha sonra devamlılık arz eden işte çalıştırılan

    işçinin, mevsimlik dönemdeki çalışması kıdeminde dikkate alınmasına rağmen, yıllık ücretli  iznin

    hesabında dikkate alınmaz. Ancak bu olgu için işçinin mevsimlik çalıştığı belirtilen dönemde yapılan işin

    gerçekten mevsime bağlı olarak yapılması gerekir. Yapılan iş mevsimlik olmayıp, işçi aralıklı olarak

    çalıştırılmış ise, mevsimlik işten söz edilemeyeceğinden, bu sürenin de izin hesabında dikkate alınması

    gerekir. Uygulamada tam yıl çalışılması gereken ve devamlılığı olan bir işte, işçilerin işlerine 1-2 ay ara

    vererek mevsimlik olarak çalıştıkları birçok olayda gözlemlenmektedir. Tam bir yıldan daha az sürmüş

    olan bu tür çalışmalarda, mevsimlik iş kriterlerinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan, sırf bir yıldan

    az  çalışma olduğu gerekçesiyle  çalışmanın  mevsimlik  olduğunu kabul  etmek doğru  değildir.  Bir

    işyerinde iş kolundaki faaliyeti yılın her dönemi yapılıyor, ancak bazı işçiler yılın belirli bir zamanında

    çalıştırılmakta ise,  bu işçilerin aralıklı  çalıştıkları  kabul  edilmelidir.  Zira bu durumda yapılan işin

    mevsimlik iş  olarak kabulü mümkün değildir.  

    Somut uyuşmazlıkta, davacının eğitim-öğretim döneminde açık olan iş eğitim merkezinde çalıştığı,

    çalışma süresi boyunca yıl içinde belirtilen dönem için sigorta bildirimlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır.

    Davacının yaptığı işin niteliği dikkate alındığında yıl içerisinde yaz aylarında eğitime ara verilmesi sebebi

    ile çalışmasının olmaması yapılan işi mevsimlik iş haline getirmemektedir. Yapılan işin yılın her dönemi

    yapılabilen bir iş olduğu dikkate alındığında, davacının yukarıda açıklanan çalışma sistemi aralıklı

    çalışma olup, davacının bildirilen sigorta prim gün sayısına göre tespit edilecek hizmet süresine göre

    kullanmadığı yıllık ücretli izin alacağının hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekirken davacının

    06/10/2011-06/01/2014  arası  dönemdeki  çalışmaları  değerlendirilmeksizin  yıllık  ücretli  izin

    hesaplanması  hatalı  olup  bozmayı  gerektirmiştir. 

    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz
    harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ