• KÖTÜ NİYET TAZMİNATININ KOŞULLARI

     
    YARGITAY
    7. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2014/2732
    2014/10426
    12.05.2014
    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK. /17
       
    • KÖTÜ NİYET TAZMİNATININ KOŞULLARI
    • HER FESHİN KÖTÜ NİYET TAZMİNATINI GEREKTİRMEYECEĞİ
     
    ÖZETİ Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
                1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
    .
     
     
                 


                Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
                Davacı vekili, davacının  sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek  kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
                Davalı vekili, davacının işini gereği gibi yapmadığı ve bir site sakinini taciz ettiği iddiasıyla savunmasının istendiği, davacının “Benden bu şekilde bir bahaneyle savunma isteyebilecek yetkiyi size kim verdi, burası nazi toplama kampı mı, istirahat süremi hangi sınırlarda geçireceğimi size mi soracağım, siz kimsiniz, benim sahibim misiniz,  doktor musunuz, ben sizin köleniz değilim,  köleleştirme politikanıza  da boyun eğecek insan değilim "  şeklinde beyanlarla savunmada bulunduğunu,  bunun üzerine Yönetim Kurulu Toplantısı ile 06/06/2013 tarihinde davacının iş sözleşmesinin İş Kanununun 25/2-b,d ve h fıkraları gereğince haklı olarak feshedildiğini bildirerek açılan davanın reddine karar istemiştir.
                Mahkemece işyeri tutanağı içeriği olayın gündeme getirilişi, davacının konu hakkında herhangi bir savunması alınmadan kime karşı ne zaman yaptığı anlaşılmayan onur kırıcı iddialar ile iş sözleşmesinin sona erdirildiği bu haliyle davalı işverenin fesih işleminde kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
                Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
                Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
                Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
                Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
                1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
                Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
                Somut olayda, 05.06.2003 tarihli tutanakta ismini bildirmek istemeyen evli bir bina sakininin davacının kendisine “Güzel bayansınız kendinize dikkat etmelisiniz” dediğini yolunu birkaç kere kestiğini, telefonla da rahatsız ettiği, işlerini diğer zamanlarda da gereği yapmadığı gerekçeleriyle sözleşmesi feshedilmiştir. Her fesih kötüniyet tazminatını gerektirmeyeceğinden, 25.maddede sayılan yukarıda yazılı sebepler gerekçe gösterilerek yapılan feshin kötüniyetli olduğunda bahsedilemeyeceğinden kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
                SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ