• FESHİN GEÇERLİ NEDENE DAYANDI-ĞININ İŞVERENCE KANITLANAMAMASI

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S.İşK/18-21
    2821 S.SK/31

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No:  2006/8867
    Karar No: 2006/14011
    Tarihi:      15.05.2006

    l FESHİN GEÇERLİ NEDENE DAYANDI-ĞININ İŞVERENCE KANITLANAMAMASI
    l GEÇERSİZ FESİH
    l SENDİKAL FAALİYETİN YER ZAMAN BELİRTİLEREK SOMUT OLARAK BELİRLEN-MESİNİN GEREKMESİ

    ÖZETİ: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasında “Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.” kuralına yer verilmiştir. Somut olayda, davalı işveren feshin geçerli nedene dayandığını ileri sürmüş, davacı işçi ise feshin sendikal nedene dayandığını iddia etmiştir. Dosya içeriğine göre feshin geçerli nedene dayandığı davalı işverence kanıtlanmamıştır. Bu nedenle feshin geçersizliğine ilişkin mahkemece verilen karar isabetlidir. Ancak, dosyadaki deliller feshin sendikal nedene dayandığının kabulünü gerektirecek nitelikte değildir. Gerçekten, gerek dinlenen davacı tanıkları, gerek ilgili sendika davacının sendikal faaliyetlerini yer ve zaman belirtmek suretiyle somut olarak açıklamamışlardır. Sendikal örgütlenmede öncülük yaptığı ileri davacının sendikaya üye olup olmadığı da belli değildir. Mevcut delil durumuna göre feshin sendikal nedene dayandığının kabulü hatalıdır.

    DAVA: Davacı,  feshin geçersizliğine ve işe iadesine  karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı işçi, iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
    Davalı işveren, davacının geçici olarak görevlendirildiği Bursa'daki işyerinde çalışmayı kabul etmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin tüm haklan ödenmek suretiyle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, iş sözleşmesinin İş Kanunu'nun 19.maddesi uyarınca yazılı olarak feshedilmediği, tanık anlatımlarına göre davacının işyerinde sendikal örgütlenmede öncülük yaptığı, bu faaliyetlerin yapıldığı tarih ile başka şehirlerdeki görevlendirmelerin ve işten çıkarmaların yapıldığı tarihlerin çakıştığı, davalının işyerinde sendika kurulmasını önlemek için davacıyı işten çıkardığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 20.maddesinin ikinci fıkrasında "Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür."kuralına yer verilmiştir. Somut olayda, davalı işveren feshin geçerli nedene dayandığını ileri sürmüş, davacı işçi ise feshin sendikal nedene dayandığını iddia etmiştir. Dosya içeriğine göre feshin geçerli nedene dayandığı davalı işverence kanıtlanmamıştır. Bu nedenle feshin geçersizliğine ilişkin mahkemece verilen karar isabetlidir. Ancak, dosyadaki deliller feshin sendikal nedene dayandığının kabulünü gerektirecek nitelikte değildir. Gerçekten, gerek dinlenen davacı tanıkları, gerek ilgili sendika davacının sendikal faaliyetlerini yer ve zaman belirtmek suretiyle somut olarak açıklamamışlardır. Sendikal örgütlenmede öncülük yaptığı ileri davacının sendikaya üye olup olmadığı da belli değildir. Mevcut delil durumuna göre feshin sendikal nedene dayandığının kabulü hatalıdır.
    Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    l-) Gebze 2.İş Mahkemesinin 3.2.2006 gün ve 157-21 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
    2-) Dayalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
    3-) Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 4 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,
    4-) Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
    5-) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-) Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 400.-YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
    7-) Davacı tarafından yapılan (56.00)YTL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
    8-) Temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 15.5.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ