• FESHE BAĞLI HAKLARIN İŞE İADE DAVASI İLE BİRLİKTE TALEP EDİLEMEYECEĞİ

    İlgili Kanun / Madde
    4857 S. İşK/17-21

    T.C
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ

    Esas No. 2015/18295
    Karar No. 2018/11018
    Tarihi: 17.05.2018

    l FESHE BAĞLI HAKLARIN İŞE İADE DAVASI İLE BİRLİKTE TALEP EDİLEMEYECEĞİ

    ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davacının işe iade davasını eldeki işçilik alacaklarına ilişkin dava ile aynı tarihte açtığı, işe iade davası kabul edilip onanınca işe iade talepli davacı ihtarının davalıya 06/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
    Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti feshe bağlı haklar olup, işe iade davası açılması halinde fesih askıdadır ve bu alacakların işe iade davası ile birlikte talep edilmesi mümkün değildir. Bir diğer deyişle, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talepleri bakımından erken açılmış dava söz konusu olduğundan, bu taleplerin bu nedenle usulden reddi gerekirken kabulü hatalıdır.

    DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, iş aktinin davalı tarafından haksız feshedildiğini, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 08/05/2002 tarihinden 27/09/2013 tarihine kadar desinatör olarak kesintisiz çalıştığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.
    B)Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkil şirket nezdinde 3 farklı dönemde kısa sürelerle çalışmış olduğunu, 11,5 yıl kesintisiz çalışmadığını, diğer işçilere hakaretler ettiğini, çalışanlardan birine "beyazı da eline vereyim mi?" şeklindeki beyanına verilen cevap üzerine o çalışanı yumrukladığını, bu nedenle davacı ile çalışma imkanı kalmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, geçmiş dönemlerde çalışmalar karşılığı tüm hakları kendisine ödenmek suretiyle iş sözleşmesinin fesholduğunu, ödemelere ilişkin makbuz ve ibranamelerin sunulduğunu, sözleşmelerin feshinden sonra davacının başka işyerlerinde çalıştığını, 11,5 yıl boyunca davalı işyerinde çalıştığı iddiasının hizmet döküm kayıtlarından anlaşılacağı üzere gerçek dışı olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, davacının davalıya ait işyerinde 08/05/2002-20/02/2004 tarihleri arası ve 10/11/2004-27/09/2013 tarihleri arası iki dönem halinde toplam 10 Yıl 8 Ay çalıştığı, davalı vekili cevap dilekçesinde davacının işyerinde çalışan bir kişiyi yumruklayarak işyeri çalışma düzenini bozduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini iddia etmesine rağmen bizzat davalı tanığı beyanından da anlaşılacağı üzere davacının o kişiyi yumruklamadığı, davacının işverenin başka işçisine saldırmadığı, hakaret etmediği, ileri geri konuştuğu, bu nedenle davacının eyleminin İş Kanunu'nun 25/ll-d maddesinde düzenlenen işverene haklı fesih hakkı verecek şekilde olmadığı, davacının eylemi işverenin başka işçisine sataşma olarak kabul edilse dahi diğer işiçinin de aynı şekilde eylemi bulunmasına rağmen bu işçinin halen aynı işyerinde çalışmakta olduğu, böylece davalı işverenin eşit eyleme eşit işlem yapma borcuna uygun hareket etmediği, dolayısıyla davalı işverenin iş akdini feshinin haksız olduğu anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının doğduğu, davacıya çalışırken 30/12/2011 tarihinde ödenen kıdem tazminatı işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edildiği, davacı fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti ile izin ücreti taleplerinde bulunmuş olup, fazla çalışma yaptığını, bayram ve genel tatillerde çalıştığını ispat ettiği halde bu çalışmaların karşılığı olan ücretlerin ödendiği, ücretli izinlerin kullandırıldığı veya ücretinin ödendiği imzalı ücretli izin defteri, ücret bordrosu ve makbuz gibi belgelerle işveren tarafından ispat edilemediğinden davacının bu alacaklarının bulunduğu, davacı her ne kadar hafta tatili ücreti ve asgari geçim indirimi talebinde bulunmuş ise de; hafta tatillerinde çalıştığını ispat edemediğinden asgari geçim indirimlerinin tamamının davacıya ödendiği anlaşıldığından davacının bu taleplerinin reddedildiği, fazla çalışma ücreti ile genel tatil ücretlerinden takdiren 1/3 indirim yapılıp ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hafta tatili ücreti ve asgari geçim indirimi haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
    D)Temyiz:
    Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E)Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davacının işe iade davasını eldeki işçilik alacaklarına ilişkin dava ile aynı tarihte açtığı, işe iade davası kabul edilip onanınca işe iade talepli davacı ihtarının davalıya 06/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
    Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti feshe bağlı haklar olup, işe iade davası açılması halinde fesih askıdadır ve bu alacakların işe iade davası ile birlikte talep edilmesi mümkün değildir. Bir diğer deyişle, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talepleri bakımından erken açılmış dava söz konusu olduğundan, bu taleplerin bu nedenle usulden reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
    3-Ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından, tüm taraf tanıklarının beyanlarından 2008 yılından sonra ulusal bayram genel tatil çalışması olmadığı anlaşılmaktadır. Hükme esas bilirkişi raporunda ise bu alacak 01/10/2008 tarihinden itibaren hesaplanmıştır. Açıklanan nedenle ulusal bayram genel tatil ücreti talebinin reddi gerekir iken kabulü hatalıdır.
    4-Hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi hatalıdır.
    F)SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talepleri bakımından yukarıdaki 2 numaralı bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ