• ORGANİK BAĞ

    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2015/10139
    2018/4388
    27.02.2018
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK/2

     
       
    • ORGANİK BAĞ
    • TÜZEL KİŞİLİĞİN KÖTÜYE KULLANILMASI
    • MADDİ HATADAN KAYNAKLANAN TARAF DEĞİŞİKLİĞİNİN KARŞI TARAFIN OLURUNA BAĞLI OLMADIĞI
      ÖZETİ  Organik bağ ilişkisinde işveren sıfatı olan tüzel kişinin, işçinin iş sözleşmesinden veya iş kanunundan doğan haklarını kullanmasının engellenmesi için temsilde farklı kişiliklere yer vermesi sözkonusudur. Bu durumda tüzel kişinin bağımsızlığı sınırlanır ve organik bağ içinde olunan kişi ile özdeş kabul edilir.
     Bu anlamda; tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme(haklarının alınmasını engelleme), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği halde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsil sözkonusudur. Bu durumların sözkonusu olduğu halde tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenler sorumlu tutulmaktadır. Organik bağ ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılır.
     Diğer taraftan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. Maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir. Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir
    .
     
     
                 
    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA  : Davacı,  kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının  ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                        Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
             Hüküm süresi içinde davacı ile davalı Oda Mefruşat Tekstil  San. Ve Tic.Ltd.Şti.  avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:        

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili ,müvekkilinin davacının 01.01.2003 tarihinden 30.06.2013 tarihine kadar davalılara ait İMÇ 1.Blok No:1342 Fatih/İstanbul adresinde bulunan işyerinde montaj ustası-şoför olarak çalıştığını,iş akdinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, davalılar arasında muvazaalı bir durumun bulunduğunu, zira davacının başlangıçtan beri İMÇ 1.Blok No:1342 Fatih/İstanbul adresindeki işyerinde çalıştığını iddia ederek ödenmeyen işçilik alacaklarının  davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    B) Davalıların Cevabının Özeti:
    Davalı şirket  vekili,davacının hiçbir zaman davalılardan Gülseren Erbakış ile Halit Örgad’a bağlı olarak çalışmadığını, bu nedenlerle bu davalılar yönünden husumet itirazında bulunduklarını,davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını,davacının davalılardan Oda Mefruşat Şirketi’nde 03.05.2003 tarihinde işe başladığını ve tezgahtar olarak çalıştığını,iş akdinin davalı işveren tarafından, işverene karşı tehdide varan boyutta,iş ahlakı ve etik kurallara aykırı biçimde beyanlarda ve gerçekle bağdaşmayan ithamlarda bulunması nedeniyle İş Kanunu’nun 25.maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının tüm hak ve alacaklarını aldığına dair davalı işvereni  02.07.2013 tarihinde  ibra ettiğini, savunarak  davanın reddini talep etmiştir.
     C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalılar Gülseren ile Halit aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile  reddine, davalı şirket hakkındaki  davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı, davacı ile davalı Oda Mefruşat Tekstil  San. Ve Tic.Ltd.Şti.  vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Oda Mefruşat Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. 'nin tüm davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Uyuşmazlık davalıların  taraf ve dava ehliyeti olup olmadığı ve husumet nedeni ile davası  reddedilen davalılar  ile davalı  işveren olan Oda Mefruşat Limited şirketi arasında organik bağ olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Organik bağ ilişkisinde işveren sıfatı olan tüzel kişinin, işçinin iş sözleşmesinden veya iş kanunundan doğan haklarını kullanmasının engellenmesi için temsilde farklı kişiliklere yer vermesi sözkonusudur. Bu durumda tüzel kişinin bağımsızlığı sınırlanır ve organik bağ içinde olunan kişi ile özdeş kabul edilir.
     Bu anlamda; tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme(haklarının alınmasını engelleme), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği halde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsil sözkonusudur. Bu durumların sözkonusu olduğu halde tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenler sorumlu tutulmaktadır. Organik bağ ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılır.
     Diğer taraftan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. Maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir. Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
     Dosya içeriğine göre davacının kayden işvereni olan  davalı şirketin 2001 yılında ticari faaliyetine başladığı,ancak o tarihten önce işyerinin davalı Gülseren Erbakış tarafından işletildiği davalı şirketin 01/08/2012 tarihinde adres değiştirdiği ancak aynı adresten davalı Gülseren Erbakış’ın aynı faaliyet alanında faaliyetine devam ettiği,tanık anlatımlarına göre davacının fesih tarihine kadar bu adreste çalıştığı anlaşılmaktadır.Anlatılan bu sürece göre davalı şirketle davalı  Gülseren Erbakış arasında organik bağ bulunduğundan fark kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken adı geçen davalı hakkındaki davanın  husumetten reddi hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ