• MALÜLİYET ORANIN TESPİTİ

    İlgili Kanun / Madde
    5510.S.SGK/95

    T.C
    YARGITAY
    21. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2009/12731
    Karar No. 2010/9880
    Tarihi: 14.10.2010                      

    l MALÜLİYET ORANIN TESPİTİ
    l SOSYAL SİGORTALAR YÜKSEK SAĞLIK KURULU RAPORU İLE ADLİ TIP KURUMU İHTİSAS DAİRESİ RAPORU ARASINDA ÇELİŞKİ BULUNMASI

    ÖZETİ: Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Kurulunun raporu arasında çelişki bulunması halinde raporlar arasındaki çelişkiyi Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alarak gidermek gerekirken bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Yapılacak iş; davacının maluliyet başlangıç tarihinin saptanması açısından, 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesi ile " Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespiti işlemleri Yönetmeliğindeki" hükümler çerçevesinde Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Kurulundan, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun raporu arasında bu konuda çelişki bulunması halinde Adli Tıp Genel Kurulu’ ndan rapor alınması ve 2/3 oranındaki maluliyetin kesin olarak hangi tarihte oluştuğu saptandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir

    DAVA: Davacı, ilk müracaat tarihinden itibaren malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine, olmazsa diğer müracaat tarihlerine göre emekliliğine, bağlanacak olan maluliyet aylıklarının faiziyle birlikte tahsiline, fazla ödediği primlerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Nurten Fidan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı SGK' nun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davacı, çalışma gücünü 2/3 oranında kaybettiğinin ve malullük aylığı için ilk başvurduğu tarih olan 11.11.2003 itibariyle, bu mümkün olmadığı takdirde 2. ve 3. başvuru tarihleri olan 2005 ve 2008 yılları itibariyle malullük aylığının yasal faiziyle bağlanması gerektiğinin tespiti ile malullük aylığının bağlandığı tarihten itibaren fuzulen ödenen primin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01.01.2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine ve maluliyet başlangıcı dava tarihinden sonra olduğundan aylıklara ilişkin faiz talebinin reddine ve fazladan ödenen 1.236.63 TL primin davalıdan tahsiline, bu konudaki faiz isteminin de reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak şevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kumlu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak şevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar. Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta işlemleri Yönetmeliği'nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (e) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta işlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
    Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
    Somut olayda davacının ilk kez 03.01.1989 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı ve çalışmaya başladığı tarihte maluliyetinin bulunmadığı. 12.12.2003 tarihli Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nin raporunda, davacının 2002 yılından beri MS tanısıyla takip ve tedavi edildiği, bacaklarında güçsüzlük, yürümede zorluk ve işitme kaybı yaşadığı saptanarak "multipl skleroz" tanısı konduğu, davacının bu rapora dayanarak 11.11.2003 tarihli başvurusuyla malullük aylığı talebinde bulunduğu ancak davalı SGK' nca 23.01.2004 tarihli yazıyla reddedildiği; yine Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 25.08.2005 tarihli raporunda. 2002 yılının Mayıs ayında yürümede zorluğunun arttığı, işitme ve görme kaybı yaşadığı, Ocak 2003 tarihinden bu yana desteksiz ayağa kalkamadığı, yürüyemediği, cihazsız işitemediği ve 1 yıldır da idrarını tutamadığı ve günlük işlerinde başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu belirtilerek "multipl skleroz" tanısı konduğu, bu rapora dayanarak davacının 06.04.2005 tarihli başvurusuyla malullük aylığı talebinde bulunduğu ancak davalı SGK' nca reddedildiği; en son Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 05.12.2007 tarihli raporunda aynı bulgularla "nörobrucelloz" tanısı konduğu ve davacının 12.03.2007 tarihli başvurusuyla malullük aylığı talebinde bulunduğu ancak davalı SGK' nca yine reddedildiği, dava açıldıktan sonra yargılama sırasında alınan Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 18.12.2008 tarihli raporunu esas alan SS Yüksek Sağlık Kurulunun 06.03.20.0& .tarihli raporunda davacının 2/3 oranında malul olduğunun ve maluliyet başlangıcının 18.12.2008 tarihli rapor olduğunun belirtilmesi üzerine mahkemece davacının 01.01.2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Davacı tarafından SS Yüksek Sağlık Kurulu’ nun maluliyetin başlangıcı konusundaki kararına itiraz edildiğine göre Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Kurulundan bu konuda rapor alınması,
    Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Kurulunun raporu arasında çelişki bulunması halinde raporlar arasındaki çelişkiyi Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alarak gidermek gerekirken bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Yapılacak iş; davacının maluliyet başlangıç tarihinin saptanması açısından, 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesi ile " Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespiti işlemleri Yönetmeliğindeki" hükümler çerçevesinde Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Kurulundan, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun raporu arasında bu konuda çelişki bulunması halinde Adli Tıp Genel Kurulu’ ndan rapor alınması ve 2/3 oranındaki maluliyetin kesin olarak hangi tarihte oluştuğu saptandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
    Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ