• İŞ KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVALARINDA KUSURUN AİDİYET VE ORANIN KUŞKU VE DURAKSAMAYA YER VERMEYECEK ŞEKİLDE BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ

    İlgili Kanun / Madde
    6098 S. İşK/51
    6100 S. HMK/266

    T.C
    YARGITAY
    21. Hukuk Dairesi

    Esas No. 2016/19084
    Karar No. 2018/6872
    Tarihi: 01.10.2018

    l İŞ KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVALARINDA KUSURUN AİDİYET VE ORANIN KUŞKU VE DURAKSAMAYA YER VERMEYECEK ŞEKİLDE BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ
    l HAKİMİN KUSUR RAPORUNU DİĞER DELİLLERLE BİRLİKTE SERBESTÇE DEĞERLENDİRECEĞİ YENİDEN RAPOR ALINMASINI, BİLİRKİŞİYE AÇIKLAMA YAPTIRILMASINI İSTEYEBİLECEĞİ GİBİ KUSUR RAPORLARI ARASINDA ÇELİŞKİ OLSA DAHİ BU RAPORLARDAN BİRİSİNE DAYANAK KARAR VEREBİLECEĞİ

    ÖZETİ: İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir.

    Aynı zamanda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266.maddesinde hakimin bilirkişiye başvurması gereken haller; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun'un 281.maddesinde mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebileceği ve gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği ayrıca 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır. Anılan yasal düzenlemelere göre; Mahkemece alınan bilirkişi raporları birbiriyle çelişse dahi hakimin bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu alabilecektir.
    Somut olayda, zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile 6100 Sayılı HMK’nun 282.maddesindeki düzenleme gereğince bilirkişi heyetinden alınan 12/04/2015 tarihli kusur raporunun somut olayın oluşuna uygun olması nedeniyle bu rapora itibar edilerek davalının %80, kazalının ise %20 oranında kusurunun bulunduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde olayın oluşuna uygun olmayan kusur raporuna itibar edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.

    DAVA: Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. 
    Dava, sigortalının 10/05/2010 tarihli iş kazası neticesinde vefatı sebebiyle hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; sigortalının olay günü davalı şirkette, kamyona ağaç tomruklarının yüklenmesi işinde manevracı olarak yükleme boşaltma işine refakat ettiği sırada, üzerinde bulunduğu kamyonda yüklü bulunan ağaç tomruklarının yağmur nedeniyle kayganlaşması sonucu kamyonun üzerinden yere düşmesi neticesinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan 12/04/2015 tarihli kusur raporunda davalı işverene %80, kazalı müteveffa işçiye %20 kusur verilmişken, itiraz üzerine rücu dosyasındaki rapor da dikkate alınarak farklı bir bilirkişi heyetinden alınan 07/07/2015 tarihli raporda davalı işveren %60, kazalı işçiye ise %40 kusur verildiği, mahkemece %60 davalı kusuruna itibar edilerek alınan hesap raporuna itibarla karar verildiği anlaşılmıştır.
    İş kazalarında olay, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik İlkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
    İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir)
    Aynı zamanda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266.maddesinde hakimin bilirkişiye başvurması gereken haller; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun'un 281.maddesinde mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebileceği ve gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği ayrıca 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır. Anılan yasal düzenlemelere göre; Mahkemece alınan bilirkişi raporları birbiriyle çelişse dahi hakimin bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu alabilecektir.
    Somut olayda, zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile 6100 Sayılı HMK’nun 282.maddesindeki düzenleme gereğince bilirkişi heyetinden alınan 12/04/2015 tarihli kusur raporunun somut olayın oluşuna uygun olması nedeniyle bu rapora itibar edilerek davalının %80, kazalının ise %20 oranında kusurunun bulunduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde olayın oluşuna uygun olmayan kusur raporuna itibar edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş 12/04/2015 tarihli kusur raporunda belirlenen kusur oranları gözönünde bulundurularak dosyadaki delillerle beraber çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve taraf vekillerinin sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ