-
FESHİN SON ÇARE OLARAK DÜŞÜNÜLMEMESİ
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/18-21
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2005/9568
Karar No: 2005/15476
Tarihi: 04.05.2005
l FESHİN SON ÇARE OLARAK DÜŞÜNÜLMEMESİ
l ÇIKARTILAN İŞÇİNİN YERİNE AYNI NİTELİKTE İŞÇİ ALINMASI
l GEÇERSİZ FESİH
ÖZETİ: İşletmesel karar sonucunda, tedbir olarak düşünülen feshin zorunlu hale gelmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin fesih konusunda keyfi kararları yargı denetimine tabidir.
İşletmesel kararla varılmak istenen hedefe fesihten başka bir yolla ulaşmak mümkün ise fesih için geçerli bir nedenden söz edilemez.
Davalı davacının iş sözleşmesine son verdikten sonra aynı iş için aynı unvanda işçi almıştır. Bu durum tek başına feshi geçersiz kılar.
DAVA: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliği ile işe iadesine, iadeye ve bağlı tazminatların hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, iş akdinin ekonomik nedenlerle feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, akdi geçerli sebeple feshedildiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan geceli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. İşletmeyi veya işyerini etkileyen objektif nedenlerle ortaya çıkan işgücü fazlalığı sonucunda, işçinin işyerinde çalışma olanağı ortadan kalkmış ise fesih için geçerli bir sebebin varlığından söz edilir. İşveren amaç ve içeriğini belirlemekle serbest olduğu işletmesel kararlar alabilir. Ancak, işletmesel karar sonucunda, tedbir olarak düşünülen feshin zorunlu hale gelmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin fesih konusunda keyfi kararları yargı denetimine tabidir.
Öte yandan, işletmesel kararla varılmak istenen hedefe fesihten başka bir yolla ulaşmak mümkün ise fesih için geçerli bir nedenden söz edilemez. Fazla çalışmalar kaldırılarak, işçinin rızası ile esnek çalışma biçimleri getirilerek, işçiyi başka işte çalıştırarak yada meslek içi eğitime tabi tutarak amaca ulaşma olanağı var iken feshe başvurulmaması gerekir. Kısaca, “fesih son çare olmalıdır.” (ultima ratio) ilkesi gözetilmelidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2. maddesine göre feshin geçerli bir nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşveren, işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirin feshi zorunlu kıldığını kanıtlamalıdır. İş akdi feshedilen işçi, feshin başka bir sebebe dayandığını ileri sürdüğü takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda davalı davacının iş sözleşmesine son verdikten sonra aynı iş için aynı unvanda işçi almıştır. Bu durum tek başına feshi geçersiz kılar.
4857 sayılı İş Kanunun 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1. İstanbul 3. İş Mahkemesinin 17.2.2005 gün ve 698-70 sayılı Kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2. Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,
4. Davacının işe iade için süresi içinde işverene başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, ö. Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 350 YTL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7. Davacı tarafından yapılan 29.00 YTL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 4.5.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.