YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ |
|
|
Esas No.
Karar No.
Tarihi: |
2015/17091
2016/9223
06.06.2016 |
İlgili Kanun / Madde
1479 S. BağK. /45
|
|
- BABASININ ÖLÜM TARİHİNDE YETİM AYLIĞI BAĞLANMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLARA SAHİP OLMAYAN KIZ ÇOCUKLARINA YETİM AYLIĞININ YENİ YASAL DÜZENLEMEYE GÖRE BAĞLANABİLECEĞİ
|
|
|
ÖZETİ Somut olayda; davacının babasının ölüm tarihindeki mevzuata göre gelirinin bulunması nedeni ile davacıya aylık bağlanması mümkün değilse de, 1479 sayılı Yasa'nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa'nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrasında bulunan “onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'inden az aylık bağlanamaz” hükmü uyarınca kız çocuklarına aylık bağlanması mümkün hale gelmiştir. 24.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasa hükmü önceki yasal düzenlemeye göre lehe olup davacı hakkında uygulanmasının gerektiği ortadadır |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Davacı, eşi ve babasından dolayı ölüm aylığı almakta iken babasından dolayı almakta olduğu ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 506 sayılı yasa kapsamında sigortalı olan eşinden ölüm aylığı alırken, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babasından dolayı bağlanan aylığı kesen davalı Kurum işleminin iptali ile durdurulan ölüm aylığının yeniden bağlanarak ,ödenmeyen aylıkların iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; 1479 sayılı Yasa uyarınca sigortalı olan davacının babası 'nın 09.01.1978 tarihinde vefat ettiği ve davacının talebi üzerine davacıya babasından ölüm aylığı bağlandığı, davacının 506 sayılı yasa kapsamında sigortalı olan eşi Zeki Ulukök'ün ise 25.10.2004 tarihinde vefat ettiği ve eşinden dolayı da ölüm aylığı aldığı, Kurum tarafından eşinden dolayı aldığı aylığın brüt asgari ücretin üzerinde kaldığı belirtilerek babasından dolayı aldığı aylığının başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği ve davacıya borç çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının babasının ölüm tarihindeki mevzuata göre gelirinin bulunması nedeni ile davacıya aylık bağlanması mümkün değilse de, 1479 sayılı Yasa'nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa'nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrasında bulunan “onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'inden az aylık bağlanamaz” hükmü uyarınca kız çocuklarına aylık bağlanması mümkün hale gelmiştir. 24.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasa hükmü önceki yasal düzenlemeye göre lehe olup davacı hakkında uygulanmasının gerektiği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.