• PRİMİN FAZLA ÇALIŞMANIN KARŞILIĞI OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ

    YARGITAY
    22. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/21630
    2017/27848
    06.12.2017
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK. /32,41


     
       
    • PRİMİN FAZLA ÇALIŞMANIN KARŞILIĞI OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ
    • PRİM KARŞILIĞI ÇALIŞILAN DÖNEMDE YAPILAN FAZLA ÇALIŞMALARDA PRİMİN FAZLA ÇALIŞMA NORMAL SAAT ÜCRETİNİ KARŞILADIĞI KABUL EDİLEREK SADECE %50 FAZLASININ FAZLA ÇALIŞMA OLARAK HESAPLANMASININ GEREKMESİ
     
    ÖZETİ   davacının prim karşılığı çalıştığı dönemde yaptığı ameliyata göre prim aldığından prim ödemesi yapılan işin karşılığı olup tam olarak fazla çalışmayı karşıladığından söz edilemez. 
    Bu sebeple, sözleşmeye göre prim uygulamasının geçerli olduğu çalışma süresi içerisinde davacıya ödenen primin fazla çalışmanın normal saat ücretini karşıladığı kabul edilmeli, anılan alacak kalemi, dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek saat ücretinin % 50 zam nispetine göre hesaplanmalı, 22.10.2012 tarihli ibraname şimdi olduğu gibi makbuz hükmende kabul edilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir 

                   
     
         
                 
    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait ... Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Kliniğinde uzman sorumlu doktor olarak işe başladığını, ücretlerinin eksik ödenmesi ve fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmitir. 
    Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını , davacının ortağı olduğu ... Medikal Ltd Şti ile davalı arasında, 14/10/2011 tarihinde hastanenin KVC gelirinin paylaşılmasına ilişkin protokol imzalandığını, davacının şahsi ve ticari alacaklarından dolayı davalıyı ibra ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 
    Mahkemece, davacının başlangıçta imzaladığı sözleşme ile belirlenen aylık ücretinin daha sonra imzaladığı sözleşmeler ile düşürüldüğü, alacakların Ekim 2011 sonrasına dayandırıldığı, ancak bu tarihten sonra, davacının işletilmesi kendisine devredilen klinikte çalışma koşularını kendisinin belirlediği, birkısım haklarının ödenmediği gerekçesi ile sözleşmesini feshetmekte haklı yön bulunmadığı gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin reddine, diğer alacaklar yönünden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
    Karar, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delilerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 
    2- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32'nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır.
    4857 sayılı İş Kanununun 24üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
    Dosya içeriğine göre, taraflar arasında 11/11/2010 tarihinde imzalanan sözleşmede,kalp ve damar cerrahi uzmanı olarak çalışacak davacıya, aylık net 15.000,00TL ücret ödeneceği düzenlenmiştir. Daha sonra imzalanan 15/03/2011, 15/10/2011, 20/02/2012 tarihli sözleşmelerle davacının aylık ücreti düşürülmüştür. Anılan söleşmelere ilişkin irade fesadı halleri süresi içerisinde ileri sürülmüş ve ispatlanmış değildir. Bu sebeple fark ücret alacağı talebinin yerinde olmadığının kabul edilmiş olması isabetlidir. 
    Ayrıca 11/10/2011 tarihinde ticaret siciline tescil edilen, davacının ortağı olduğu ... Sağlık Hizmetleri Eğitim Danışmanlık Medikal İnşaat Ltd Şti ile davalı arasında 14/10/2011 tarihinde imzalanan protokol ile hastanenin KVC ve kardiyoloji birimlerinin danışmanlık, koordinasyon ve eğitim ile ilgili tüm yetkisi davacıya bırakılmıştır. Bu tarihten sonra da davacı, taraflar arasında imzalanan, zaman ve ücret konusunda davalıya olan bağımlılığını düzenleyen sözleşler kapsamında çalışmasını sürdürmüştür. 
    Bu kapsamda, davacının ödenmeyen genel tatil ve hafta tatili ücreti alacağı bulunduğu mahkemece kabul edilerek anılan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Karar bu yönü ile davalı tarafından da temyiz edilmemiştir.Bu durumda, geniş anlamda ücret kavramı içerisinde yer alan, ödenmeyen hafta tatili ve genel tatil ücreti alacakları bulunduğunun ve 07.09.2012 tarihli protokol kapsamında yapılan ödemelerin, ... Sağlık Hizmetleri Eğitim Danışmanlık Medikal İnşaat Ltd Şti ve davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması hatalıdır. 
    3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık davacının prim ve ödenmeyen fazla mesai ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusundadır. 
    Dosya içeriğine göre, taraflar arasında 11/11/2010 tarihinde imzalanan sözleşmede, açık kalp cerrahisi yapılan hasta sayısı yirmiyi geçtiği taktirde hasta başına KDV hariç %10 net prim ödeneceği, opere edilen varis hastalarında her hasta için %15, periferik arter hastalığı için net % 18 prim ödeneceği düzenlenmiştir. Daha sonra imzalanan sözleşmelerde ise prim uygulamasına yer verilmemiştir. 
    Davacı Ekim 2011 tarihine kadar kısmen ödenen, bu tarihten sonra ise hiç ödenmeyen prim alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Bu durumda, 11/11/2010 tarihli sözleşmenin uygulama süresi ile sınırlı olarak anılan sözleşmede prime ilişkin yapılan düzenlemeler gözetilerek davacının hak kazandığı halde ödenmeyen(eksik ödenen) prim alacağı bulunup bulunmadığının denetime açık şekilde belirlenmesi gereklidir.Talebin yalnız Ekim 2011 sonrasına ilişkin olduğu gerekçesi ile anılan alacağın reddedilmesi hatalıdır. 
    Yine mahkemece hükme esas alınan raporda, davacının ameliyat kayıt defterlerine göre Ekim 2011 tarihine kadar zaman zaman haftada 45 saat ve günlük 11 saati aşan çalışmalarının olduğu, ancak davacıya bu dönemde yüksek miktarda prim ödemeleri yapıldığı ve primlerin fazla mesai ücretini karşıladığı, ekim 2011 den sonra ise davacının çalıştığı kardioloji ve KVC biriminde tek yetkili olduğu , kendi çalışma gün ve saatini belirleyebilecek konumda olduğu gerekçesi ile fazla çalışma ücreti hesaplaması yapılmamıştır. 
    Ancak, davacının prim karşılığı çalıştığı dönemde yaptığı ameliyata göre prim aldığından prim ödemesi yapılan işin karşılığı olup tam olarak fazla çalışmayı karşıladığından söz edilemez. 
    Bu sebeple, sözleşmeye göre prim uygulamasının geçerli olduğu çalışma süresi içerisinde davacıya ödenen primin fazla çalışmanın normal saat ücretini karşıladığı kabul edilmeli, anılan alacak kalemi, dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek saat ücretinin % 50 zam nispetine göre hesaplanmalı, 22.10.2012 tarihli ibraname şimdi olduğu gibi makbuz hükmende kabul edilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir 
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi. 

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ