• İŞÇİNİN UĞRADIĞI FİİLİ SALDIRI VE HAKARET NEDENİYLE İŞYERİNİ TERK ETMESİNİN İŞÇİ AÇISINDAN HAKLI FESİH OLARAK KABUL EDİLMESİNİN GEREKMESİ

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/24
    1475 S. İşK/14
     
    T.C.
    YARGITAY
    9. Hukuk Dairesi

    Esas No. 2016/1606
    Karar No. 2019/10641
    Tarihi: 13.05.2019

    l İŞÇİNİN UĞRADIĞI FİİLİ SALDIRI VE HAKARET NEDENİYLE İŞYERİNİ TERK ETMESİNİN İŞÇİ AÇISINDAN HAKLI FESİH OLARAK KABUL EDİLMESİNİN GEREKMESİ

    ÖZETİ Dosya içindeki delil durumu ve ceza dosyası içeriğine göre davacının gece bekçisi olarak çalıştığı işyerinde ıhlamur ağacının bir dalını kestiği iddiası ile davalı şirket ortağının oğlu tarafından iş yerine çağrılarak kulağının çekildiği ve hakarete maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece tanık anlatımlarına göre davacının iş yerinden kendisinin ayrıldığı gerekçesi ile tazminat isteklerinin reddine karar verilmişse de davacının maruz kaldığı fiili saldırı ve hakaret sebebiyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-c maddesi uyarınca haklı nedenle fesih ettiği kabul edilmelidir. İhbar tazminatı isteğinin reddi yerinde ise de kıdem tazminatının kabulü yerine reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

    "Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    YARGITAY KARARI 
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının, 15.01.2003 tarihinde davalı işverenin ... Köyü .../... adresinde kurulu işyerinde gece bekçisi olarak işe başladığını ve bu çalışmasının işten çıkartıldığı 05.07.2011 tarihine kadar aralıksız devam ettiğini, davacının davalı işyerinde belirtilen dönemlerde aralıksız ve kesintisiz olarak çalışmasına rağmen davalı işverenin sık sık davacının bilgisi dışında SGK'da giriş çıkış yaptığı şeklinde gösterdiğini, eksik prim ödediğini, maaş bordrosunu da sık sık eksik düzenleyerek sanki davacı kesintili şekilde çalışmış gibi bordro düzenlediğini ve davacıyı mağdur ettiğini, son olarak davacının 2011 Mart - Nisan aylarında davalı işvereni, "kendisini sürekli işe giriş çıkış yaptığı şeklinde gösterdiği, iş yerinde fiilen çalışıyor olmasına rağmen bilgisinin haricinde çıkışının yapıldığını ama halen çalıştırıldığını, maaş bordrosunun eksik düzenlendiğini ve primlerin eksik gösterildiği" gerekçesi ile ... SGK Müdürlüğüne şikâyet ettiğini, bu şikâyet sonucu ... SGK Müdürlüğünün işyerinde teftiş yaptığını ve zabıt tuttuğunu, işverenin bu teftişinden sonra davacıya hakarete varacak şekilde kötü davranmaya başladığını, husumet beslemeye başladığını, son olarak davacının, işyerinin önündeki ıhlamur ağacından davalı işverenin evvelden dökülen yaprak ve tomurcuklar işyerini kirletmesin istediğiniz zaman toplayıp evinize götürebilirsiniz diyerek vermiş olduğu izin ve talimat gereği ıhlamurları topladığını ve mesai bitiminde bunları evine götürdüğünü, aynı gün saat 13.45 sıralarında şirket ortaklarından ... 'nin oğlu ...'nin davacıyı telefonla arayarak topladığı ıhlamurları geri getirmesini söylediğini ve işyerine çağırdığını, davacının ıhlamurlarla birlikte işyerine geri gittiğini ve ıhlamurları ...'ye teslim ettiğini, bu sırada işyeri sahibi Musa Kedilerli yanında ...'nin davacının boğazına sarıldığını ve boğazını sıktığını, küfür ve tehdit ederek davacıyı işten kovduğunu, bu olaydan sonra davacının darp cebir raporu alarak ...'yi ... Jandarma Karakoluna şikâyet ettiğini, ayrıca davalı işverenini de Çalışma ve Sosyal Güvenlik ... Bölge Müdürlüğüne 06.07.2011 tarih ve 34630 evrak kayıt numaralı dilekçesi ile şikayet ettiğini, davalı işverenin davacının işyeri önündeki ağaçtan ıhlamur toplamasını sanki hırsızlık yapmış gibi niteleyerek davacıyı işten çıkardığını ve şimdiye kadar da hiçbir sosyal hakkını ödemediğini, davacının davalının işyerinde akşam saat 17.30'da iş başı yaptığını sabah saat 08.00 kadar çalıştığını, Cumartesi-Pazar günleri de hafta tatili kullanmaksızın tüm dini ve milli bayramların, genel tatil günlerinin hepsinde de aynı şekilde çalıştığını ve davalı işverenin bu çalışma ücretlerinin hiçbirini ödemediğini, davacının aylık asgari ücretle çalıştığını, ancak yeni iş bulmak için hayli yaşlı davacının bu durumundan ve saflığından davalı işverenin olabildiğince faydalandığını ve 2009 yılının 2. ayının başından bu yana davacıya harçlık verir gibi her ay 250 TL vererek maaşlarını da eksik ödediğini gerekçe olarak ise işlerinin iyi olmadığını sonra ödeyeceğini söylediğini, ancak daha sonra SGK'ya eksik çalışma gösterildiğinden dolayı böyle ödeme yapıldığının anlaşıldığını, davacının 2009 yılının 2. ayından bu yana (2. ay dâhil) bakiye maaş alacağı bulunduğunu, yine davalı işverenin iş yerindeki işçilere her yıl yılbaşında bir maaş, her Ramazan ve Kurban bayramında da yarımşar maaş olmak üzere ikramiye verdiğini, ancak davalı işverenin 2009 yılının başından bu yana davacıya bu ikramiyeleri de ödemediğini, davacının davalı işyerinde hiç yıllık izninin kullandırılmadığını ve bunlara ilişkin herhangi bir parada ödenmediğini bildirerek şimdilik, ihbar tazminatından 10,00 TL, kıdem tazminatından 10,00 TL, hafta tatili çalışma alacağından 10,00 TL, resmi tatil çalışma ücretinden 10,00 TL, yıllık ücretli izin alacağından 10,00 TL, ikramiye alacağından 10,00 TL, ücret alacağından 500,00 TL, fazla mesai alacağından 2.440,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir. 
    B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacı ...'in dava dilekçesinde belirtildiği gibi 15.01.2003 tarihinde değil, 25.03.2003'de gece bekçisi olarak işe girdiğini, davalı şirketin davacıyla ilgili sık sık işe giriş çıkış yapmadığını, sadece 2007 yılının Nisan ayında davacının, davalı şirketi asılsız olarak şikâyet edince korkup işe bir ay gelmediğini, dolayısıyla davalı şirketçe 25.04.2007 tarihinde çıkışının verildiğini, ancak; şikâyetinden 15.05.2007 tarihinde vazgeçen davacının davalı şirket yetkililerine gelerek tekrar işe alınmak istediğini belirttiği, davacıya acıyan şirket yetkililerinin davacıyı 23.08.2007 tarihinde tekrar işe aldığını, davacının kusuru nedeniyle iş akdinin 25.04.2010 tarihinde sona erdiğini, davalı şirkete karşı devamlı haksız saldırılarda bulunan davacının durmadan SGK'ya yaptığı şikâyetleri neticesinde şirkete 42.000,00 TL'lik ceza kesildiğini, ancak bu cezaya davalı şirketçe itiraz edildiğini, davacının ıhlamurlarla ilgili anlattığı olayın tamamen asılsız olduğunu, ortada toplanan ıhlamurlarla ilgili bir sorun olmadığını, davalı şirketin bahçesinde bir ıhlamur ağacı olduğunu, gece 02.00'da nöbeti devralan davacının kimse yokken ağacın bacak kalınlığındaki dalını kestiğini ve dalı sürükleyerek arkadaki metruk bir yere götürüp bıraktığını, ağacın kestiği kısmının üzerine de siyah bir bez bağladığını, sabah işe gelenlerin durumu görünce davalı şirketin müdürüne söylediğini, oda akşam nöbeti davacıya teslim edecek olan diğer bekçi Mustafa beye; 'Bu gece 02.00 deki nöbeti ... beye devretme, gelirse beraber nöbet tutun, bu adam dengesiz, dün ağaç kesti, bugün fabrikayı ateşe verebilir. Sabah gelsin onunla konuşacağız.' dediğini, diğer bekçi ... beyin bunu davacıya söylediğinde davacının orayı 25.04.2010 tarihinde terk ettiğini ve bir daha da gelmediğini, aradan bir yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra davalı şirketi haksız olarak SGK'na şikâyet ederek iş bu davayı açtığını, davacının iş kanunlarında yazan sürelerin dışında çalıştırılmadığını, üç vardiya halinde 8'er saat çalışıldığını, yine tatil izni tüm dini ve milli bayramlarda çalışma kurallarına uyulduğunu, fazla mesai yapıldığı zaman da bunun karşılığının ödendiğini, ancak; davacının 2009 yılının başlarından itibaren işe gelmemeyi adet edindiğini, kendisinin hep idare edildiğini, davacının maaş alacağının da bulunmadığını, kusurlu davranışları nedeniyle ikramiyeyi de haketmediğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının ıhlamur ağacının kesilmesi olayından sonra işi bırakarak kendisinin gittiği, iş akdini haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshettiğini bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağını, davalı işverenin yıllık izinleri kullandırdığı ve ücretlerin ödendiğini ispatlaması gerektiği ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getiremediğini bu nedenle yıllık izin ve ücret alacağına hükmedildiği ayrıca davacının fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve ikramiye alacaklarının bulunduğu bu nedenle zamanaşımı süreside dikkate alınarak kısmen kabul kararı verilmiştir. 
    D) Temyiz:
    Karar süresinde davacı tarafından temyiz etmiştir. 
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Dosya içindeki delil durumu ve ceza dosyası içeriğine göre davacının gece bekçisi olarak çalıştığı işyerinde ıhlamur ağacının bir dalını kestiği iddiası ile davalı şirket ortağının oğlu tarafından iş yerine çağrılarak kulağının çekildiği ve hakarete maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece tanık anlatımlarına göre davacının iş yerinden kendisinin ayrıldığı gerekçesi ile tazminat isteklerinin reddine karar verilmişse de davacının maruz kaldığı fiili saldırı ve hakaret sebebiyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-c maddesi uyarınca haklı nedenle fesih ettiği kabul edilmelidir. İhbar tazminatı isteğinin reddi yerinde ise de kıdem tazminatının kabulü yerine reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F)SONUÇ: 
    Temyiz olunan kararın açıklanan sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ