YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ |
|
Esas No.
Karar No.
Tarihi: |
2009/5393
2011/5829
01.03.2011 |
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/17,32,41,57
1475 S. İşK/14 |
|
- KIDEM İHBAR TAZMİNATI
- FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIN SAKLI TUTULDUĞUNUN BELİRTİLMESİNİN GEREKMESİ
|
|
ÖZETİ davacı davalı işyerinde otopark görevlisi olarak çalışırken, 11.07.2007 tarihinde otoparka bırakılan araçların birinden hırsızlık yapıldığı iddiası üzerine savcılıkça sorgulanmıştır. Dinlenen davacı ve davalı tanıklarının tamamının ifadesinden işveren tarafından o gün görevli olan kişilerden çalındığı iddia edilen malların bedelini ödemelerinin istendiği, ödemeyenlerin işten çıkarılacağının söylendiği, davacının ödeme yapmayı kabul etmemesi nedeniyle iş akdinin davalı işverence feshedildiği anlaşılmaktadır. Davalı işveren davacının kendisinin işten çıkıp gittiğini savunmuşsa da buna dair tutanak vs. bulunmamaktadır, iddiasını kanıtlayamamıştır. Davacının iş akdinin bu şekilde davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği açık olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır
Ayrıca kabule göre de; davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu ve davacının talebinden fazla alacaklar çıktığı halde, mahkeme kararında hüküm altına alınan alacaklar bakımından, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmayıp fazlaya ilişkin istemlerin tümden reddedilmesi hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir |
|
|
|
|
|
|
|
|
DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ü.Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı davalıya ait işyerinde çalışırken iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla; kıdem-ihbar tazminatları, ücret, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili iş kanunun 25. maddesinin 2. fıkra E ve G bentleri gereğince iş akdi feshedilen davacının ihbar ve kıdem tazminatı talep hakkı olmadığını, başkaca bir hak ve alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemece "önce çalışan herkesten hırsızlık olayı nedeniyle 200,00 TL istendiği ve vermeyenlerin işten çıkartılacağı beyan edilmiş ise de, daha sonra davacıya işe dön çağrısı yapıldığı kendi beyanı ile anlaşıldığından, davacının iş akdini kendi isteğiyle feshettiğinin kabulü gerektiği" gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı istemleri reddedilmiş, diğer bir kısım alacaklar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda; davacı davalı işyerinde otopark görevlisi olarak çalışırken, 11.07.2007 tarihinde otoparka bırakılan araçların birinden hırsızlık yapıldığı iddiası üzerine savcılıkça sorgulanmıştır. Dinlenen davacı ve davalı tanıklarının tamamının ifadesinden işveren tarafından o gün görevli olan kişilerden çalındığı iddia edilen malların bedelini ödemelerinin istendiği, ödemeyenlerin işten çıkarılacağının söylendiği, davacının ödeme yapmayı kabul etmemesi nedeniyle iş akdinin davalı işverence feshedildiği anlaşılmaktadır. Davalı işveren davacının kendisinin işten çıkıp gittiğini savunmuşsa da buna dair tutanak vs. bulunmamaktadır, iddiasını kanıtlayamamıştır. Davacının iş akdinin bu şekilde davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği açık olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
3-Her alacak davası gibi kısmi davada tespit hükmü içermektedir. Yerel mahkemece; davacının hak kazandığı kabul edilen alacakların miktarlarının ne kadar olduğu hakkında bir tespitte bulunulmadan, talep edilen alacakların ne kadarına davacının hak kazandığına ilişkin mahkeme kabulünün ne olduğu açıklanmadan, HUMK'nun 388. maddesine aykırı olarak hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca kabule göre de; davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu ve davacının talebinden fazla alacaklar çıktığı halde, mahkeme kararında hüküm altına alınan alacaklar bakımından, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmayıp fazlaya ilişkin istemlerin tümden reddedilmesi hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten
BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.03.2011 gününde oy birliğiyle karar verildi.