• DOĞRULUK VE BAĞLILIĞA UYMAYAN DAVRANIŞ

     
    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
    2009/16814
    2011/16521
    06.06.2011
    İlgili Kanun / Madde
    4857.S.İşK/25
       
    • DOĞRULUK VE BAĞLILIĞA UYMAYAN DAVRANIŞ
    • HAKLI FESİH

     
      ÖZETİ Somut olayda davacı işçinin işveren adına yetkili müdür konumunda çalıştığı ve işleri takip için vekâletnamesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının oğlu adına davalı ile aynı işkolunda faaliyet gösteren bir işyeri açtığı, bu işyerinin mobilyalarının davalı şirketin alacaklı olduğu mobilya mağazasından davalının borçlarına mahsuben temin ettiği,  davalı şirket adına kayıtlı ve müşterilerce bilinen sabit telefonu işveren bilgisi ve onayı olmaksızın oğluna devrederek oğlu adına açılan işyerinde kullanılmasını sağladığı hususları dosya içeriği ile sabit olmuştur. Davacının sözü edilen davranışları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 e maddesi uyarınca haklı fesih nedenidir. Davacının oğlu adına kurduğu işyerinin davalı işveren ile rekabet edemeyecek düzeyde küçük bir işyeri olması haklı fesih nedenini ortadan kaldırmaz.  
                 

    DAVA                                    :Davacı,  kıdem, ihbar tazminatı, izin, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                        Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                        Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı işçi davalıların sahip olduğu Arı Rafine ve Yağ Sanayi AŞ’ de 07.09.1987 tarihinde işe başladığını,  04.10.1996 tarihinde işten çıkarıldığını, 4 ay sonra aynı işverenlere ait davalı şirkette çalışmaya başladığını,  27.02.2006 tarihinde oğluna aynı iş kolunda işyeri açmış olması sebebiyle davacıya verilen genel vekâletnameye aykırı davrandığından söz edilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatları ile izin ücreti ve fazla çalışma ücreti isteklerinde bulunmuştur.    
    Davalı işveren, davacının işveren vekili konumunda olmasına rağmen oğlu ile isminin bir arada kullanıldığı Akça Ofset adlı matbaa işyeri açtığını, işverenin müşterilerce bilinen telefonunu oğluna devrettiğini, yeni kurulan işyerindeki möbleleri dahi davalı şirketin alacağından mahsup ederek aldığını belirterek feshin haklı olduğunu savunmuştur.
    Mahkemece, davacının Arı Yağ unvanlı işyerine 1987 yılında girdiği, 1996 yılında istifa ettiği, 15.02.1997 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığı,  davacının oğlu adına açılan işyerindeki makinelerin davalı ile rekabet edemeyecek boyutta olduğu ve 6 iş günlük hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle istifa sonrası davalı şirkette çalışılan süreye göre yapılan hesaplamalara itibar ederek ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti isteklerini kabul etmiştir.
    Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin II.  bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
    Somut olayda davacı işçinin işveren adına yetkili müdür konumunda çalıştığı ve işleri takip için vekâletnamesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının oğlu adına davalı ile aynı işkolunda faaliyet gösteren bir işyeri açtığı, bu işyerinin mobilyalarının davalı şirketin alacaklı olduğu mobilya mağazasından davalının borçlarına mahsuben temin ettiği,  davalı şirket adına kayıtlı ve müşterilerce bilinen sabit telefonu işveren bilgisi ve onayı olmaksızın oğluna devrederek oğlu adına açılan işyerinde kullanılmasını sağladığı hususları dosya içeriği ile sabit olmuştur. Davacının sözü edilen davranışları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 e maddesi uyarınca haklı fesih nedenidir. Davacının oğlu adına kurduğu işyerinin davalı işveren ile rekabet edemeyecek düzeyde küçük bir işyeri olması haklı fesih nedenini ortadan kaldırmaz.
    Feshin hak düşürücü süresi içinde yapıldığı da yine dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.  Dava dilekçesinde fesih tarihi olarak 27.02.2006 tarihi açıklanmış olup bu tarihte oğlu adına açılan işyerinin henüz faaliyete geçmediği de bildirilmektedir. Davacı işçi oğlu adına açılacak olan işyeri ile ilgili mobilya temini 21.02.2006 tarihinde yapılmış, telefon nakli işlemi ise 24.02.2006 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Hatta Telekom il müdürlüğünde gerçekleşen işlem üzerine telefonun fiilen nakli için yetkililerce 28.02.2006 tarihine randevu verilmiştir. Davacının iş sözleşmesi 27.02.2006 tarihinde yasal süresi içinde sözlü olarak feshedilmiş olup, işveren 03.03.2006 tarihinde noterden düzenlenen fesih bildirimi ile fesih nedenlerini açıklamıştır.
    Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanması söz konusu olmaz. Mahkemece sözü edilen isteklerin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
    3-Fazla çalışma isteğinin reddi sebebiyle davalı yararına hükmedilen avukatlık ücretinin davalıya ödenmesi yerine “davacıdan alınarak davacıya ödenmesi” şeklinde karar verilmesi de hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir. 
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ