• KÖTÜ NİYET TAZMİNATININ KOŞULLARININ GERÇEKLEŞMEMİŞ OLMASI

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S.İşK/17

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2008/35598
    Karar No. 2010/29210
    Tarihi: 15.10.2010                      
     
    l KÖTÜ NİYET TAZMİNATININ KOŞULLARININ GERÇEKLEŞMEMİŞ OLMASI

      ÖZETİ Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı İş Kanunu önemli değişiklikler getirmiştir. Öncelikle 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
    1475 sayılı İş Kanununda, "işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması" gibi sebepler kötüniyet halleri olarak örnekseme biçiminde sayıldığı halde 4857 sayılı İş Kanununda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması nedenine bağlı fesihlerin kötüniyete dayanmaktadır.
    davacının iş sözleşmesinin feshine yönelik fesih bildirimi yoktur. Dosya kapsamında davacının iş sözleşmesinin kötüniyet tazminatını gerektirecek şekilde feshedildiğine ilişkin delil bulunmamaktadır. Salt ücretsiz izne ayırma işverenin kötüniyetli olduğunu göstermez. Kötüniyet tazminatının unsurları olayda gerçekleşmemiştir. Söz konusu isteğin reddi gerekirken karar yerinde gerekçesi açıklanmadan yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
    DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, kötüniyet tazminatı, yemek yol ücreti ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi K.Keleş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Kötüniyet tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığı noktasında taraflar arasında tartışmalıdır.
    Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde, fesih hakkı kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
    Fesih hakkını kötüye kullanan işverenin 17. madde uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
    Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı İş Kanunu önemli değişiklikler getirmiştir. Öncelikle 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
    1475 sayılı İş Kanununda, "işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması" gibi sebepler kötüniyet halleri olarak örnekseme biçiminde sayıldığı halde 4857 sayılı İş Kanununda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması nedenine bağlı fesihlerin kötüniyete dayanmaktadır.
    Tazminatın hesabı da 4857 sayılı İş Kanunu ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötüniyet tazminatı ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır.
    4857 sayılı İş Kanunun 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır(Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/ 21422 E, 2008/ 15336 K).
    Somut olayda davacının iş sözleşmesinin feshine yönelik fesih bildirimi yoktur. Dosya kapsamında davacının iş sözleşmesinin kötüniyet tazminatını gerektirecek şekilde feshedildiğine ilişkin delil bulunmamaktadır. Salt ücretsiz izne ayırma işverenin kötüniyetli olduğunu göstermez. Kötüniyet tazminatının unsurları olayda gerçekleşmemiştir. Söz konusu isteğin reddi gerekirken karar yerinde gerekçesi açıklanmadan yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ