• HAFTA TATİLİ ÜCRETİ

    T.C. YARGITAY 
    9. Hukuk Dairesi
    Esas No. 2016/7708 İlgili Kanun/Madde:
    Karar No. 2019/18054 4857 S. İşK/46
    Tarihi: 14.10.2019  


     
     
    • HAFTA TATİLİ ÜCRETİ
    • ÇALIŞILAN HAFTA TATİLİ ÜCRETİNİN HESAPLANMA YÖNTEMİ
    • PARÇA BAŞI ÜCRETLE YÜZDE USULÜ İLE ÇALIŞILAN İŞYERLERİNDE HAFTA TATİLİ ÜCRETİNİN HESAPLANMASI
    ÖZETİ   4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çalışılmayan hafta tatili günü için bir

    iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir. Hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl

    hesaplanacağı yasalarda düzenlenmemiş ise de, Dairemizce hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla

    çalışma sayılacağı, buna göre ücretin yüzde elli  zamlı ödenmesi gerektiği  görüşü benimsenmiştir

    (Yargıtay 9.H.D. 23.5.1996 gün 1995/37960 E, 1996/11745 K.). Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa,

    çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk

    yevmiye olarak ödenmelidir. 

    Hafta tatili ücretleri çalışılan dönem ücreti üzerinden hesaplanır. Son ücrete göre hesaplama yapılması

    doğru olmaz. Bu durumda hafta tatili ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli

    değildir.  İstek  konusu  dönem içinde  işçi  ücretlerinin  miktarı  da  belirlenmelidir.  İşçinin  geçmiş

    dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak bilinmeyen

    ücretin buna göre tespiti de Dairemiz tarafından kabul görmektedir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı

    süre  içinde  terfi  ederek  çeşitli  unvanlar  alması  veya  son  dönemlerde  toplu  iş  sözleşmesinden

    yararlanması gibi durumlarda, bilinen son ücretin asgari ücrete oranının geçmiş dönemler yönünden

    dikkate alınması doğru olmaz. Bu gibi hallerde, ilgili meslek kuruluşlarından bilinmeyen dönemler için

    ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca

    gidilmelidir. 

    Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, bir ödeme dönemi içinde kazanılan

    ücretler toplamı çalışılan gün sayısına bölünerek hesaplama yapılmalıdır. Yüzde usulünün uygulandığı

    işyerleri bakımından da işçinin o hafta elde ettiği ücretlerin toplamı altıya bölünerek tatil ücreti elde

    edilir. Yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde hafta tatili ücreti,

    belirlenen günlük ücretin zamlı kısmına göre hesaplanmalıdır.


    .
     
     
















     

     

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından

    istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından

    düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:



     
    A) Davacı İsteminin Özeti:

    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 17/10/2007 tarihinden 14/03/2014 tarihine kadar

    nakliye şoförü ve satın alma personeli olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve ihbarsız

    ve kötü niyetli olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai ücreti,

    ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini

    istemiştir.

    B) Davalı Cevabının Özeti:

    Davalı vekili, davacının 21/11/2007 tarihinde işe başladığını, 21/001/2008 tarihinde kendi isteğiyle

    işten ayrıldığını, 16/04/2009 tarihinde ikinci kez işe girdiğini ve tekrar kendi isteğiyle ayrıldığını, dava

    dilekçesinde iddia ettiği gibi ücret alacağı bulunmadığını, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, yaptığı fazla

    çalışmaların ücretlerinin ödendiğini, hafta tatillerini de kullandığını, dini bayramlarda bir çalışmasının

    bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalıya ait işyerinde iki

    dönem halinde toplam 5 yıl 28 gün çalıştığı, işyerinde küçülmeye gidildiği için iş akdinin davalı işveren

    tarafından haksız ve ihbarsız olarak feshedildiği anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı

    talep hakkının doğduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 

    D) Temyiz:

    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 

    E) Gerekçe:

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının

    aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

    2-Hafta tatili ücretinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 

    4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çalışılmayan hafta tatili günü için bir

    iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir. Hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl

    hesaplanacağı yasalarda düzenlenmemiş ise de, Dairemizce hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla

    çalışma sayılacağı, buna göre ücretin yüzde elli  zamlı ödenmesi gerektiği  görüşü benimsenmiştir

    (Yargıtay 9.H.D. 23.5.1996 gün 1995/37960 E, 1996/11745 K.). Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa,

    çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk

    yevmiye olarak ödenmelidir. 

    Hafta tatili ücretleri çalışılan dönem ücreti üzerinden hesaplanır. Son ücrete göre hesaplama yapılması

    doğru olmaz. Bu durumda hafta tatili ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli

    değildir.  İstek  konusu  dönem içinde  işçi  ücretlerinin  miktarı  da  belirlenmelidir.  İşçinin  geçmiş

    dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak bilinmeyen

    ücretin buna göre tespiti de Dairemiz tarafından kabul görmektedir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı

    süre  içinde  terfi  ederek  çeşitli  unvanlar  alması  veya  son  dönemlerde  toplu  iş  sözleşmesinden

    yararlanması gibi durumlarda, bilinen son ücretin asgari ücrete oranının geçmiş dönemler yönünden

    dikkate alınması doğru olmaz. Bu gibi hallerde, ilgili meslek kuruluşlarından bilinmeyen dönemler için

    ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca

    gidilmelidir. 

    Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, bir ödeme dönemi içinde kazanılan

    ücretler toplamı çalışılan gün sayısına bölünerek hesaplama yapılmalıdır. Yüzde usulünün uygulandığı

    işyerleri bakımından da işçinin o hafta elde ettiği ücretlerin toplamı altıya bölünerek tatil ücreti elde

    edilir. Yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde hafta tatili ücreti,

    belirlenen günlük ücretin zamlı kısmına göre hesaplanmalıdır. 

    Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hafta tatili  günleri çalışmaları yönünden çalışılmadan ödenmesi

    gereken 1 yevmiye aylık ücret içinde ödendiğinden, ödenmeyen hafta tatili için 1,5 yevmiye üzerinden

    hesap yapılarak alacağın hüküm altına alınması gerekirken 2,5 yevmiye üzerinden hesaplama yapan

    hatalı bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi isabetsizdir.

    3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hak ettiği ulusal bayram genel tatil

    ücreti net 855,15 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece karar gerekçesinde bu alacaktan 1/3 oranında

    karineye dayalı makul indirim yapıldığı açıklanmış olup, buna göre net 570,10 TL’nin hüküm altına

    alınması gerekirken 683,47 TL’ye hükmedilmesi hatalıdır.

    4-Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK.nın 297/2.

    maddesine aykırı olup infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de bozmayı gerektirmiştir.

    F) Sonuç:

    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının

    istek halinde ilgiliye iadesine, 14.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ