• ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN UNSURLARI

    YARGITAY
    9. HUKUK DAİRESİ
     
    Esas No.
    Karar No.
    Tarihi:
     2016/22865
    2016/20937
    28.11.2016
    İlgili Kanun / Madde

    4857 S. İşK/2, 18-21

     
       
    • ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN UNSURLARI
    • MUVAZAA
    • HİZMET ALIMI ADI ALTINDA İŞÇİ TEMİNİ (İŞÇİ ALIMI) YAPILAMAYACAĞI
    • ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN MUVAZAALI OLDUĞU DURUMLARDA DA(MUVAZAALI ALT İŞVERENİN (KAYDEN İŞVEREN GÖZÜKENİN) SORUMLULUĞUNUN DEVAM EDECEĞİ
    • MUVAZAALI ALT İŞVEREN (KAYDEN İŞVEREN GÖZÜKEN) LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEMEYECEĞİ
      ÖZETİ  Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan işte çalıştırılması ve asıl işveren ile alt işverenin muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri olarak sayılabilir. 
    Gerçek işverenin tespitinde hukuki ilişkinin değerlendirilmesinin yapılması gerektiğinden muvazaa konusu da doğal olarak irdelenir, bu husus konunun içindedir. Bu husus tespit edilirken alt-asıl işveren ilişkisinde kanun gereği hizmet alımı yapılmalıdır. Personel alımı değil, çıkarılan/ çalıştırılan personelin hizmet alımı çerçevesinde çalıştırılması gereken personelden olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bu kapsamda alt işverene işin tamamı verilebilir, verilmelidir. Ancak o işle ilgili bir ya da birkaç personel temini şeklinde bir uygulama yapılamaz. Şoförlerin, büronun tamamı iş olarak başka işverene verilebilir. Tek bir şoför, sekreter vb. personelin temini için hizmet alımının yapıldığı halde yapılan işin İş Kanunu 2.madde anlamında bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmuş olmaz.
    Somut uyuşmazlıkta, mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının davalılardan .... nezdinde işine iadesine dair verilen karar isabetli ise de, kayden işveren olarak görünen ve muvazaalı işlemin tarafı olması nedeniyle kendine menfaat sağlayamayacak olan diğer davalı ....’nin işe iade kararının mali sonuçlarından diğer davalı .... ile birlikte sorumlu tutulması gerekirken sorumlu tutulmaması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 


     
     
                 

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
    Hüküm süresi içinde davacı ile davalılardan .... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    A) Davacı İsteminin Özeti: 
    Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği 14.08.2015 tarihine kadar asıl işveren davalı banka, alt işveren davalı ... bünyesinde kesintisiz şekilde Kobi Pos Görevlisi Satış Takım Lideri olarak çalıştığını, davalılarca herhangi bir geçerli neden bildirmeksizin gerçeklere aykırı şekilde iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacı ile aynı pozisyonda Pos Satış Elemanı veya Takım Lideri olarak çalışan birçok işçinin davalılar bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, davalı ... ihtarnamesiyle davacı işçinin görev yerinde işin bitmesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, davalıların davacı işçiyi aynı ücret, eğitim ve görev alanına uygun bir işte çalıştırabileceklerken kendisine yeni bir işin teklif edilmediğini, çalışanlar arasında eşit davranma yükümlülüğüne ve feshin son çare olması ilkesine aykırı davranıldığını iddia ederek fesih işleminin geçersizliğinin tespitine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işçinin davalı banka personeli olmadığını, iş sözleşmesinin davalı ... Şirketi tarafından feshedildiğini savunmuştur. 
    Davalı ... Anonim Şirketi cevap dilekçesinde özetle; davalı ... firmasının davacı işçinin işvereni olmadığını, davalı ... firmasının işyerlerinde istihdam edilmek üzere işçi arayan şirket ve kuruluşlara portföyünde bulunan kişilerden aranan niteliklere uygun işçi sağlayan ve bordrolama hizmeti sunan özel istihdam bürosu niteliğinde bir aracı kurum olduğunu, ayrıca davacı işçinin istihdam edildiği diğer davalı banka ile aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin de olmadığını savunmuştur. 



    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, feshin geçerli olmadığı gerekçesi ile davalı .... hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalı ... Anonim Şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. 
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili ve davalı .... vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir. 
    E) Gerekçe: 
    İş ilişkisinde işletmesel kararla iş sözleşmesini fesheden işveren, Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca, yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kullanırken, keyfi davranmamalı, işletmesel kararı alırken dürüst olmalıdır. 
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. 
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci maddesinde belirtilen unsurları taşımayan alt işveren uygulaması, fesih için geçerli neden kabul edilemez. İş Kanunu’da yardımcı işlerin alt işverene verilmesinin herhangi bir koşula bağlanmaması nedeniyle, bu nevi işlerin muvazaa olmaması kaydıyla alt işverene devri sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi hâlinde, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilebilir. Buna karşılık, 6’ncı fıkra gereğince, asıl işin bir bölümünde işletme ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler alt işverene devredilebilecektir. Anılan düzenlemede baskın öğe, “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren” işlerdir. Başka bir anlatımla işletmenin ve işin gereği ancak teknolojik nedenler var ise göz önünde tutulur. Dolayısıyla, söz konusu hükümdeki şartlar gerçekleşmeden asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde, asıl işveren-alt işveren ilişkisi geçersiz olacağından iş sözleşmesinin feshi de geçersiz olacaktır. 
    Bilindiği üzere, alt işveren asıl işveren karşısında bağımsız hizmet sunan bir işveren durumundadır. Alt işveren, asıl işverenin emir ve talimatlarına göre değil, alt işverenlik sözleşmesinde belirtilen proje ve teknik şartlara göre işi yürütür. Asıl işverenin alt işveren işçilerine karşı yönetim veya işin ifasını isteme hakkı olamayacağı ancak işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak asıl işverenin genel nitelikli talimatlar verebileceği bilinmektedir.
    İş Kanunu’nun 2 inci maddesinin altıncı fıkrası; bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet ücretine ilişkin yardımcı işlerde veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasından kurulan ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasal düzenlemeye uygun olarak alt işverenin üstlenebileceği işler geçici nitelikte olabileceği gibi devamlılık gösteren işlerde olabilir. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan işte çalıştırılması ve asıl işveren ile alt işverenin muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri olarak sayılabilir. 
    Gerçek işverenin tespitinde hukuki ilişkinin değerlendirilmesinin yapılması gerektiğinden muvazaa konusu da doğal olarak irdelenir, bu husus konunun içindedir. Bu husus tespit edilirken alt-asıl işveren ilişkisinde kanun gereği hizmet alımı yapılmalıdır. Personel alımı değil, çıkarılan/ çalıştırılan personelin hizmet alımı çerçevesinde çalıştırılması gereken personelden olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bu kapsamda alt işverene işin tamamı verilebilir, verilmelidir. Ancak o işle ilgili bir ya da birkaç personel temini şeklinde bir uygulama yapılamaz. Şoförlerin, büronun tamamı iş olarak başka işverene verilebilir. Tek bir şoför, sekreter vb. personelin temini için hizmet alımının yapıldığı halde yapılan işin İş Kanunu 2.madde anlamında bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmuş olmaz.
    Somut uyuşmazlıkta, mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının davalılardan .... nezdinde işine iadesine dair verilen karar isabetli ise de, kayden işveren olarak görünen ve muvazaalı işlemin tarafı olması nedeniyle kendine menfaat sağlayamayacak olan diğer davalı ....’nin işe iade kararının mali sonuçlarından diğer davalı .... ile birlikte sorumlu tutulması gerekirken sorumlu tutulmaması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı .... nezdinde İŞE İADESİNE, 
    3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni ve davacının talebi de dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE, 
    4- Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
    5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 
    6- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 95.40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
    7. Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili davalıya iadesine,
    8. Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.si uyarınca belirlenen 1.800,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
    9. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 
    Kesin olarak 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

© 2019 - ÇALIŞMA VE TOPLUM DERGİSİ