BAĞ-KUR TARAFINDAN TRAFİK KAZASI NEDENİYLE ÖLÜM SİGORTASINDAN HAK SAHİPLERİNE ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI
İlgili Kanun / Madde 1479 S.BağK/63
T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2005/8489 Karar No: 2005/11592 Tarihi: 15.11.2005 l BAĞ-KUR TARAFINDAN TRAFİK KAZASI NEDENİYLE ÖLÜM SİGORTASINDAN HAK SAHİPLERİNE ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI l BAĞ-KUR'UN RÜCU EDEBİLMESİ İÇİN 3. ŞAHSIN SUÇ SAYILIR EYLEMİNİN BULUNMASININ GEREKMESİ l ARAÇ MALİKİNİN KARAYOLLARI TRAFİK KANUNDAKİ HÜKÜMLERİNE GÖRE KOŞULLARI VARSA SORUMLU OLABİLECEĞİ
ÖZETİ: 479 sayılı Kanun'un 63. maddesi hükmü kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları; öncelikle 3. kişinin suç sayılan hareketi ile yasada belirtilen sosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması ve sigortalı ya da hak sahiplerine bu yardımların yapılması koşuluna bağlanmıştır. Davada somutlaşan olayda da; davalı sürücü Mustafa'nın 8/8 oranındaki kusuru ile neden olduğu trafik kazasında Bağ-Kur sigortalısı vefat etmiş ve sigortalının hak sahiplerine Bağ-Kur'ca ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmıştır. Bu durumda; araç malikinin 1479 sayılı Kanun'un 63. maddesi kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan Yasa'nın öngördüğü "diğer sorumlular" kavramı kapsamında 2918 sayılı Kanun'un 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çerçevesinde işleten sıfatını haiz bulunması; bir başka anlatımla Trafik Sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracı tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde mümkündür. DAVA: Davacı, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı ve dahili davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı Kurumun temyizine gelince;
Dava, 23.05.1999 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine davacı Kurumca ölüm sigortası kolundan bağlanan aylığın ilk peşin değerinin 1479 sayılı Kanun'un 63. maddesi hükmüne göre davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, araç maliki Mehmet'e yönelik davanın reddine, sürücü ve sigorta şirketine yönelik davaların yazılı şekilde kabulüne karar verilmiştir.
Bu yönde; 1479 sayılı Kanun'un 63. maddesi hükmü kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları; öncelikle 3. kişinin suç sayılan hareketi ile yasada belirtilen sosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması ve sigortalı ya da hak sahiplerine bu yardımların yapılması koşuluna bağlanmıştır.
Davada somutlaşan olayda da; davalı sürücü Mustafa'nın 8/8 oranındaki kusuru ile neden olduğu trafik kazasında Bağ-Kur sigortalısı vefat etmiş ve sigortalının hak sahiplerine Bağ-Kur'ca ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmıştır.
Ne var ki ki maliki davalı Mehmet'in rücu' alacağından sorumluluğuna dayanak kılınan 1479 sayılı Kanun'un 63. maddesinin 3396 sayılı Kanunla değiştirilen 2. fıkrasında yer alan “...araç maliklerine...” ibaresi; Anayasa Mahkemesi'nin 27.03.2000 tarih ve 2001/343 Esas, 2002/41 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararıl3.11.2002 gün ve 24935 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu durumda; araç malikinin 1479 sayılı Kanun'un 63. maddesi kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan Yasa'nın öngördüğü “diğer sorumlular” kavramı kapsamında 2918 sayılı Kanun'un 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çerçevesinde işleten sıfatını haiz bulunması; bir başka anlatımla Trafik Sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracı tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde mümkündür.
Hal böyle olunca; Mahkemece açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yanılgılı değerlendirme ile araç maliki davalı hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan itizarları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 15.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.