-
SAVUNMAYLA ÇELİŞEN İBRANAMAYE DEĞER VERİLMEMESİ
İlgili Kanun / Madde
1475 S.İşK/14
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2004/25526
Karar No. 2005/14931
Tarihi: 28.04.2005
l SAVUNMAYLA ÇELİŞEN İBRANAMAYE DEĞER VERİLMEMESİ
l MİKTAR İÇEREN VE MAKBUZ NİTELİĞİNDE İBRANAME
l TANIK SAYISININ SINIRLANDIRILMASI
l EKSİK İNCELEME
ÖZETİ: Davalının hizmet akdinin kıdem tazminatı gerektirmeyecek kadar kısa (iki ay) sürdüğü şeklindeki savunması ile kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğine dair ibraname birbiriyle çelişiktir. Bu yönden ibranameye değer verilemez. Ayrıca, miktar belirtilmiş olduğundan, ibraname, bu miktarla sınırlıdır.
Davacının hizmet süresi taraflar arasında çekişmelidir. İbraname ile davalının savunması arasındaki çelişki de giderilmemiştir. O halde öncelikle bu hususun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Davacı, 8.7.2002 tarihli dilekçesinde dört tanık ismi bildirmiştir. Mahkemenin 24.10.2002 ve 27.2.2002 tarihli ara kararlarından tanık sayısının sınırlandırıldığı ve iki tanık dinlenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacının dinlenen tanıklarından biri de oğludur. Bu nedenlerle diğer iki tanık da dinlenmeli, toplanan delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir.
DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yaz tatili, hafta sonu, dini ve ulusal bayram ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, haksız fesih nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, dini ve ulusal bayram tatili ücretlerinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının 1993 yılında başvurduğunu, aralıklarla iki ay çalıştığını, 10.12.1999 tarihli ibraname bulunduğunu ve davacının her türlü alacağını aldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının Ocak/l993-Eylül/l999 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını kanıtlayamadığı, çalıştığı varsayılsa bile 10.12.1999 tarihli ibraname ile davalıyı ibra ettiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı, gerek Bölge Çalışma Müdürlüğü teftişinde gerek yargılama sırasında davacının anılan tarihler arasında toplam iki ay çalıştığını savunmuş, diğer taraftan ibranameye dayanmıştır. 10.12.1999 tarihli ibranamede davacıya kıdem, ihbar tazminatları, ücret ve fazla çalışma ücretlerinin karşılığı olarak 93.500.000.-T1 ödendiği yazılıdır.
Davalının hizmet akdinin kıdem tazminatı gerektirmeyecek kadar kısa (iki ay) sürdüğü şeklindeki savunması ile kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğine dair ibraname birbiriyle çelişiktir. Bu yönden ibranameye değer verilemez. Ayrıca, miktar belirtilmiş olduğundan, ibraname, bu miktarla sınırlıdır.
Davacının hizmet süresi taraflar arasında çekişmelidir. İbraname ile davalının savunması arasındaki çelişki de giderilmemiştir. O halde öncelikle bu hususun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Davacı, 8.7.2002 tarihli dilekçesinde dört tanık ismi bildirmiştir. Mahkemenin 24.10.2002 ve 27.2.2002 tarihli ara kararlarından tanık sayısının sınırlandırıldığı ve iki tanık dinlenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacının dinlenen tanıklarından biri de oğludur. Bu nedenlerle diğer iki tanık da dinlenmeli, toplanan delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.