• ORTAK GİRİŞİM GRUBU

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/18-21

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2017/27470
    Karar No. 2018/13625
    Tarihi: 25.06.2018

    l ORTAK GİRİŞİM GRUBU
    l ORTAK GİRİŞİM GRUBUNUN AYRI BİR TÜZEL KİŞİLİĞİNİN BULUNMADIĞI
    l ORTAK GİRİŞİM GRUBUNU OLUŞTURAN HER BİR ŞİRKETE AYRI AYRI DAVA DİLEKÇESİNİN TEBLİĞİNİN GEREKMESİ

    ÖZETİ: Hukuk Genel Kurulunun 8.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Ortak girişimin tüzel kişiliği olmadığından ve dava dilekçesinde her iki şirketin gösterilmesi ve dava dilekçesinin ortak girişimi oluşturan her iki şirkete ayrı ayrı tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, kararın da ortak girişimi oluşturan şirketler hakkında kurulması gerekir. Kararın tek başına ortak girişim hakkında verilmesi olanağı yoktur.

    DAVA: Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunu alt işverene iadesine karar verilerek hükmü yeniden oluşturmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:  
    A)Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 16/08/1999 tarihinden işten çıkarıldığı 31/07/2016 tarihine kadar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında hizmetli olarak çalıştığını, ancak çalışmasının taşeron şirketler üzerinden gösterildiğini, davacının muhasebeden aranarak iş akdinin feshedildiğinin söylendiğini ve 01/08/2016 tarihinde işe gittiğinde de işyerinin odalarına girebilmesini sağlayan kartının iptal edildiğini öğrendiğini iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 8 aylık ücreti tutarında belirlenmesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; davacının Büyükşehir Belediyesi personeli olmayıp ihale ile iş alan firma personeli olduğunu, davacının hizmet akdinin de belirli süreli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı şirketler vekili cevap dilekçesinde; davanın iş ortaklığına karşı açıldığını, oysa iş ortaklığının tüzel kişiliğinin mevcut olmadığını, davacının başından beri diğer davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığının işçisi olduğunu ve bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, davacıya 31/07/2016 tarihli fesih bildirim evrakının elden tebliğ edilmeye çalışıldığını, ancak davacının bunu tebliğ almaktan imtina ettiğini, bu hususun da tutanağa bağlandığını, davacının iş akdinin 667 sayılı KHK' de belirtilen tedbir hükümleri kapsamında haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk derece mahkemesince, usulüne uygun yapılan bir fesih bildirimi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D)İstinaf başvurusu:
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı Belediye vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    E)İstinaf Sebepleri:
    Davalı Belediye vekili istinaf başvurusunda; davacının İstanbul Büyükşehir Belediyesi işyerlerinde de kesintisiz ve sürekli olarak çalışmadığını, davacının ihaleyi alan şirket tarafından ihale konusu işte çalıştırılmak üzere belirli süreli iş akdi ile çalıştırılan şirket işçisi olduğunu, kaldı ki ihale ile verilen işin de başlangıç ve bitiş tarihi belli olan süreli bir iş olduğunu belirtmiştir.

    F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, feshin geçerli nedene dayanmadığı, davacı hakkında işe iade kararı verilir iken davalı şirketler bünyesinde işe iade kararı verilmesi, davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın ise işe başlatmamanın mali sonuçlarından diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği, yerel mahkemece oluşturulan hüküm, bu yönü itibariyle hatalı olduğu gibi infazda da tereddüt oluşturacak nitelikte olduğu, davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından husumete yönelik olarak ileri sürülen istinaf sebebi yerinde değil ise de; davacının tüm davalılar nezdinde işe iadesine karar verilmiş gibi hüküm oluşturulmuş olması, oysa davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın geçersiz feshin sonuçlarından yalnızca mali hükümleri itibariyle sorumlu olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf sebebinin bu yönü itibariyle yerinde olduğu gerekçesiyle esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
    G)Temyiz başvurusu:
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalılar tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    H)Gerekçe:
    Hukuk Genel Kurulunun 8.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Ortak girişimin tüzel kişiliği olmadığından ve dava dilekçesinde her iki şirketin gösterilmesi ve dava dilekçesinin ortak girişimi oluşturan her iki şirkete ayrı ayrı tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, kararın da ortak girişimi oluşturan şirketler hakkında kurulması gerekir. Kararın tek başına ortak girişim hakkında verilmesi olanağı yoktur.
    Dosya içeriğine göre davacı işçi dava dilekçesinde davalı olarak ortak girişimi oluşturan Başaran Sos. Ve Des. Hiz. Tur.san Ve Tic Ltd. Şti - Güven Sosyal Ve Destek Hizm. Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti. şirketlerini göstermiştir.
    Dava dilekçesi ortak girişimi oluşturan şirketlere ayrı ayrı tebliğ edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, vekillerle ilgili vekaletname veya tevkil belgeleri tamamlatmalı ve hükümde ortak girişimi oluşturan şirketler ayrı ayrı gösterilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde tüzel kişiliği olmayan ortak girişim hakkında hüküm kurulması hatalıdır.
    I)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA,bozma sebebine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 25.06.2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ