YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ |
|
Esas No.
Karar No.
Tarihi: |
2017/36622
2017/20195
02.10.2017 |
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK. /18-21
|
|
- ŞÜPHE FESHİ
- ŞÜPHE FESHİNİN GEÇERLİ NEDEN OLABİLMESİ İÇİN ŞÜPHEYİ CİDDİ ÖNEMLİ SOMUT OLAYLARIN HAKLI KILMASININ GEREKMESİ
- ŞÜPHENİN FESİH ANINDA MEVCUT BELİRLİ OBJEKTİF VAKA VE EMARELERE DAYANMASININ ZORUNLU OLDUĞU
- ŞÜPHE FESHİ İÇİN İŞVERENİN SÜBJEKTİF DEĞERLENDİRMESİNİN YETERLİ OLMAYACAĞI
|
|
ÖZETİ İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işverence 31/08/2016 tarihli fesih bildirimi ile; "15 Temmuz 2016 tarihi itibariyle ülkemizin içinde bulunduğu fevkalade durum ve bu durum neticesinde ortaya çıkan güvenlik gerekçeleriyle hakkınızda duyulan şüphe gereği Kurumumuz ile iş ilişkinizin devamı mümkün olmadığından ayrıca istihdam edildiğiniz görev ve işletmesel gereklerle iş akdiniz haklı nedenle tazminatsız feshedilmiştir." denilerek davacının iş akdinin feshedildiğini, iş akdinin feshine dayanak duyulan şüpheye dair somut bir bilgi belge veya kayıt olup olmadığı araştırılmaksızın hakkında herhangi soruşturma ve kovuşturma bulunmaksızın feshin yapıldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı Kurumun Türkiyede kuruluş kanunundaki amaç ve hedefleri gerçekleştirmede stratejik önemi haiz bir faaliyet yürüttüğünü, .../... örgütünün başta ..., Emniyet teşkilatı ve yargı olmak üzere kamu kurumlarının tamamında örgütlenmiş olduğunu ve darbe teşebbüsünün bu yapılanmadan kaynaklanmış olmasının potansiyel tehdidi mevcut tehlikeye dönüştürdüğünü, demokratik anayasal düzeni sürdürmek amacıyla olağanüstü tedbirler alındığını, bu tedbirler kapsamında yayınlanan OHAL KHK leri çok sayıda kişinin kamu kurumlarından ihraç edildiğini, 667 sayılı KHK 4. maddesinde kurum çalışanların hukuki durumlarının değerlendirilmesi kapsamında .../... ile üyelik, mensubiyet, iltisak veya irtibat şeklinde herhangi bir bağlarının olduğu yönünde edinilen kanaate göre fesihlerin yapıldığını, hakkında soruşturma başlatılan çok sayıda üst düzey ... yöneticilerinin örgüt üyeliği ve bu amaç doğrultusunda casusluk, veri yok etme, usulsüz dinleme, sahtecilik v.b. suçlardan yargılandığını, bu yöneticilerin iş sözleşmelerine kurumu temsilen imza attıklarını, "tesis güvenlik belgesine" sahip tek kurum olan ...' ta gizlilik dereceli projelerin yürütülmesi nedeniyle en ufak bir ihmalin ülkeyi zafiyete düşüreceğini beyanla davacıya duyulan haklı şüphe nedeniyle yapılan değerlendirilmeler sonucunda davacının iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının iş akdinin 667 sayılı KHK gereğince fesh edildiği, davalı işverence davalı kurumun 5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu ile Milli Savunma Bakanlığı'na ait ilgili mevzuat kapsamında personel istihdam etmekte olup gizlilik dereceli bilgi, belge ve malzeme olarak tanımlanmış kriptografik ve atomal bilgi ve malzeme de dahil olmak üzere gizlilik dereceli içeriğe sahip her türlü kaydı yazılı ve sözlü haberleşme ortamını, mesajları belgeler ve yazılımlar ile donanımları bünyesinde " tesis güvenlik belgesine" sahip olması nedeniyle bulundurduğu, davalı bünyesinde gizlilik dereceli projelerin de yürütülmesine nazaran .../... ilişkisi irtibatı ve iltisakı olan, olma şüphesi bulunan kişi veya kişilerin, kurum bünyesinde istihdamının kurum açısından geri dönüşü olmayan ve hatta devletin kurum bünyesinde yürütülen projeleri de dikkate alındığında ülkenin zafiyete düşürülmesi sonuçlarını doğrulabileceği savunulmuş olup, bu kapsamda davalı kurumun çalışanları ile arasındaki güven ilişkisinin son derece önemli olduğu çalışan personelin .../... terör örgütü ile irtibatı ve ilişkisine ilişkin bir şüphenin varlığının yeterli olduğu, Yargıtayın da güçlü şüpheye dayanan feshin haklı ve geçerli neden olarak kabul edilebileceği yönünde kararlarının mevcudiyeti, davacının .../... terör örgütü ile irtibat ve ilişkisinin bulunduğu yönünde şüphenin var olması nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin temelden zedelendiği, davalı kurumun görevleri de nazara alındığında bu yönde alınan tedbir ve kararlarda hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, öte yandan 667 (ve diğer Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince ) sayılı KHK kapsamında kamu görevinden çıkarılan kişilerin kamu hizmetinde bir daha istihdam edilemeyeceği, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyeceği, davacının iş akdinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince fesh edilmiş olmasına, şüphe halinde şüphe feshinin olduğu hallerde akdin feshinin geçerliği nedenlere dayandığının kabul edilmesinin gerekli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının kurumsal yapısı dikkate alındığında davacının Bakanlık oluru ve kurul kararı olmadan sadece ... Başkanının imzası ile işine son verildiği ve bu durumun idari prosedür açısından 667 sayılı KHK'ya uygun olmadığı; .../...’nin kamu kurumlarının neredeyse tamamında örgütlenmesi ve somut darbe teşebbüsünün bu yapılanmadan kaynaklanmış olmasının, potansiyel (olası) tehdidi var olan (mevcut) tehlikeye dönüştürdüğü, demokratik anayasal düzeni sürdürmek bakımından olağanüstü tedbirler alınmasını zorunlu kıldığı, davalının bu şüpheye dayanarak iş akdini feshetmesi 4857 sayılı Yasanın 25. maddesinde düzenlenen fesih sebeplerinden hiçbirine uymamakla birlikte .../... ile bağlantısı bulunduğundan şüphe edilen birinin davalı gibi gizlilik ve güvenliğin önemli olduğu bir kurumda çalıştırılmaya devam edilmesi beklenemeyeceğinden yapılan feshin geçerli bir fesiholduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353-(1) b)1 maddesi gereğince karar verilmiştir.
Temyiz :
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
Somut olayda davacının iş akdinin feshine neden olan ve duyulan şüpheyi ortaya koyacak bilgi ve belge işverence ibraz edilememiştir. Sadece iş sözleşmesinde .../... örgüt üyeliği ve bu amaç doğrultusunda çeşitli suçlardan yargılanan Yöneticinin imzası bulunduğu ileri sürülmüştür. Davacının iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğu, hangi bilgi ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığı davalı kurumdan araştırılmalı; ayrıca davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın Terörle Mücadele, Kaçakçılık, Organize Suçlar ve İstihbarat ile ilgili birimlerinden ve ... Teknolojileri Kurumundan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgeler ile yine Bank Asyaya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmalı, tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02/10/2017 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.