-
EMEKLİ İKEN KAMUDA ÇALIŞAN İŞÇİNİN BÜTÇE YASASI GEREĞİ EMEKLİ AYLIĞININ KESİLMESİ YA DA İSTİFA SEÇENEĞİNE ZORLANMASI
İlgili Kanun / Madde
1475 S.İşK/14
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2008/43203
Karar No. 2010/38189
Tarihi: 16.12.2010
l EMEKLİ İKEN KAMUDA ÇALIŞAN İŞÇİNİN BÜTÇE YASASI GEREĞİ EMEKLİ AYLIĞININ KESİLMESİ YA DA İSTİFA SEÇENEĞİNE ZORLANMASI
l İŞÇİNİN İŞTEN AYRILMAYI SEÇMESİ
l KIDEM TAZMİNATI ALAMAYACAĞI
ÖZETİ Somut olayda; davalı işveren 24.3.2005 tarihli tebliğ tebellüğ belgesi ile Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü yazısını davacıya bildirdiği halde davacı işçinin kanunun kendisine tanıdığı yaşlılık aylığından vazgeçerek çalışmasına devam etme seçimlik hakkını kullanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, iş sözleşmesinin 5277 sayılı yasa gereğince sona ermesi nedeniyle fiili bir durum söz konusu olduğu ve sözleşme işverence feshedilmediğinden ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle isabetli olarak ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere iş sözleşmesinin sona ermesi kanundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yaşlılık aylığından vazgeçerek çalışmaya devam etme hakkını kullanmayan davacı işçinin kıdem tazminatı hakkı bulunmamaktadır. Davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, izin, fazla çalışma, ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi A.Günindi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı işyerinde çalışırken 1997 yılında emekli olduğunu, emekli olduktan soma da kesintisiz olarak aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini ve 31.3.2005 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin, fazla çalışma, ulusal bayram - genel tatil ve hafta tatili ücretleri alacakları talebinde bulunmuştur.
Davalı, 2005 mali yılı Bütçe Kanununun 25. maddesi gereğince 'Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların 1.1.2005 tarihinden sonra çalışmaya devam etmeleri halinde emekli aylığı kesilir' hükmünü getirdiğini, davacıya 24.3.2005 tarihinde tebliğ edilen belgeden de anlaşılacağı üzere davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, bu bağlamda davacının tercihini çalışmama, işe devam etmeme şeklinde kullandığını ve iş akdini kendisinin istifa ederek sonlandırdığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hüküm taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- İş sözleşmesinin işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Davacı işçi 5.6.1995 - 31.1.1998 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışmış ve 31.1.1998 tarihinde emekliye ayrılmıştır. Davacıya bu çalışma dönemi için tazminat ödenmesine karar verilmiş ve davacıya imza karşılığı ödenmiştir. Bu şekilde I. Dönem çalışması tasfiye edilmiştir. Davacı 1.5.1998 tarihinden sonra aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam etmiş ve 31.3.2005 tarihinde iş sözleşmesi sona ermiştir. Bu sürede davacı yaşlılık aylığı almaya devam etmiştir. 5277 sayılı Kanunun 25 (f) maddesinde 'herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli daireler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşları ile özel kanunla kurulmuş diğer müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin % 50sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro pozisyonu veya görevde çalıştırılamazlar ve görev yapamazlar' hükmüne yer verilmiştir. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 7.1.2005 tarih ve 279 sayılı yazısının 10. maddesinde 'Kamu kurum ve kuruluşlarının 31.12.2004 tarihi itibariyle çalıştırdıkları personelden SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 20. maddesi uyarınca kurulan sandıklardan 1.1.2005 tarihinden itibaren görevinden ayrılanların, 5277 sayılı Kanunun 25 (f) maddesinin uygulanmasını sağlamak amacıyla 7 iş günü içerisinde ilgili sosyal güvenlik kuruluna bildirileceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davalı işveren 24.3.2005 tarihli tebliğ tebellüğ belgesi ile Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü yazısını davacıya bildirdiği halde davacı işçinin kanunun kendisine tanıdığı yaşlılık aylığından vazgeçerek çalışmasına devam etme seçimlik hakkını kullanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, iş sözleşmesinin 5277 sayılı yasa gereğince sona ermesi nedeniyle fiili bir durum söz konusu olduğu ve sözleşme işverence feshedilmediğinden ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle isabetli olarak ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere iş sözleşmesinin sona ermesi kanundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yaşlılık aylığından vazgeçerek çalışmaya devam etme hakkını kullanmayan davacı işçinin kıdem tazminatı hakkı bulunmamaktadır. Davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.