• EMEKLİLİK NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ İŞÇİNİN SONA ERDİRMESİ

               
    YARGITAY
    22. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2013/11079
    2014/12903
    14.05.2014
    İlgili Kanun / Madde
    1475 S. İŞK. /14

     
       
    • EMEKLİLİK NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ İŞÇİNİN SONA ERDİRMESİ
    • YAŞ KOŞULUNUN DIŞINDA SİGORTALILIK SÜRESİ VE PRİM GÜN SAYISINI DOLDURMA
    • FESİHTEN SONRA İŞÇİNİN BİR BAŞKA İŞTE ÇALIŞMASININ HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI OLARAK NİTELENDİRİLEMEYECEĞİ
    • KIDEM TAZMİNATI
    •  
      ÖZETİ İşçinin  emeklilik  nedeni  ile  iş   sözleşmesini  feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği  gibi işçinin bu hakkını   kendisi  için   daha olumlu sonuçlar  doğurabileceğini düşündüğü  bir  başka  işyerinde   çalışma  amacı  ile  de  kullanması   mümkündür. Sosyal  Güvenlik  Hukuku  alanında, yaş  koşulunu da  gerçekleştirmek  sureti  ile  emekli   olan  işçilere  sigorta  destek  primi  ödeyerek  çalışma   imkanı    tanındığı da  dikkate  alındığında, 1475  sayılı   İş  Kanunun 14/1-5. maddesindeki düzenleme  açısından, yasa  koyucunun    amacının  işçinin çalışma  yaşamını  aktif  olarak  sonlandırması  olduğundan  bahsedilemez. Çalışmakta  olduğu   iş yerinde  yıpranmış  olan ve  bu  arada   sigortalılık  yılı  ile prim  ödeme  süresine ilişkin  yükümlülüklerin  tamamlayan  işçinin,  kendisi için  çalışma  koşullarının  daha  olumlu  olduğunu   düşündüğü  bir işyerinde  çalışma  amacı  ile  bu hakkını  kullanması  halinde  Medeni  Kanunun  2.  maddesinde  öngörülen dürüstlük  kuralına    aykırı  davrandığı  kabul   edilemez. Yasa  ile  tanınmış  emeklilik  nedeni  ile  fesih  hakkının    kullanması  ile  birlikte kıdem  tazminatına  hak  kazanılacağının  kabulü  gerekir . İşçinin  hangi  amaçla  bu  hakkı  kullandığı,  kıdem  tazminatına  hak  kazanması   açısından   önem  arz  etmemektedir. Bu  nedenle kıdem tazminatı talebinin  kabulü   gerekirken  reddine  karar  verilmesi  isabetsizdir.

     
     
                 

    DAVA :           Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                             Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                 Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. Baştemur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin 04.10.2004-08.03.2011 tarihleri arasında davalı şirkette operasyon yetkilisi olarak brüt 2.100,00 TL maaş ile çalıştığını, zorunlu sigorta süresinin dolması nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirdiğini, hafta içi sürekli 09:00-21:00 saatleri arasında, ayda bir kez Cumartesi günü 09:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını belirterek kıdem  tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan  tahsiline  karar  verilmesini  istemiştir.
    Davalı vekili, davacının asıl amacının yeniden kendi işinde çalışmaya başlamak olduğunu, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, fazla mesai yapılmadığını belirterek davanın  reddine  karar  verilmesi  talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır.
    4447 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin iş yerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir.
    Somut olayda, davacı 07.03.2011 tarihinde yaş koşulu dışında emeklilik hakkını  elde etmesi  nedeni ile iş sözleşmesini feshetmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 01.03.2011 tarihli yazısı  ile davacının 15 yıl ve 3600 gün sigortalılık süresini doldurduğu ve  yaş  koşulu  dışında  emekliliğe    hak  kazandığı   sabittir.
    İşçinin, iş sözleşmesini emeklilik  nedenine dayalı olarak feshetmesine  rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı  uyuşmazlığın  çözümü  açısından  tartışılması  gereken    noktayı  oluşturmaktadır.
    İşçinin  emeklilik  nedeni  ile  iş   sözleşmesini  feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği  gibi işçinin bu hakkını   kendisi  için   daha olumlu sonuçlar  doğurabileceğini düşündüğü  bir  başka  işyerinde   çalışma  amacı  ile  de  kullanması   mümkündür. Sosyal  Güvenlik  Hukuku  alanında, yaş  koşulunu da  gerçekleştirmek  sureti  ile  emekli   olan  işçilere  sigorta  destek  primi  ödeyerek  çalışma   imkanı    tanındığı da  dikkate  alındığında, 1475  sayılı   İş  Kanunun 14/1-5. maddesindeki düzenleme  açısından, yasa  koyucunun    amacının  işçinin çalışma  yaşamını  aktif  olarak  sonlandırması  olduğundan  bahsedilemez. Çalışmakta  olduğu   iş yerinde  yıpranmış  olan ve  bu  arada   sigortalılık  yılı  ile prim  ödeme  süresine ilişkin  yükümlülüklerin  tamamlayan  işçinin,  kendisi için  çalışma  koşullarının  daha  olumlu  olduğunu   düşündüğü  bir işyerinde  çalışma  amacı  ile  bu hakkını  kullanması  halinde  Medeni  Kanunun  2.  maddesinde  öngörülen dürüstlük  kuralına    aykırı  davrandığı  kabul   edilemez. Yasa  ile  tanınmış  emeklilik  nedeni  ile  fesih  hakkının    kullanması  ile  birlikte kıdem  tazminatına  hak  kazanılacağının  kabulü  gerekir . İşçinin  hangi  amaçla  bu  hakkı  kullandığı,  kıdem  tazminatına  hak  kazanması   açısından   önem  arz  etmemektedir. Bu  nedenle kıdem tazminatı talebinin  kabulü   gerekirken  reddine  karar  verilmesi  isabetsizdir.
    SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.05.2014  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ