HER BİR İŞÇİ İÇİN FESİH YAZISINDA İLERİ SÜRÜLEN İDDİALARIN GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEDİĞİNİN BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/2,18-21
2822 S.TSGLK/45
T.C
YARGITAY
9.HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2007/3143
Karar No: 2007/10684
Tarihi: 16.04.2007
l HER BİR İŞÇİ İÇİN FESİH YAZISINDA İLERİ SÜRÜLEN İDDİALARIN GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEDİĞİNİN BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ
l YAPILAN EYLEMİN İŞİ BIRAKMA OLUP OLMADIĞININ TESPİT EDİLMESİ
l EKSİK SORUŞTURMA
ÖZETİ: Mahkemece sonuca gidilirken, işyeri tutanakları, Bölge Çalışma Müdürlüğü tespit tutanakları, davalı tanık beyanları ve hukukçu bilirkişiden alınan rapor ile sonuca ulaşılmıştır.
Dosya içeriğinden, 177 işçinin eyleme katıldığı belirtilmesine rağmen, 213 işçinin aynı nedenle çıkarıldığı, davalı tanıklarının davalı alt işverenin temsilcileri konumunda olduğu, Bölge Çalışma Müdürlüğü iş müfettişi raporunun olaylar olduktan sonra tutulduğu, işveren temsilcilerinin beyanına dayandığı, iş müfettişinin beyanına başvurduğu sendika temsilcisinin iş sözleşmesinin feshedilmediği, işyerinde olay günü görevli olmayan işçilerin iş sözleşmelerinin de feshedildiğinin iddia edildiği, BÇM iş müfettişinin eyleme katılan tüm işçilerin serbest iradeleri ile katıldığını kabul etmenin mümkün olmadığı gibi, kişisel ayırım da yapmanın da mümkün olmadığı sonuca vardığı, özellikle tanık olarak dinlenen davalı Üniversite personelinin, bir kısım davacı işçilerin görev yerinde izin alarak eylem yapılmayan konuşmayı dinlemek üzere görev yerinden kısa bir süre ayrıldığını ve geri görev başına geldiğini beyan ettikleri, bu beyanları işçilerin mesai giriş ve çıkış kartlarının doğruladığı, 06.06.2006 tarihinde çalışan işçilerin mesailerini yaptıkları, belirtilen bu maddi olgular üzerinde durulmadığı, çelişkilerin giderilmediği ve eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır
Bu nedenlerle, öncellikle her davacı işçi için fesih yazısı belgesi, hakkındaki olayla ilgili işyeri tutanakları dosya içeriğine konmalı, davacı ile ilgili tutanak tanzimcileri tanık olarak dinlenmeli, öncellikle 06.06.2006 tarihinde gerçekleştirilen eylemin işi bırakma mı, yoksa sendikaya verilen işyerindeki odanın boşaltılması ile ilgili yapılacağı iddia edilen konuşmayı dinleme mi olup olmadığı açıklığa kavuşturmalı, daha sonra davacının bu eylem içinde olup olmadığı, 06.06.2006 tarihinde görevli ise görev yerini izinsiz terk edip etmediği somut kanıtlarla saptanmalı, tutanaklar ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
DAVA; Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan fesih edildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davalı asıl işveren olan Üniversiteye ait Hastane işyerinde diğer davalı alt işveren şirket işçisi olarak çalıştığını, işyerinde 2003 yılında işçilerin sendika üyesi olduğunu, davalıların bu örgütlenme üzerine 2003, 2004 ve 2005 yıllarında işçilerin iş sözleşmelerini feshettiğini, en son sendika ile şirket yetkilileri arasında TİS görüşmeleri başladığını, bu görüşme sürecinde davacının da aralarında bulunduğu 213 işçinin asılsız isnatlarla iş sözleşmelerinin feshedildiğini, toplu bir eylem olmadığı ve yasa dışı grev yönünde bir davranışa girilmediği halde, 06.06.2006 tarihinde işçilere verilen sendika odasının boşaltıldığı ve konu ile ilgili işverenin açıklama yapacağının açıklanacağı söylentisi üzerine işçilerin kısa süreli toplanmak sureti ile görev yerlerinden ayrıldığını, gerçek olmadığının anlaşılması üzerine de görev yerlerine döndüklerini, davalı işverenin yasadışı grev yapıldığı gerekçesi ile iş sözleşmesini feshettiğini, bu iddianın doğru olmadığını, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini belirten davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asıl işveren Üniversite vekili, husumet itiraz yanında, davacının yasadışı eylem yaptığını savunurken, diğer davalı alt işveren vekili davacının iş sözleşmesinin "06.06.2006 tarihinde D.E.Ü. Uygulama hastanesi servis binası önünde yaptığı direnişin tutanakla tespit edilmesi, kanun dışı grevde bulunması nedeni ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 45/2 ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/11. maddesi uyarınca" haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı Üniversite Hastanesinde temizlik işini ihale ile alan diğer şirket işçisi olarak çalıştığı, iş güvencesi kapsamında kaldığı, iş sözleşmesinin işveren tutanakları, BÇM iş müfettiş tespit tutanağı, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre, 06.06.2006 tarihinden önce davacının üyesi bulunduğu sendika ile davalı şirket arasında toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken sakal bırakma, yemek saatinde birlikte ayrılma, alkışlı protesto gibi eylemler ve son olarak işyerinde sendika odasının boşlatılması nedenini gerekçe yapılarak saat 10.30 kadar işbaşı yapılmayarak oturma eylemi yapılması ve davacının da bu eylemler içinde yer alması nedeni ile feshedildiği, hizmet verilen yerin dikkate alındığında eylemlerin yasa dışı grev niteliğinde olduğu, işveren tarafından gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalı Üniversiteye ait Hastane işyerinde alt işveren işçisi olarak çalışan işçilerin 2003 yılından itibaren iş kolunda örgütlü sendikaya üye oldukları, sendikanın alt işverenin faaliyet alanındaki iş kolunda çoğunluk yetkisini aldığı ve alt işveren ile 16.05.2006 tarihinde Toplu İş Sözleşmesi yapma görüşmelerine başladığı, bu süreç devam ederken, işveren ile sendika yetkilileri ve sendika üyesi işçiler arasında olumsuzluklar yaşandığı, 213 işçinin iş sözleşmelerinin davalı alt işveren şirket tarafından 02.06.2006 tarihinden başlayan ve 06.06.2006 tarihinde son bulan sakal bırakma, yemek saatinde birlikte ayrılma, alkışlı protesto gibi eylemler ve son olarak işyerinde sendika odasının boşlatılması nedenini gerekçe yapılarak saat 10.30 kadar işbaşı yapılmayarak oturma eylemi yapılması ve ile 09.06.2006 tarihinde feshedildiği, sendika ile davalı alt işveren arasındaki görüşmelerin 30.06.2006 tarihinde uyuşmazlık ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece sonuca gidilirken, işyeri tutanakları, Bölge Çalışma Müdürlüğü tespit tutanakları, davalı tanık beyanları ve hukukçu bilirkişiden alınan rapor ile sonuca ulaşılmıştır.
Dosya içeriğinden, 177 işçinin eyleme katıldığı belirtilmesine rağmen, 213 işçinin aynı nedenle çıkarıldığı, davalı tanıklarının davalı alt işverenin temsilcileri konumunda olduğu, Bölge Çalışma Müdürlüğü iş müfettişi raporunun olaylar olduktan sonra tutulduğu, işveren temsilcilerinin beyanına dayandığı, iş müfettişinin beyanına başvurduğu sendika temsilcisinin iş sözleşmesinin feshedilmediği, işyerinde olay günü görevli olmayan işçilerin iş sözleşmelerinin de feshedildiğinin iddia edildiği, BÇM iş müfettişinin eyleme katılan tüm işçilerin serbest iradeleri ile katıldığını kabul etmenin mümkün olmadığı gibi, kişisel ayırım da yapmanın da mümkün olmadığı sonuca vardığı, özellikle tanık olarak dinlenen davalı Üniversite personelinin, bir kısım davacı işçilerin görev yerinde izin alarak eylem yapılmayan konuşmayı dinlemek üzere görev yerinden kısa bir süre ayrıldığını ve geri görev başına geldiğini beyan ettikleri, bu beyanları işçilerin mesai giriş ve çıkış kartlarının doğruladığı, 06.06.2006 tarihinde çalışan işçilerin mesailerini yaptıkları, belirtilen bu maddi olgular üzerinde durulmadığı, çelişkilerin giderilmediği ve eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle, öncellikle her davacı işçi için fesih yazısı belgesi, hakkındaki olayla ilgili işyeri tutanakları dosya içeriğine konmalı, davacı ile ilgili tutanak tanzimcileri tanık olarak dinlenmeli, öncellikle 06.06.2006 tarihinde gerçekleştirilen eylemin işi bırakma mı, yoksa sendikaya verilen işyerindeki odanın boşaltılması ile ilgili yapılacağı iddia edilen konuşmayı dinleme mi olup olmadığı açıklığa kavuşturmalı, daha sonra davacının bu eylem içinde olup olmadığı, 06.06.2006 tarihinde görevli ise görev yerini izinsiz terk edip etmediği somut kanıtlarla saptanmalı, tutanaklar ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alman temyiz haremin istek halinde ilgiliye iadesine, 16.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.