• İŞVERENE DAVA AÇMIŞ OLAN TANIK ANLATIMININ SONUCA ULAŞMADA  TEK BAŞINA YETERLİ OLMAYACAĞI

    YARGITAY
    22. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2017/1537
    2017/1393
    07.02.2017
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK. /41


     
       
    •  İŞVERENE DAVA AÇMIŞ OLAN TANIK ANLATIMININ SONUCA ULAŞMADA  TEK BAŞINA YETERLİ OLMAYACAĞI
    • ASI NEDENİYLE İŞVERENE HUSUMETİNİN OLMASI
    • FAZLA ÇALIŞMA YAPILDIĞININ KANITLANAMAMASI
     
    ÖZETİ   Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davacı tanığının anlatımına itibarla, fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı tanığının da davalı aleyhine dava açtığı ve dolayısıyla husumetinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Salt husumetli tanık beyanıyla sonuca gidilmesi ise mümkün değildir. Dosya kapsamında, fazla çalışma yapıldığına dair itibar edilmesi mümkün yazılı belge de bulunmamaktadır. Bu halde, fazla çalışma yapıldığı usulünce kanıtlanmadığından, fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.

                   
     
         
                 


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ve ihbar olunan ... Teknolojileri vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
    Kararı, davalı ... Bakanlığı vekili ve ihbar olunan ... Teknolojileri Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir. 
    1-İhbar olunan ... Teknolojileri Tic. A.Ş. vekilinin temyizi yönünden;
    İhbar olunan hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, ihbar olunanın kararı temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. ve 432. maddeleri uyarınca reddine karar verildi.
    2-Davalı ... Bakanlığı vekilinin temyizine gelince; 
    Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... Bakanlığı’nın aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 
    Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davacı tanığının anlatımına itibarla, fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı tanığının da davalı aleyhine dava açtığı ve dolayısıyla husumetinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Salt husumetli tanık beyanıyla sonuca gidilmesi ise mümkün değildir. Dosya kapsamında, fazla çalışma yapıldığına dair itibar edilmesi mümkün yazılı belge de bulunmamaktadır. Bu halde, fazla çalışma yapıldığı usulünce kanıtlanmadığından, fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Yıllık izin ücreti alacağı bakımından ise, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, brüt tutarda hesaplanan yıllık izin ücreti miktarından, sadece damga ve gelir vergisi kesintilerinin yapılmasıyla yetinilerek, alacağın net miktarı tespit edilmiştir. Mahkemece de, bilirkişi raporunda mütalaa edilen net tutar hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, yıllık izin ücreti de prime esas kazançlar içerisinde olup, işçi payına düşen sosyal ... prim kesintilerinin nazara alınmaksızın alacağın net tutarının belirlenmesi hatalıdır. 
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ